Cvp: Filistinde çocuk olmak... Ya Rabb! Çaresi bulunan şeyde acze, bulunmayan şeyde ye'se düşürme bizi..." FİLİSTİNLİ ÇOCUĞUN MEKTUBU
Bu sana yazdığım ilk mektubum. Biraz heyecanlıyım. Yılların birikimi olan hasret damlalarını satırlara nakşedeceğim. Çünkü artık şeker ile parayı, sol elim ile sağ elimi birbirinden ayırt edebiliyorum. Senin yıllardır neden içerde olduğunu da artık anlıyorum ve sizlerle gurur duyuyorum. Seni tanımak resimlerde bana nasip oldu. Seni alıp götürdüklerinde ben henüz doğmamıştım. Senden beş ay sonra gözlerimi dünyaya açtım ve sen yoksun diye vekaletten melekler kulağıma ezan okudu. Annem, hem ana hem de baba oldu. Ninni yerine götürüldüğün anı tekrar tekrar dinledim annemin dudaklarından.
Senden sonra annemi çok dövmüşler ve bir o kadar da sövmüşler. Benim yaşamam da mucizeymiş. Başımda o geceye ait dipçik izleri var. İz bırakan şeyler unutulmazmış. Annemin düğümlenen boğazı, buğulanan gözleri olmasaydı seni daha iyi tanıyacaktım, ama olsun.
Sevgili babacığım!
Namazımı devamlı kılıyorum. Kur’an- Kerimi de okuyorum. Her akşam camiye düzenli gidiyorum. Namazımı da cemaatle kılıyorum. Gece yatağıma girince de sana, arkadaşlarına ve tüm dünya Müslümanlarına dua ediyorum.
Bir bayram daha geliyor. Ama sen yine yoksun baba! Bayramlarda sevinçler olurmuş. Sevenler buluşurmuş. Kurt ve kuzu dost olurmuş. Heyhat! Sol tarafım, göğsümün iç kısmı derinden derine yanıyor baba. Başımı okşayacak bir ele, tebessüm eden bir yüze, kucaklayan bir kola hasrettim. Ve bir bayram daha geliyor. Sen yine uzaksın baba!!
Anneme “babam ne zaman gelecek” diye sorup durdum. Bana “yakında yavrum” dedi. “Yakın”lar ne kadar “uzak”mış baba. Bayramlarda çocuklar anne ve babalarıyla gezmeye çıkıyorlar. Gülüp oynuyorlar. Kucak dolusu oyuncaklar, pastalar ve yeni yeni elbiseler. Bunları gördükçe küçülmek istiyorum. Büyümek ayrı bir acı veriyor. Anlamak, kavramak ne zor baba… |