Alıntı:
nurşen35 Üyemizden Alıntı
c. 50 '' DE ki; Eğer ben yanılırsam bunun zararı kendimedir. Eğer doğru yoldan gidersem bu Rabbimin bana verdiği vahiy sayesindedir. Rabbim Sem'dir, doğru yoldan ayrılanın da doğru yoldan gidenin de ne yaptığını bilir. Karib'dir. O insana yakındır.'' |
17. soru hariç hepsi doğru
17. sorunun cevabında Elmalılı tefsirinden faydalanabiliriz. 23. ayette geçtiği doğru fakat şefaatçiler müşriklere değil müminlere şefaat ederler. İzahı şöyle;
23 - Allah'ın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki müstesna. Nihayet kalblerinden dehşet giderildiği zaman "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. (Şefaat sahipleri de): "Hakkı söyledi" derler. O, her şeyden yüksek ve büyüktür Ancak kendisine şefaat için izin verilmiş olan kimse ..hariç ki önce Makam-ı Mahmud'da Muhammed (s.a.v.), sonra derece derece diğer peygamberler, salih kimseler ve melekler.
"Nihayet kalblerinden dehşet giderilince.." Yani izin verdiklerinin şefaati de birdenbire oluvermez, mahşer de, bekleme yerinde çok beklerler. Dehşetli korku heyecanlar içinde bekler, o dereceye kadar beklerler ki sonunda kalplerinden o dehşet ve heyecan giderildiği, yani şefaate izin verdiği zaman, şefaat bekleyenler şefaat eden şefaatçilerine derler
Rabbınız ne söyledi? Şefaatinizi kabul buyurdu mu? Şefaatçılar da buna cevap olarak
Hakk'ı derler, yani hakkı söyledi. Hakk ne ise o olsun buyurdu derler, dolayısıyla kâfirlere şefaat olmaz. "Bunlar, O'nun rızasına ermiş olandan başka kimseye şefaat etmezler"(Enbiya, 21/28) âyetine uygun olarak, yalnız Allah'ın razı olduğu müminlere şefaat ederler.