Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12 Temmuz 2014, 05:57   Mesaj No:144

bilinmez

Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:180
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: Bir Sorum var Hocalarımızdan cvp bekliyorum...

""Tencere tava tepsi gibi şeyler çizilirse sagliga zararlı oluyormuş onlarda yemek yapmak böyle seylerde yapılan yemeği yemenin hükmü nedir ? Ya da yağda soğanı savurmak vs gibi şeyler sagliga zararlı olduğundan böyle yapılan yemeği yemek uygun olur mu? Hasta olan bir insan hastalığının ilerlemesine sebep olacak yiyeceği yerse yediği ona haram midir? Böyle şeyleri yerken besmele çekse küfre düser mi? yasadığım yerde helal gıda marketleri yok ve alısverisi de annemler yapıyor. onlar da bu konularda hassas olmayan insanlar, günümüzde de yediğimiz seylerin her birinde domuz katkı maddesi olabileceği söyleniyor, soya lesitininin genetiği değitirilmis olabilir deniyor, ama paketin üzerinde yazmadığı için bilmiyoruz tabi. bazılarında ise yazıyor onları biliyoruz ama bilmediklerimiz süpheli konumuna geçiyor. bu durumda süpheli yiyeceklere karsı tavrımız ne olmalı ? o kadar bunaldım ki hocam,yiyecek bir sey kalmadı eleye eleye,bir de evde fitne çıkıyor yemiyorsun diye... napmalıyım,lütfen bir yol gösterin. ""


CEVAB....Birşeyin sağlığa kesinlikle zararlı olduğu kanıtlanmışsa bundan kişinin uzak kalması dinende aklende en doğru olanıdır.Yalnız bunun gerçekten sakıncalarının doğuracağı illet kişinin hayatı üzerinde tesir eddiğine dair KESİN KANITLAR,BULGULAR OLMALI,YOKSA BEN ŞÜPHELENİYORUM DİYEREK ,genele dair bi kaide[yasaklama oluşturulmaz,hükme varılmaz]..örneğin siz bi kaç doktora gittiniz ve bu doktorların ortak bulguları üzerine size bu tava tencere ve taklavat ,yiyecek kavurmanın sakıncalı olduğu ve sağlığınıza zararlı olduğu söylendi,doktorların bu İLLETİ SADECE SİZİN İÇİN VERME HÜKMÜ GEÇERLİ VE SİZE HARAM[YASAK] lama yetkisi olur,Yalnız BU İLLET ORTDAN KALKINCA BU haram[yasak] lıkta ortadan kalkar.yai devamlılık arz etmiyen bir illetse böyle hükme varılır.Bu hükümde GENELE HİTAB ETMEZ,bi başkasınada bu tür şeyler sakıncalı gelmese BUNA HARAM[YASAK] OLMAZ..

HELAL GIDA ÜZERİNE İSE GENEL KAİDE ŞUDUR..


İstihale; Temiz olmayan pis, necis olan bir maddenin, pis ve necis olma özelliklerini kaybedip temiz bir maddeye dönüşmesidir.

Ve bu mesele dört mezhep imamlarının kabul ettiği bir kaidedir. Bilakis bir çok alanda kullanılan bir kaidedir. Mesele çok uzun olduğundan hakkında hacimli yazılar yazılabildiğinden bizler kısa olarak değineceğiz. Şöyle ki;

Bir maddenin necis olduğu ve hakkında nas olduğu biliniyorsa hüküm buna göre verilir. Dolayısıyla alimler dediler ki; Üzerine hüküm bina edilen illet yok olunca hükümde kalkar. Örneğin; içki haramdır. Haram kılınma illeti sarhoşluk vermesidir. İçkinin ne olduğu ve haram olduğuna dair kesin deliller vardır. Şayet içki başka temiz olan, yani sarhoşluk vermyen bir maddeye (örneğin; sirkeyeye) dönüşürse, o artık haram olan içki değildir. Dolayısıyla içkiye verilen haram hükmü yeni oluşan temiz maddeye verilmez.

Şimdi ise bütün mezheplerin bu konuda ki bazı sözlerini ve verdikleri örnekleri zikredelim ki; bu meselenin fıkıh kitapların az geçtiğini iddia edenlerin yanlışlığı ortaya çıkmış olsun;

Hanefiler, Malikiler, bazı Hanbeliler, Ahmed b. Hanbel’in bir rivayetine göre; Necis olan bir şey temiz olan bir maddeye dönüşürse temiz olur.

