YÛSUF SURESİNDEN İMAN EHLİ İÇİN HİÇ BİTMEYEN
DERSLER
1) Bu sure Mekke’de inmiştir. İndiği dönem olan “hüzün yılında” ilk mümin nesil, ALLAH’a iman etmenin en ağır bedellerini ödüyordu. İşkencenin tahammülleri zorladığı bir dönemde göklerden bir teselli bekleniyor, kurtuluşun ışıkları gözleniyordu. ALLAH Teala ise, Yusuf suresi ve benzeri ayetlerini indiriyordu. O gün iman etmenin bedelini ödeyen müminlere ALLAH Teala, geçmiş ümmetlerden, hatta peygamberlerden örnekler vererek ALLAH için nelere katlanılması gerektiğini ve ALLAH için sabredip katlananların akıbetini örneklendirmiş oluyordu. O gün için ashabı kirama heyecanlı bir örnek olan Yusuf aleyhisselam olayı, ashabı kiramla aynı dereceleri paylaşmak isteyenler için bugün de heyecanlı ve taptaze bir örnektir.
2) Yusuf aleyhisselam, İbrahim aleyhisselamın oğlu olan İshak aleyhisselamın oğlu Yakub aleyhisselamın oğludur. Yani kendisi, babası ve dedesi peygamberdir. Ama ALLAH’ın insanlar için koymuş olduğu imtihan kanunlarından muaf tutulmamıştır. Belki de geçirdiği badireler, normal insanlarınkinden çok daha ağırdır. Ne nesep ne de yaşanılan zaman ve mekan, hiç kimsenin ALLAH Teala’dan muafiyet beklemesini gerektirmez. ALLAH muaf tutacak olsa kendisi, babası ve dedesi nebi olan bir kuluna bu imtiyazı lütfederdi.
Dünyada varlığın sebebi imtihandır. Bu imtihana da herkes tabi tutulacaktır. Ne imtihan şeklini, ne de imtihan zamanını kullar belirleyemezler. O konuda hüküm ALLAH’a aittir.
3) Yusuf aleyhisselam zahiren, önce babasının ilgisi, ardından da yüz güzelliği nedeni ile sıkıntılara düştü. Bundan da iki sonuç çıkmaktadır:
a- Eğer ALLAH Teala, bir musibet takdir buyurmuşsa, onun sebeplerini de yaratmıştır.
b- Bu sebepler, peşinden koşulan, imrenilen sebeplerdir; ama akıbetleri hakkında insanların bilgileri yoktur.
4) Yusuf AS birden çok badireler atlatarak, ulaştığı makamlara ulaşmıştır. Bunlar:
- Kardeş kıskançlığı,
- Kuyu karanlığı,
- Kölelik,
- Kadın tuzağı,
- Hapis hayatı,
- Bolluk ve devlet otoritesine sahip olma hafifliği,
- İnsani duygularla sınanma (eline düşen kardeşlerini bağışlaması) dır.
5) ALLAH Teala bu surede bir yandan Yusuf AS’ı anlatırken bir yandan da, anlayabilenlere hayatın sırlarından bir demet sunmaktadır.
Mesela:
-Aile içi ilişkiler, şeytanın özellikle müdahele etmek istediği alanlardandır. ALLAH’a ulaşan yolda ailedeki yapı önemli bir yer tutar. Ebeveyn-evlat, evlat-evlat ilişkileri, diğer yakınlarla alakanın seyri bu açıdan hassas konulardandır, kulun imtihannda önemli bir yer tutmaktadr.
-Cinsi alaka konusunda imtihanın yer ve zamanı yoktur. En riskli imtihanlardan birisi olarak her müminin hazır olması gereken bir zaaf noktamızdır.
-Muhafaza edilmesi gereken sırlar bulunabilir. Şeytanın ilgilendiği bir alan olduğundan sırlar, bizim için muhafaza edilmesi gereken özel hayatımız olarak bilinmelidir..
