Bir İp, Bir Balta ve Bir Kur'an-ı Kerim
Bir İp, Bir Balta ve Bir Kur'an-ı Kerim
Gazneli Mahmut bir gün vezirini de alır dolaşmaya çıkarlar. Derken bir bahçe kenarına gelirler. Bakarlar ki bahçenin kenarında çok güzel bir armut ağacı var. Ağaçta da çok güzel meyveler. Dayanamaz yerler. Sonra akıllarına helallik almadan sahibinin izni olmaksızın yedikleri gelir. Bahçe sahibini bulup helallik almak isterler. Sonunda bahçe sahibini bulurlar ve durumu anlatırlar. Bahçe sahibi:
- Aman efendim lafı mı olur. Benim bahçeme koskoca sultan gelmiş, bahçemdeki armuttan yemiş. Bu benim için bir şereftir. Helal olsun...
Bu söz Gazneli Mahmut'un çok hoşuna gider. Bahçe sahibine bir ihtiyacı olduğunda saraya kendisini ziyarete gelebileceğini söyler ve ayrılır.
Aradan biraz zaman geçer. Bahçe sahibinin karısı, kocasını devamlı dürtmektedir.
- Ya bi git sultana... Bir sürü ihtiyacımız var. Para iste, şunu iste bunu iste...
Adam bu ısrarlara dayanamaz ve sonunda sarayın yolunu tutar. Sultanı görmek istediğini, kendisini sultanın davet ettiğini söyler. Nöbetçiler inanmaz ve adamı zindana atarlar. Zindanda bir müddet kalır. Ama olay sultanın kulağına gider. Hemen çağırttırır. Adamı getirirler.
Sultan özürler diler. ''Dile benden ne dilersen her istediğini vereceğim'' der.
Adam, bir ip, bir balta ve bir Kur'an-ı Kerim istiyorum der.
Sultan şaşırır. Hikmetini sorar. Adam açıklar:
İp ile gelmek istemediğim halde beni buraya zorla gönderen karımı asacağım.
Balta ile o meyvesini yediğiniz armut ağacını keseceğim.
Kur'an-ı Kerim ile ise... Üzerine el basıp yemin edeceğim.
Sultan sorar:
- Ne için yemin edeceksin?
Adam cevap verir:
- Bir daha adı Mahmut olan ne bir kimseye selam vereceğim, ne de selamını alacağım.
Sultan Mahmut o kadar üzülür ki... Özürler diler... Adamı altınlara boğar ve gönlünü alarak gönderir.
Kıssadan Hisse:
Kimseden bir şey beklemeyin. Sizi çağırsa bile...