Ve bu alimler bir takım örnekler verdiler;

- Necis olan hayvan yakıldıktan sonra külü necis olmaz.
- Bir domuz, köpek zamanla tuza dönüşürse necis olmaz.
- Bir necaset kuyuya düşer, çamura dönüşürse temiz olur.
- İçki sirkeye dönüşürse temiz olur. Temiz maddeye dönüşme ister başkasının eliyle ister kendiliğinden dönüşsün yine aynı temiz olur.

Şeriat maddeye belli olan özelliklerinden dolayı necaset hükmünü vermiştir. Bu necis olan madde, kendisiyle alakası olmaya başka temiz bir maddeye dönüşürse necaset hükmü kalkar.

-Şayet pis olan kemik, domuz eti veya kemiği tuza dönüşürse artık bu tuz hükmündedir. Tuza dönüştüğü için tuzun hükmünü alır, domuz etinin hükmü almaz. Zira tuz temiz olan ayrı bir maddedir. Domuzun eti ve kemiği gibi necis değildir. Bu yüzden yeni oluşan maddenin hükmü verilmesi gerekir. Eğer temiz bir madde oluşmuşsa (tuz gibi…) temiz hükmü verilir.

-Üzüm suyu temizdir. İçkiye dönüşürse pis olur. İçki ise sirkeye dönüşürse temiz olur. Meyve suyu içkiye dönüşürse başka bir madde oluşmuş olur. Aynı şekilde içki başka bir madde olan sirkeye dönüşürse bu temiz sayılır, içkinin hükmünü almaz.

Maliki mezhebinde Eş-Şerhil Kebir, Haşiyetü'd-Desuki’yle berarber şöyle geçiyor;

“Yemekten çıkan kusmuk mideye yerleştikten sonra kusmuk olursa artık bu kusmuk necis olur. Çünkü başka bir maddeye dönüşmüştür, artık yemek değildir. Fakat yemek başka bir maddeye, kusmuğa dönüşmezse tahir kalır.” (Eş-Şerhil Kebir, Haşiyetu’d- Desukiyle beraber 1/57)

Maliki mezhebine göre: Bir insan, necaseti yakar ve kül haline gelirse bu kül temiz olur. Bu yüzden bu kül, namazda veya tavafta taşınabilir. Ve bunun temiz olmasının sebebi başka bir maddeye dönüşmesidir.

Maliki mezhebinde aynı kitaplarda; İçki sirkeye dönüşürse temiz olur. Zira artık sarhoşluk verme özelliği, sıfatı, haramlık ileti ortadan kalkmıştır. Haram olmasının illeti ve necis olmasının illeti ortadan kalkınca artık haram ve necis sayılmaz. Zira icma ile içki haram olup ve yine icma ile sirke helaldir.

Domuz eti, yağı ve kemikleri necistir, haramdır. Fakat bu yakılmakla kül haline gelirse veya domuzla alakası olmayan bir maddeye dönüşürse başka bir madde olmuştur. Ve temiz bir maddeye dönüşmüşse temiz sayılır. İçki de domuz haram ve necistir. Nasıl içki sirkeye dönüştüğü için helal oluyorsa domuz ve domuz gibi necis olan şeyler başka helal olan bir maddeye dönüştüğünde elbette başka bir hüküm alması gerekir. Zira ondan artık necislik ve haramlık illeti kalkmıştır. İllet kalktığında o illete bağlı olan hükümde kalkmış olur. Zira şöyle bir fıkhi kaide vardır;

“Bir şey belirli bir illet için haram kılınmışsa, illetin kalkmasıyla haram hükmü de kalkar."

İçkinin haram olma illeti sarhoşluk vermesidir. Sarhoşluk verme özelliği yani haram kılınma illeti kalkarsa ve sarhoşluk vermeyen temiz bir maddeye dönüşürse artık haram kılınma illeti de kalkmış ve haram olmamış olur. Aynı şekilde necaset olma hükmü de kalkar. Çünkü vasfı ve ismi kalkmıştır. Bu şey artık içki değildir, sirkedir. İçki haramdır, sirke ise helaldir. İçki necistir, sirke ise temizdir. Aynı şekilde ölü hayvan, domuz da galiza necasettir ve haramdır. Temiz olan bir maddeye dönüşür ve haramlılık illeti ortadan kalkarsa haram olma hükmü de ortadan kalkar.