6) Yusuf AS kıssası bir rüya ile başlamaktadır. Nübüvvetle bağlantısı olduğu için bu olaydaki rüya daha başka bir yer sahibidir. Yoksa rüya, müminin hayatında hüküm kaynaklarından birisi değildir.
7) Yusuf AS’ın kıssası başından sonuna kadar, ALLAH Teala’nın bilgisi ve iradesi dahilinde olmuştur. İnsanlar için anlaşılamayan kısımları bulunsa da, hiçbir bölümü hikmete muğayır değildir.
8 ) Sırıtmayan bir yalan yoktur. Ancak, bir zaman için ALLAH Teala’nın kaderi tecelli etsin diye, yalana da farkında olmadan itibar edilebilmektedir.
9) Sabır, anlaşılamadan din anlaşılmış olmaz. Ne zaman ve nerede niçin sabır gerekiyor, sabrın sırrı nedir gibi sorular cevapsız kalmamalıdır. Bu sure, başından sonuna kadar sabrın niteliği hakkında en hassas örneklerinden birisini öğretmektedir. Yusuflaşma yolunda sabır önemli bir göstergedir.
10) ALLAH Teala’nın kudretini aşan bir olay, O’nun iradesi haricinde olup biten bir hüküm yoktur. O murad ettiği şeyin sebeplerini de murad edip yaratır. Nitekim, bu olayda Yusuf’un kuyuya atılmasını murad ettiği gibi, oradan bir kervanın geçmesini ve su ihtiyacı içinde olmalarını da murad etmiştir. Ama olayların sadece zahirini görebilen insan aklı ile bakıldığında, kuyuya düştükten sonra, kuyuda kalmaktan beter bir kölelik dönemi başlıyor şeklinde anlaşılabilir.
Hapishane hayatı da ibretlerle doludur. Neden girdi, sonu ne oldu.?
Mümin insan olaylara, kuş kafası ile değil kuşbakışı bakışla bakarsa, ALLAH Teala’nın ef’alinde hiçbir çelişki olmadığını görür. İmanı güç kazanır.
Yusuf’un saraya girebilmesi için, sarayda çocuksuz yaşayan bir yetkiliyi de bilerek o halde yaratmıştır. Böylece Yusuf, kuyunun dibinden sarayın görkemli tahtına çıkmıştır.
Kralın rüya görmesi, sonra o rüyada görüldüğü gibi bolluk ve kıtlık yıllarının gelmesi de hep bu türdendir.
11) Erkek-kadın ilişkileri konusunda bu surenin ayetleri ibretle defalarca okunulup düşünülmelidir. Mana aleminin zirvesinde bir erkek ve madde aleminin doruğunda onurlu bir kadına şeytanın kurmak istediği tuzak, bütün asırlarda yaşayan müminler için unutulmaması gereken büyük bir örnektir. Kur’anımızda bu olayın anılmasının sebeplerinden birisi de budur zaten.
12) ALLAH’a davette bütün fırsatlar değerlendirilmelidir. Yusuf AS, zindan arkadaşlarının rüya anlatmalarını onlara imanı tebliğ için bir fırsat olarak değerlendirmiştir.
13) Yusuf AS, beşeri şartlar olarak, kendisine ihanet eden kardeşlerinden dilediği intikamı alabileceği bir imkanla karşılaştı ama o, fazileti ve ALLAH’tan bulacağı mükafatı tercih etti, onları bağışladı. Zor ama, üstün olanını yaptı.
14) Herşey ALLAH Teala’nın kudret elinde olduğuna göre, umud hiçbir zaman bitmemelidir.
Bir gün özlenen, uğurunda gözler feda edilen Yusuf çıkıp gelebilir..
Yeterki sen Yakub ol o da Yusuf olsun..
15) ALLAH’ın Kur’an’da anlattığı olaylarda büyük ibretler vardır. Bu ibretler kalbi mühürlenmişlere tesir etmemektedir. Ancak mümin oldukları halde insanların bu kıssalardan ders almamaları, sanki bu ayetler iman etmeyenlere hitap ediyormuş gibi bakmaları oldukça düşündürücüdür.
Nureddin yıldız hoca efendinin ders notlarından