Konu Başlıkları: SAHABE AŞKI( hifa ve süheyl)
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Temmuz 2014, 18:24   Mesaj No:4

nurşen35

Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:60
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.475
Konular: 1144
Beğenildi:4423
Beğendi:3685
Takdirleri:11319
Takdir Et:
Standart Hifa ile Süheyb (ra)

HifaHatun (ra) Ensar'dandır. Malum , Medineli hanımlar hem güler yüzlü , hem de güzeldirler. Fakat Hifa Hatun , bir başka güzeldir.
Oğlu, abisi , erkek kardeşi olanlar akraba olmak için yarışır , hatta bazıları kendi beylerine ister.

Hifa Hatun'un metni hızla yayılır ve çok uzaklara gider. Bırakın hekimleri , tüccarları vezirler, sultanlar sıraya girer. Ancak o Necaşi gibi bir İmparatorluğu bile reddeder sadece ve sadece Allah'ın rızasını diler.

Hifa Hatun, bir gün Peygamber Efendimizin (sav) huzuruna çıkıp '' Ey Allah'ın Resulü'' , '' Bana Cennete götürecek bir şeyler öğretir misin? '' der.
Server-i Kainat '' Önce evlenmen lazım'' buyururlar. Hifa Hatun, büyük bir teslimiyetle boynunu büker ve '' Siz kimi münasip görürseniz ben ona razıyım '' der. Resulullah Efendimiz her zaman ki gibi adil bir çare bulur;
'' Yarın sabah mescide ilk gelenle evlen'' buyururlar. Bu teklif herkesin hoşuna gider , talipler erken kalkmak için tedbirler düşünür, kendilerince hazırlık yaparlar.

Bu haberi elbette Hz. Süheyb de duyar ama dikkate almaz. Zira o fakir ve kimsesiz biridir. Ama bakın şu işe ki o gece Allah'ü Teala bütün sahabelere derin bir uyku verir , Hifa Hatun'un taliplari gözlerine çöken ağırlığa yenilir.

Resulullah Efendimiz (sav) her zaman ki gibi imsak sökerken mescide gelir ve büyük bir merakla talihli sahabeyi beklemeye başlar. Nitekim mescidin eşiğinde bir gölge uzar ve Hz. Süheyb bir şeyden habersiz içeri girer. Resulullah Efendimiz namazdan sonra Hifa Hatun'u çağırtıp neticeyi bildirir.
Hz. Hifa büyük bir teslimiyetle '' kabul'' eder, zerre kadar acabası olmaz.

Hz. Süheyb o gün Medine sokaklarında dolanır, durur , akşama doğru utana sıkıla konağa sokulur. Kendisi için hazırlanan muhteşem sofradan ya bir, ya iki hurma alır ve '' Ya Hifa'' der. '' Biliyorum sen benim için bulunmaz bir nimetsin, ben ise senin için sadece mihnetim. Ben şükretsem gerek, sen sabretsen gerek. İster misin şu geceyi taat ve ibadetle geçirelim, zira Efendimiz ( sallallahü aleyhi ve sellem) Cennette yüksek bir çardak vardır'' buyurdular. Orada yalnız şükredenlerle, sabredenler otururlar''. Ve öyle de yaparlar.

Cebrail alehisselam olup biteni Resulullah Efendimize duyurur, Cennetle müjdelendiklerini anlatırlar.
Ertesi sabah Efendimiz (sav) Hz. Süheyb'e '' ne mutlu size'' gibilerinden bakar, '' İkinizde Cennetliksiniz'' buyururlar. Hz. Süheyb derhal secdeye kapanır ve
'' Ya Rabbi! diye yalvarır: O ki beni mağfiret ettin, günahlara bulaşmadan canımı al'' Allah'ü Teala bu yanık duayı kabul eder, Hz. Süheyb o secdeden kalkamaz...
Mescidde bulunanlar ağlamaklı olurlar. Resulullah Efendimiz (sav) '' Size daha şaşılacak bir şey söyleyeyim mi? Şu an Hifa Hatun'da ruhunu Hakka teslim etti''
buyururlar. Cenaze namazlarını o yüce Server kıldırır. İkisini yan yana toprağa bırakırlar. Başuçlarına bir tahta çakar. Birine '' Şükredenlerden Süheyb'' öbürüne
'' Sabredenlerden Hifa'' yazarlar.
Ruhlarına El- Fatiha...






Alıntı...
Alıntı ile Cevapla