15 Eylül 2014, 21:04
|
Mesaj No:15 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 Arkadaşları:18 Cinsiyet:- Memleket:sivas Mesaj:
10.882 Konular:
697 Beğenildi:8538 Beğendi:10075 Takdirleri:27951 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: Kar Ve Çay... Çaydanlığın ateşle olan muhabbetine gönül ver.
Bugün şu yanan ateşin satırlarında kaybolan çaydanlığa gönlümü verdim. Muhabbetlerini dinledim nelerden bahsedediyorlar.
Ateş dedi hiç sıkılmadın mı bende senelerce yanmaya, bıkmadan usanmadan kaç defa girdin narıma?
Çaydanlıktan bir inilti geldi; seven sevdiğinden usanır mı?
İstemez mi aşkından yanıp tutuşmayı narında pişmeyi?
İşte bu iki sevdalının dillere ve gönüllere destan aşkı nağmelerinin aralanan kapısından kafamı uzatıp baktım, seyrine doyamadım.
Çaydanlık hep yakınırmış suya ve çaya, biz iyi bir üçlüyüzde yalnız şöyle birbirimizde harmanlayacak dem kıvamına geitrecek eksik birşeyler var.
Ne olacak bu halimiz nasıl bir tadımız olacak diye üzülür dururmuş. Suyun çaydanlığa dediği benim iyice coşup kaynamam lazımki çayı demleyelim demlenelim. Çayın itirazı olmuş iyide siz bunları yaparken ben öylece kenarda durup sizi izleyecek miyim, hiçmi işe yaramayacağım?
Çaydanlık sabırlı ol bütün maharet senin demlenmende değil mi zaten? Çabalarımız senin asıl olan rengini ve kokunda olan lezzetini ortaya çıkarmaktır.
Sen beklemesini bilirsen aslın ortaya çıkar.
Peki demiş çay sessizce ve iç çekerek ne zaman aslımı bulacağım?
Bunlar yıllarını vermişler istedikleri kıvamı bulmak için.
Yola düşmüşler dinlenmek için bir kaya dibinde durmuşlar. Birde bakmışlarki bir ateş için için yanıyor ve nağmeler döküyor alevlerine...Öyle parlak öyle güzel alevleri varmışki bakanın gözleri kamaşır yüreğine sıcacık bir tebessüm düşürürmüş.
Ateşin ahestesi alevleriyle raks ederken bizim üçlünün içine bir katre alevi sıçrayıvermiş. Bir anda neye uğradıklarını anlayamadan ateşin içinde kendilerini buluvermişler.
Ateş demiş hayırdır bu haliniz nedir, sahraya dönmüşsünüz.
Anlatmışlar bizimkiler eksik olan hallerini...
Ateş sizin felaha ermeniz için alevlerin içine girmeniz yanmanız lazım.
Yandım dedikçe yine ateşden meded isteyeceksinizki o size yardım etsin.
Öyle bir hale gireceksinizki çaydanlık suyu içine alacak koruyacak, dışına sızdırmayacak suyun damlalarını, için için kaynatacak. Suda ona tabi olacak izinsiz taşmayacak kaynayacak demiş.
Sıra çaya gelmiş.
Sende çaydanlığa ve suya uyacaksın nasıl derlerse öyle dem alacaksın, rengin kokun ve lezzetin kıvam alsınlar.
Bana gelince vazifem sizleri benim ateşimle pişirip istenileni sizlere ve gönül ehillerine sunmaktır.
Siz yeterki ateşin aşkında ynmaya aday olun ve gerisini alevlerine bırakın, demiş.
İşte bu üçlüye bakarsak su ömür sürecimizidr akıp gidiyor. Çaydanlık ömrümüzde yaptığımız ammeller. Çay ise demini almaya çalışan imanımız kabrimize yoldaşımız olmasını istediğimiz arkadaşımız.
Ateş ise bu üçlüye halden hale çeviren yardımcı olan rehberimizdir.
Ne mutlu o üçlünün yaşadıklarını yaşayan gönül ehillerine, akibetlerine selam olsun.
"Alıntı"
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα...
Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα...
Â'râftα.....
Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
| |