Alıntı:
Beytül Ahzan Üyemizden Alıntı
Geçmiş gün bir vakit, neredeyse kış bitiyordu, bir gönüllümüz kurban kestirmişti 20-30 kilo civarı et çıkmıştı, 1'er 2'şer kilolar halinde poşetlenip arabaya yüklemiştik kapı kapı dolaşıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorduk, hemen hemen her evde kapıyı bir anne açıyordu bir evde bir çocuk açtı "Daye goştt dayee goşttt"diye bağıra bağıra eti alıp içeri koştu... Diyordu ki "Anne eet Anne eeett" Ben o çocuğun yüzündeki sevinci gözlerindeki parlamayı anlatamam burada, bu sadece görülür. Prensip olarak fotoğrafını çekmiyoruz ailelerimizin biliyorsunuz, sadece yardımları ya da bebek yaştaki çocukları zaman zaman çekiyoruz o da durumun dayanılmaz acilliğiyle oluyor. Kim bilir kaç vakittir et yememişlerdi... En son ne zamandı ete doymaları... Acil olmayanı mı var bilemiyoruz biz de çok zaman ama acilinde acilini yaşadıklarınız öğretiyor katıyor size her biri... İlk baştan kurbanlık seçerken gözlerim doluyordu seçemiyorduk bir türlü, seçtik sonra vekalet verdik hayvancık kurban edilmeden gidip öptük başını okşadık öyle sakin öyle mahzundu ki... Bendeki durgunluk hiç geçmiyordu ama ta ki o çocuğun havalara uçtuğunu gözlerinin sevinçten nasıl parladığını görene kadar, o an neredeyse ben de sevinçten ağlayacaktım. Paylaşmanın eşsiz güzelliği ne mübarek bir duyguydu. Bu kurban da biz ekip olarak bayramın 3. günü et dağıtımı yapıcaz nasipse, ailelere et getirip bayramlaşmaya katılacak olan aynı duyguları yaşamak isteyen kardeşimiz varsa lütfen bize ulaşsın arkadaşlar. 05398429248 |
Bu yazının güncellenme zamanıydı, unutulmaması için...
Küçük bir tencerenin içinde et pişirmeye çalışan bir kadın çocuklarla birlikte 25 kişinin karnını doyurmak zorundaydı. Bu görüntüyü televizyonda seyrederken, insan gerçekten hüzünleniyor. İçimden geçirdiğim tek şey '' ancak kişi başına bir küçük parça dağıtılırsa yeterdi , ikinci bir küçük parça et yeme olasılığı yoktu malesef''