Alıntı:
Zeus Üyemizden Alıntı
İslam İnancı ve Astoroloji, bu konu hakkında biriniz birşey paylaştı mı ,? |
Tevhid inancına göre kişiyi karakteriyle birlikte yaratan Allah’tır. Kişinin, sahip olduğu karakteri çerçevesinde terbiye edicisi de Allah’tır. Allah kullarını doğrudan terbiye ettiği gibi, din göndererek kullarının irâdesine kapı açmak sûretiyle de terbiye eder. İnsan davranışlarını sahip oldukları karakterler içinde eğiterek dizginleyen müessese dindir. Neticede kul, karakteri nasıl olursa olsun, terbiye edilmeye hazır bir potansiyel hüviyetindedir.
Oysa yıldız falcılığında doğum tarihine göre kişiye sabitlenen karakter, eğitilir olmaktan uzaktır. Kişiye doğum tarihine göre bir karakter biçeceksiniz ve onu bu biçilmiş karaktere göre yargılayacaksınız, ona buna göre davranacaksınız. Meselâ, eğer müneccim (yıldız falcısı) hesabına göre kişiye çok alıngan olduğu söylenmişse, artık kişiye alıngan nazarıyla bakılacak, artık ona bu yaklaşımla davranılacaktır. Alıngan olmasının sebepleri araştırılmayacak. Kişi eğitime alınmayacak. Alıngan değilse bile, bu ithamla kişinin kendisini alıngan bilmesi gibi bir ucube ortaya çıkacaktır. Oysa alınganlık belirli ölçülerde herkeste vardır. Eğer birisinde fazla miktarda alınganlık varsa da, bu, doğum tarihiyle ilgili bir olay olmadığı gibi, olumlu yaklaşımlarla ve eğitimle kişinin bu yanını düzeltmesi zor değildir. Oysa yıldız falcılığı anlayışında bu çabaya yer yoktur.
Kaldı ki, kişinin karakterini doğum tarihine göre tespit etmenin pozitif bir değeri de yoktur. Konu pozitif bilimle ispatlanmış değildir. Binlerce yıldır insanoğlu boş yere yıldız falcılığıyla uğraşıyor. Konu hâlâ burhana, delile ve ispata muhtaçtır. Konu hâlâ zanna dayalı yorumlamalardan ibârettir.
Risâle-i Nûr Kur’ân’a bağlı olarak ayı, güneşi, yıldızları, gök cisimlerini ve semâvâtı bolca tefekkür sâhâsına çekiyor; ama hiçbir zaman astroloji malzemelerini kullanarak ve burçlara dayanarak gelecekle ilgili veya gaybî yorumlara yer vermiyor. Hiç şüphesiz, bu mânâda burçlarla ilgili yorumlara inanılmasını da onaylamıyor. On Dördüncü Lem’a’da değinilen burçlar, İlm-i Nücumun teşbîhâtı arasında yer alan burçlardan başka bir şey değildir.lemalar da geçer
Netice olarak, eskiden “ilm-i nücum” olarak bilinen astronomi, bir ilimdir. Kur’ân’dan destek alır. Fakat, astronomi bilgilerini burçlara dayalı bir takım gaybî haberler üretmekte ve gelecek hesapları yapmakta kullanmanın, yani “astroloji” olarak bilinen falcılığın gerçekliği yoktur. Bu açıdan, Tevhîd inancı da böyle fiillere değer vermiyor.