Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 Arkadaşları:14 Cinsiyet:ANNE Memleket:ARZ Yaş:42 Mesaj:
2.423 Konular:
105 Beğenildi:98 Beğendi:4 Takdirleri:60 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Insanın sevgiye olan ihtiyacı Insanın sevgiye olan ihtiyacı Sevgi ve sevgi üzerine söylenen sözler her zaman insanın ilgisini çekmiş ve en çok hoşlandığı sözler olagelmiştir. Sevgi;İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu diye tarif edilir. İnsanı en güzel surette halkeden yüce Allah bu seçkin varlığa sevgi gibi güzel bir duyguyu da yaratılışla birlikte lutfetmiştir.
Yani Sevgi insan fıtratında var olan bir duygudur.
Bu nedenle her insanın sevmeye ve sevilmeye ihtiyacı vardır.
Yüce yaratıcı, kendi sevgisinin bir nevi tezahürü sayılan insandan sevgi odaklı bir hayat yaşamasını istemektedir. Temelleri sevgi ve kardeşlik üzerine bina edilen ilk ideal İslam toplumu Medine de Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) tarafından kurulmuştur.
Mekke'den göçedenlere kucak açan Medineli müslümanlar Kur'ân-ı Kerîm'de, "Onlar, hicret edip yanlarına gelenleri severler" (Haşr 59/9)
diye takdir edilir.
Bunların muhacirlere yaptıkları yardımlar sebebiyle Kur'ân-ı Kerîm'de,
"ensar" (yardım severler) diye anılmaları (Tevbe 9/100, 117)
ve bütün İslâm tarihi boyunca sadece bu isimle ebedîleşmeleri,
İslâmda sevgi ve onun doğal bir sonucu olan kardeşliğin önemine işaret eder. Sevgili peygamberimiz, “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız”
(Müslim,iman, 93;Tirmizi,sfatu’l- Kıyame,56)
buyurarak birbirimizi sevmenin imanın bir parçası olduğuna dikkatlerimizi çekmiştir Dolayısıyla,Kur’an-ı Kerimin ve Rasulullah (sav) ın mesajlarına bakarak
çok rahatlıkla İslam sevgi dinidir,
onun kurduğu toplum sevgi toplumu,
medeniyeti de sevgi medeniyetidir diyebiliriz. Yaşanan sıkıntıların çoğunun müsebbibinin insan olduğu bilinen bir gerçektir.
Sevgiyle düşünüp sevgiyle bakamayan insana her şey karanlık,
herkes sevimsizdir. Sevgi fakiri insanların hayatları tatsızdır.
Sayıları her geçen gün artan bu tip insanlarla dünyanın tadı da kaçmaktadır.
Yaşanabilir güzel bir dünya için,seven ve sevilmeye layık insanlara ihtiyaç vardır.
Bu insanları yetiştirmek, huzur isteyen insanlık âleminin en öncelikli hedefi olmak zorundadır. İnsanlık muhtaç olduğu sevgiye İslam sayesinde kavuşmuştur.
Vahşette sınır tanımayan insanlık İslam sayesinde medenileşmiştir.
Dünyaya yön veren ilim adamları ve yazdıkları kitaplar, bıraktıkları eserler hep bu medeniyetin ürünleridir. Bu güzel medeniyetin yetiştirdiği, kalbi sevgiyle dolu seçkinlerden biri de Mevlana Celaleddin-i Rumidir.
Onun sevgisi öylesine geniş, öylesine kapsamlıdır ki, isteyen herkes bu sevgi denizinden nasibini almış, almaya da devam etmektedir. Sevgi konusunda Hazreti Mevlâna’nın pek çok sözü vardır.
En çarpıcı olanlardan biri şöyledir: “Sevgiden acılıklar tatlılaşır, Sevgiden bakırlar altın kesilir. Sevgiden tortulu bulanık sular, arı duru su haline gelir, Sevgiden dertler şifa bulur, Sevgiden ölü dirilir, Sevgiden padişahlar kul olur.” (Mesnevî, II, 1529-1531) Sevginin önemi hususunda Mevlâna’nın fikirlerine ve çağrısına bütün insanlığın ne kadar muhtaç olduğunu söylemeye gerek yoktur. Bugün hem cinsleriyle olan bütün bağları koparıp kendi işini kendi elleriyle zorlaştıran bir insanlıkla karşı karşıyayız.
Devletler ve milletler arasında yaşanan düşmanlıklar,
toplumlar arası çatışmalar, saltanat kavgaları, yıkılan yuvalar,
dökülen kanlar, heder edilen canlar, telef edilen mallar, kısacası yaşadığımız tüm sevimsiz tablolar sevgiden mahrum insanların eserleri değimli dir?
Tüm bu sıkıntıların ilacı sevgidir.
Yani sevmek ve sevilmektir.
Sevgi medeniyetinde yetişen sevgi erlerinden biri olan Yunus Emre çağlar ötesinden insanlığa şöyle seslenir:
‘‘Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz’’.
Maddenin esiri olan, kalbi taşlaşmış günümüzün sevgi yoksunu insanının bu çağrıya kulak vermesi gerekiyor. Sevgi, aynı duyguları paylaşmak ve aynı yöne bakmaktır.
Sevgi hayatın anlamıdır. Sevgi eşyanın mahiyetini kavramaktır.
Sevgi, Rahmanın varlıklar âlemine en büyük hediyesidir.
Dolayısıyla başta insan olmak üzere bütün varlıkların sevilmeye ihtiyacı vardır. Öncelikle yüce Allah sevilmeli.
Çünkü sayılamayacak kadar nimet verip yaşatan O’dur.
Tüm varlıklar Onun sevgisiyle yaşayabilmekte, Onun sevgisiyle yaşama sevincini tadabilmektedir.
O’nu seven her şeyi sever ve herkes tarafından sevilir.
Bu gerçek Allah Rasülü (sav) tarafından şöyle dile getirilir: "Allah bir kulunu sevince Cebrail'e: "Şüphesiz ki Allah filanı seviyor sen de onu sev”, diye nida eder.
Cebrail de onu sever ve Cebrail gök sakinlerine: "Şüphesiz ki Allah filanı seviyor, siz de onu sevin" diye nida eder. Gök sakinleri de onu severler. Sonra o kişi yeryüzünde kabul görür ve itibar sahibi olur” (Buhari, “Bed’u'l-halk” 6; Muvatta, “Şa’r” 5). |