Cevap: Ölüm Kimseye Vakit Tayin Etmemiştir Düşünün bir kere ! Sen can çekişmektesin. Ölümün sıkıntısı , acısı , gam ve ızdırabıyla boğuşmaktasın. Ölüm meleği ayağından itibaren ruhunu çekmeye başlamış. Bu çekişin acısını ayağının ta ucundan hissetmektesin. Sonra bu çekiş aralıksız devam eder, can çekişme kızışır.
Ruh aşağıdan yukarıya olmak üzere bütün bedeninden çekilir. Acı doruğa ulaşmıştır. Ölümün sıkıntıları bütün bedenine yayılmıştır. Kalbin ürperti ve üzüntü içindedir. Rabbinden gazap veya hoşnutluk müjdesini gözleyip beklemektedir.
Canını almakla görevli melekten bu iki haberden birini almaktan başka bir ihtimal olmadığını anlamışsındır.
İşte sen böyle gam , tasa , ölüm acısı ve şiddetli üzüntü içerisinde Rabbinden iki müjdeden birini beklerken , birden bire ölüm meleğinin çehresiyle yüz yüze gelirsin. Bu çehre ya en güzel veya en çirkin bir manzara arzetmektedir.
Bedeninden ruhunu çekip çıkarmak üzere elini ağzına doğru uzatırken ona bakıyorsun. Bu hale düşmekten ve ölüm meleğinin yüzünü görmekten dolayı nefsin zillete bürünmüştür.
Ondan nasıl bir müjdeyle karşılaşacağını merak edip duruyorsun. Birden bire onun sesini duyuyorsun.
Sana '' Allah'ın (cc) rıza ve mükafatıyla sevin , ey Allah'ın dostu''
Veya '' O'nun gazabı ve azabıyla sevin , ey Allah'ın düşmanı'' haberini alıyorsun.
İşte o anda ya kurtulmuş ve başarına kesin kanaat getirir ve ruhun Allah (cc) ile huzur bulur ya da mahv ve helak olduğuna kani olur , kalbin ümitsizlikle dolar , Allah'tan ümit ve emelin kopar ...
Alıntı... |