İmam Karafi, Maliki mezhebinde bu mesele hakkında çok güzel açıklamalar yapmıştır. Keşif’il Kur’ab sayfa: 56’ya bakabilirsiniz.

Hanefilerde bu kaide üzerinde durmuşlardır. Tesis’in Nezar kitabına, Ebu Zeyd Ed-Debusi’nin kitabına bakabilirsiniz. Kava’id’ul Kerhi’ye de bakabilirsiniz.

Şerh’il Zerkani A’ la Muhtasar Hali 1/ 29, İstihale mevzusu anlatılıyor. Ve yine içkinin sirkeye dönüştüğünde temiz olması ve fare miske düşer, ölüp, miske dönüşürse temiz olur. Ve yine sabuna ölü veya domuz eti karışırsa ve başka bir maddeye dönüşürse temiz olur.

El-Muhalla 2/2’ye de bakabilirsiniz. İstihale meselesi çok güzel anlatılmaktadır.

Ve hatta Maliki mezhebine göre: domuzun derisi tabaklanmayla temizi olur. Tabi ki diğer mezhepler temiz olmuyor dediler. İmam Malik’e göre olan hüküm, Kurtubi’de geçiyor.

Ed-Zahira الذخيرة (Maliki mezhebi) 1/171’de domuzun derisinin tabaklandığı zaman temiz olacağı geçiyor. Ed’zahira kitabının 157-179-180 sayfalarında bu mevzular hakkında bir çok bilgi vardır. Ve yine Ed-zahira 1/155 sayfasında İmam Karafi’nin bu konu hakkında çok güzel bir sözü vardır. Ve yine El-İz İbn Abdisselam kitabında şöyle bir kaide zikreder;

“الأصل فى الطهارات أن تتبع الأوصاف المستطابة ، وفى النجاسات أن تتبع الأوصاف المستخبثة ، ولذلك إذا استحال العصير خمرا ينجس للإستخباث الشرعى ، وإذا استحال خلا طهر للطيب الشرعى والحسى ، وكذلك ألبان الحيوان المأكول لما تبدلت أوصافها إلى الاستطابة طهرت ، وكذلك المخاط والبصاق والدمع والعرق واللعاب ، وكذلك الحيوانات المخلوقة من النجاسات ، وكذلك الثمار المسقية بالمياه النجسة طاهرة محللة لاستحالتها إلى صفات مستطابة ، وكذلك بيض الحيوان المأكول والمسك والأنفحة . واختلف العلماء فى رماد النجاسات باستحالة أوصافها ، فكذلك تطهر الأعيان التى أصابتها نجاسة بإزالة النجاسة (” (El-Kavaid’il Kubra 2/285 Bu alimin istihale ile ilgili sözleri vardır. Kavaid kitaplarında geçmektedir.)

Hanefi mezhebine gelince; Ed-Durul Muhtar 1/209, El-Bahrir-Raik 1/238 kitaplarına bakabilirsiniz.

“Necasetin vasıfları ve manası ta ki necasetin varlığı gidinceye ve vasıfları kalmayıncaya kadar başka bir şeye dönüşürse o şey helal olur.” (Bedaiu’s Senai 1/85)

İçlerinde Ali (r.a), İbni Abbas (r.a), Ebu’d Derda (r.a), Ata b. Ebi Rebah, Ömer b. Abdulaziz’in de bulunduğu sahabe ve tabiinden bir çok kişiden içkinin sirkeye dönüştüğünde temiz olup kullanılabileceğine dair rivayetler vardır. (İ’lau’s Sunen 18/41)

Ceylanın temiz olmayan kanı miske dönüşürse temiz olur.

Ebu Said el-Hudri (r.a) dedi ki: Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

“En güzel koku misktir.” (Tirmizi c: 3 Kitabul Cenaiz bab 16/991)

“Necaset yakılıp kül haline gelirse temiz olur. Necis olan yağ, sabuna dönüştürülürse temiz olur. Necaset kuyunun dibinde birikip çamur haline dönüşürse temiz olur. Aynı şekilde temiz olmayan kuru üzümden yapılan pekmez, temiz olur. Pisliğe bulaşmış susam tahine dönüşürse temiz olur.”(Reddu’l Muhtar 1/316)

Bu konuda İbni Teymiye’nin de görüşü vardır. Mecmu’ul Feteva 21/481, 21/70’e bakabilirsiniz.

