Bugün Sevdiğini Söyle
Garip bir çift olan Edward - İsabella Johnson beni evlât edindiklerinde henüz iki aylıkmışım. Bana karşı olan davranışları son derece sevgi ve şefkat doluydu. Bu nedenle, Lanchester, Minn.'daki çocukluk yıllarımı asla unutmayacağım.
Evli ve iki çocuklu bir doktorun yanında çalışmak üzere Chicago'ya gittiğimde artık yetişkin bir kişiydim. Ekim, 1958'de yeni bir apartmana taşınıyorduk, işlerimin yoğunluğundan babamın 4 Ekim'deki doğum gününü kutlayamadım.
6 Ekim günü telefon ettiğimde bana: "Yaşlı babanı unutmuş olduğunu düşündüm" diye sitem etti. Bu sitem bende, onun tak;dir ve teselli edilmeye ihtiyacı olduğu intibaını uyandırdı. Onun sitemine: "Oh, baba biliyorsun, seni asla unutmayacağım ve sana olan sevgim asla tükenmeyecek." diye karşılık verdim. Bir müddet konuştuktan sonra sözü büyük çocuklarının işlerine ve yeni apartmanımıza getirdim, fakat o, bu telefon görüşmesi sana çok pahalıya gelecek diyerek konuşmayı kısa kesmek istedi ve allahaısmarladık demeye başladı. Konuşmaya devam etmemiz için beni neyin zorladığını asla bilemeyeceğim. Üzerime aydınlık bir his gel;di ve içten gelen güçlü bir duygu; "Onu sevdiğini söyle" dedi. Birdenbire onun şefkatini, iyi karakterini, insanlarla dürüst alış verişini ve tüm yaşamıyla kendisini ne kadar çok takdir ettiğimi söyledim. Henüz daha genç olduğum dönemlerde cahilliğim nedeniyle onu çok üzdüğüm için beni bağışlamasını diledim.
Geçmişe dönüp, koşan pars zambaklarını, su fışkırtan traktörleri ve beni yaban ördeği avına götürdüğü zaman ne kadar çok eğlendiğimi, sağnak halindeki yağmur altında birlikte av kuşu çevirdiğimiz günlerden söz ettim. Babam, tüm bunları başından sonuna kadar sessizce dinledi. Daha sonra; "Bunları dinlemek ne kadar güzel Pat!" dedi. Küçükken birlikte yaptığımız şeyler hakkında konuştuk ve bu arada tekrar, [/B][CENTER][B]"Seni seviyorum babacığım." dedim. "Pekâlâ, beni gerçekten çok mutlu ettin ve sevindirdin." dedi gülerek. Bir süre sonra telefon sohbetimiz sona erdi.
İki gün sonra babam kalp yetmezliğinden öldü. Dehşetli bir keder içindeydim, ancak telefondaki o sohbetimiz ile teselli bulabildim.
Son olarak konuştuğumuz gibi konuşmayı sık sık başaramamıştık, oysa o sözler gibi söylenecek daha pek çok şeyler vardı. Cenaze töreninden sonra bazı kimseler bana: "Babana öldüğü âna kadar onu mutlu edebilecek ne söyledin?" diye sorular sordular.
Patricia Parhad, FATE'den, Çeviren: M.Öncü
|