Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Eylül 2014, 07:04   Mesaj No:34

GÖKCEN_AZRA

Medineweb Emekdarı
GÖKCEN_AZRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:GÖKCEN_AZRA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 27691
Üyelik T.: 26 Nisan 2013
Arkadaşları:14
Cinsiyet:ANNE
Memleket:ARZ
Yaş:42
Mesaj : 2.423
Konular: 105
Beğenildi:98
Beğendi:4
Takdirleri:60
Takdir Et:
Standart Cevap: Hz Muhammedi sevenler grubu

bu ne güzel br grup böyle
beni de davet ettiğin için allah razı olsun
efendimiz olur da;
orada var olunmaz olur mu!




Hz. Muhammed, alemlere rahmet olarak gönderilmiştir.
O bir akıl ve özgürlük peygamberidir.
O'nun sünnetine uymak, O'nu "örnek" almaktır.
Hz. Muhammed'i
doğru anlayabilmenin ana ilkelerini bize Kur'an verir.
Kur’an’ın, bir peygamber olan Hz. Muhammed’e gelmiş olması,
onun 23 yıllık peygamberlik sürecinde
insanla buluşması,
Hz. Muhammed’i tanıma ve anlama bakımından Kur’an’a çok özel bir değer katmaktadır.
Kur’an, Hz. Muhammed’le ve onun yaşadığı
zaman dilimi ile ilglili bir tür tarih vesikası işlevi de görmektedir.
Bu bakımdan Hz. Muhammed’i doğru anlayabilmek için,
ana çerçeveyi Kur’an’dan almak bir tür
zorunluluktur.
Bir başka ifadeyle, Kur’an, bize,
Hz. Muhammed’i anlayabilmenin ve onu örnek alabilmenin temel ilkelerini vermektedir.
Müslüman insan,
peygamberlik anlayışını ve
Hz. Muhammed’le ilgili bilgilerini Kur’an’ın ışığında gözden geçirmek durumundadır.







De ki: Allah'a ve peygambere itaat edin.
Yüz çevirirlerse bilsinler ki, Allah, inkar edenleri sevmez".
Bu âyetler, önemli bir gerçeği gözler önüne sermektedir:
Peygamber'e itaat etmek,
onun gösterdiği yolda yürümek,
onun sünnetine uymak,
Allah sevgisinin getirdiği bir sorumluluktur.
Şimdi hemen soruyoruz:
Hz. Peygamber'i tanımadan, anlamadan ona itaat etmek,
onun sünnetine uymak hiç mümkün olur?
Hz. Peygamber'i sevdiğini söyleyen her Müslüman,
onu tanımanın,
anlamanın,
Müslüman olmanın getirdiği en önemli sorumluluklardan birisi olduğunu çok iyi bilmelidir.
Açıkça görülebileceği gibi Kur'an, Hz.
Peygamber'in bizim bir insan,
Peygamberlikle görevlendirildiği için vahiy alan, insanları uyaran bir kimse olduğunu bildirmektedir




Bu demektir ki,
Hz. Peygamber'in insan olduğu gerçeğini göz önüne almazsak,
Hz. Peygamber'i yanlış değerlendiririz.
Onun görevinin, her şeyden önce Allah'tan
aldığı vahyi insanlara duyurmak,
insanları uyarmak olduğunu bilmezsek,
ne Hz. Peygamberi ne de İslâm'ı anlayabiliriz.
Hz. Muhammed’i doğru anlamak
konusunda temel ölçüt Kur'an'dır.
Hz. Peygamber, Kur'an'ı insanlara duyuran bir elçi olarak O'na ters düşmeyeceğine göre,
ondan gelen haber ve uygulamaların
en azından Kur'an'a aykırı olmaması lazımdır.
Bir haber, nerede olursa olsun, kimden gelirse gelsin,
eğer açıkça akla ve Kur'an'a ters düşüyorsa,
ona İslâmî bir değer vermenin hiç bir anlamı yoktur.
Müslümana düşen aklın ve vahyin birlikte etkin olmasını sağlayarak,
Hz. Muhammed’i örnek almaktır.
Peygamberimizi sevdiğimizi söylüyorsak,
bilgi olmadan sevgi olmayacağını da bilmek durumundayız.
Sevgi, hiç bir zaman,
kuru bir sözden ibaret olarak anlaşılmamalıdır.
Sevgi, ilgi, bilgi ve sorumluluk varsa sevgi olabilir.
Seven insan, sevginin gereklerini de yerine getirmelidir.
Prof. Dr. Hasan ONAT

Alıntı ile Cevapla