Cevap: Sünnet, hadis, haber 2. Söz, Fiil ve Takrir Yukarıda manâ ve mahiyetini açıklamaya çalıştığımız sünnet, Hazreti Peygamberden söz, fiil ve takrir olarak sâdır olmuştur. Gerek usûlcülerin ve gerekse hadîsçilerin ıstılahında es-Sunnetu'l- Kavliyye (kavlî sünnet) de denilen söz, Hazreti Peygamberin herhangi bir mesele hakkındaki şifahî beyanından ibaret olup işitmeye müteallik olması dolayısıyle sahabînin (Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu) yahut (Nebiy (s.a.s.)'in şöyle buyurduğunu işittim) gibi ibarelerle naklettiği hadîsleridir. Es-Sunnetu'l-Fi'liyye (fiilî sünnet), Hazreti Peygamberin, namaz, oruç, hac, zekât vb. çeşitli ibadetlerindeki davranışlarına âit sahabe tarafından görülüp nakledilen haberlerdir ve görmeye müteallik olması dolayısıyle sahabîler tarafından (Nebiy (s.a.s.)'in şöyle yaptığını gördüm) ve benzeri ibarelerle nakledilmiştir. Es-Sunnetu't-Takrîriyye (takrîrî sünnet) ise, huzurunda sahabî tarafından söylenen bir sözü, veya işlenen bir fiili, Hazreti Peygamberin red-detmeyip sükût etmesi, yahut onu güzel karşılaması ve tasvîb etmesiyle oluşan sünnettir. Her ne kadar Hazreti Peygamber tarafından işlenmemiş bir fiil olsa bile, herhangi bir sahabînin işlediği fiilin, onun tarafından tasvîb görmesi veya güzel karşılanması, sahabînin o fiili naklederek ondan haber vermesiyle, o da sünnet vasfını kazanmış olmaktadır. Böyle bir sünnetin naklinde sahabînin genellikle şu ifadeyi kullandığı görülür: yr (Nebiy (s.a.s.)'in huzurunda şöyle yaptım Yahut (Nebiy (s.as.)'in huzurunda bulan kimse şöyle yaptı) Sahabî bu veya buna benzer bir ibareyi zikrettikten sonra, Hazreti Peygamberin, huzurunda yapılan veya söylenen şeyi reddetmediğine de işaret eder ki, onun Hazreti Peygamber tarafından tasvîb edildiğini gösterir. İşte, es-Sunnetu'l-Kavliyye, es-Sunnetu'l-Fi'liyye ve es-Sunnetut-Takrîriyye olmak üzere üç şekilde tezahür eden ve sahabî tarafından nakledilen bu sünnete, hadîsçilerin ıstılahında hadîs adı verilmiştir. |