Cvp: Ali Şeriati
Ali Şeriati mollayı gizlendiği izbe mekandan çıkarmaya çok uğraşmıştır. Aynı zamanda entelektüel kesimi fil dişi kulelerden indirmek için de çok uğraşmıştır ve sonuç olarak halk ile iç içe dinden uzak olmayan, din ile pozitif ilimleri birleştiren bir Aydın tipini oluşturmuştur.
Şeriati ‘nin devrimci ruhunu daha da iyi anlamak için bir gün bir dostumla Şeriati hakkında sohbet ederken dostumun anlattığı bir anektodu sizlerle paylaşacağım:
Şeriati hapisten çıkınca Fransa‘ya gider ve orada kendisini misafir eden aile evlerinin en güzel odasını Ali Şeriati için hazırlar ancak Ali Şeriati bu odayı kabul etmez evin kilerinde yatmak istediğini söyler. Bunun nedeni de şöyle anlatır: Ben hapisteyken hücrem çok küçüktü, başımı bile zor kaldırıyordum şimdi burada kalamam çünkü halkım hala o hücrelerde kalıyor… Birkaç gün geçtikten sonra ev halkı Onun doğru dürüst yemek yemediğini ve perdesini hiç açmadığını görür bunun üzerine Şeriati’ye bunun nedenini sorarlar O da şöyle der: Halkım hücrelerde doğru dürüst yemek yiyemezken ben burada nasıl yemek yiyebilirim. Onlar gibi hissetmediğim sürece onlara nasıl faydalı olabilirim. Hem ben hapisteyken hücreme ancak bir parmak aralığında güneş giriyordu; şimdi bu güneş bana fazla olur.
İşte Ali Şeriati‘ni bu kadar saygın yapan ve görüşlerini halka bu kadar benimseten bu devrimci ruhtur. O bir dinler tarihi uzmanı olabilir, bir sosyolog da, hatta son yüz yılın gördüğü en büyük felsefecide olabilir ama Onu Ali Şeriati yapan Onun bu asıl ruhudur. Onun ölümü dahi halkta büyük bir yankı bulmuş ve devrimin habercisi olmuştur.
Ali Şeriati İran‘da hapisten çıktıktan sonra çalışmalarına devam etmiştir. Ancak Savak militanların takipleri nedeniyle sık sık ev değiştirmiş. Akşamdan başlayıp sabahın erken saatlerine kadar konuşmalar yapmıştır. Zaten birkaçı istisna olmak üzere Şeriati‘nin kitapları bu konuşmalarının yazıya geçirilmiş halidir.
Bu gizlilik Ali Şeriati’nin sinesine dokunmuştur, çünkü O hareketli bir yapıya ve söyleyişe sahiptir, bu takip O nun bu özelliklerinden uzaklaşmasına neden olmuştur. 1977 de Ali Mezinani adına düzenlenmiş bir pasaportla İran‘dan ayrılmıştır. İlk önce Belçika‘ya oradan Fransa‘ya oradan da İngiltere‘ye gider. Ancak Savak militanları İngiliz gizli serviyle anlaşarak kaldığı otel odasında Dr. Ali Şeriati’ni Şehid eder. Ancak Onun tertemiz kanı bir milletin kıyamıyla tekrar hayat bulacaktır. 27 Haziran 1977’de Şam’daki Hz. Zeynep türbesin yanında toprağa verilir
Şehid Ali Şeriati ’ni Rahmetle anıyoruz.
“fecr”
|