-El-Feteva Hindiye 1/50
-Mecmu’ul Feteva 21/60
-Mecmu’ul Feteva 21/601
-İmam Şevkani Es-Seylü’l-Cerrâr
-İbn Hazm El-Muhalla
-El-Bahrir Raik 1/39
-İ’lam’il Muvakkain 1/487

Sonuç olarak; Necis olan bir madde istihale yoluyla temiz bir maddeye dönüşebilir. Bu cumhurun görüşüdür ve kuvvetli olan görüştür. Fakat bir kısım alimler bazı konularda buna muhalefet etmişlerdir. Yani bu kaideyi genelleştirmediler. Hanefilerden Ebu Yusuf, Malikilerin bir görüşü ve Şafiilerin bir görüşü de buna muhalefet etmektedir. Fakat bu kaide cumhuru ulemaya göre geçerli ve sahihtir. Jelatin temiz bir maddeye dönüştüğü için temizdir, helaldir.




Buna göre gerek Hanefiler, gerek Malikiler ve gerek onların tabileri, ayrıca İbni Teymiyye, İbnu’l Kayyım istihale yoluyla necis olan şeylerin temiz şeylere dönüşeceği meselesiyle ya da necis olan şeylerin temiz olan şeylere dönüşeceği meselesiyle ilgili şunları söylemişlerdir:

1– Eğer ki bir necaset yakılır, kül veya onun gibi bir şey ya da toprak olursa işte bu yeni şey temizdir.

2– Ölü yakılır, kül veya onun gibi bir duruma dönüşürse o şey temizdir.

3– Eğer [Yasak Kelime], domuz ve bunlara benzer bir hayvan değişim yoluyla tuz veya kimyevi bileşiklere dönüşürse temiz olur.

4– Ölünün kemiği küle, dumana, buhara veya herhangi bir kimsayasal maddeye dönüşürse temiz olur.

5– Temiz bir şey istihale yoluyla habis bir şeye dönüşürse, meyve suyunun içkiye dönüşmesi veya su ve yemeğin sidik ya da necasete dönüşmesi halinde bu dönüşüm necistir.

6– Necis bir şey istihale yoluyla temiz bir şeye dönüşürse, içkinin sirkeye, necasetin veya hayvan gübresinin ağaçların meyvesine veya toprak ürünlerine dönüşürse o şey temiz olur.

7– Necis olan şeyler kimyevi tepkimelerin etkisiyle istihale yoluyla temiz olan sanayi maddelere dönüşmesi halinde şayet bu dönüşen maddeleri almakla bir zarar söz konusu olmuyorsa alınmasında bir mahsur yoktur.

8– Şüphesiz ki hükümler Allah (c.c)’ın verdiği hüküm üzere gerçekleşir. Bir isim üzerinde Allah (c.c) hüküm bildirmişse o ismi o hükümle alırız. Eğer o isim o şeyden düşerse bu durumda Allah (c.c)’ın diğer düşen yeni isim üzerinde hükmü üzere amel edilir. Örneğin; necaset, topraktan ya da külden başka bir şeydir. Aynı şekilde içki, sirkeden başka bir şeydir. İnsan, kandan başka bir şeydir. Oysa Allah (c.c) insanı kandan yarattı. Yine ölü, topraktan başka bir şeydir.

9– İlaç ve gıda sanayinde necasetten istihale yoluyla elde edilmiş kimyevi bileşiklerin kullanılması şayet o elde edilen yeni madde; necis olmayıp temiz ise veya zarar verici özelliği yoksa bu durumda alınmasında, kullanılmasında, yenilmesinde, içilmesinde bir mahsur yoktur.(Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olmak isteyenler şu eserlerden faydalanabilirler: Şerhu’l Kebir Maa Haşiyeti’d Desuki, 1/57, Feteva Hindiyye 1/44-45, Haşiyetu Reddu’l Muhtar li İbni Abidin, c: 315-316, El-Mugni ve Maahu’ş Şerh, c: 1/740, Mecmu’ul Feteva, 21/72, El-Mugni, c: 1/97, İ’lamul Muvakkiin, c: 1/12, Şerhu Kadir, c: 1/200)
__________________
önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ...
Alıntı ile Cevapla