Konu Başlıkları: Tefsir Usülüne Giriş
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Eylül 2008, 18:54   Mesaj No:14

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Tefsir Usülüne Giriş

Kur’ân'ın Kısım Kısım İndirilişindeki Hikmet
Kur’ân'ın Mekkî ve Medenî kısımlara ayrılmasından açıkça anlaşıldığına göre Kur’ân Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in üzerine kısım kısım indirilmiştir. Kur’ân-ı Kerim'in bu şekilde indirilmiş olmasının çeşitli hikmetleri vardır. Bazıları şunlardır:
1. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in kalbine sebat vermek ve pekiştirmek. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Kâfirler dediler ki: 'Ona bu Kur’ân topluca, birden indirilmeli değil miydi?' Biz onunla kalbine sebat verelim diye böyle yaptık (yani onu kısım kısım indirdik) ve onu ağır ağır okuduk. Onlar sana bir örnek getirdikleri her seferinde muhakkak ki sana hakkı ve daha güzel bir açıklama getirmişizdir." (el-Furkan, 25/32-33)
2. İnsanlara Kur’ân'ı ezberlemeyi, onu anlamayı, gereğince amel etmeyi kolaylaştırmak. Çünkü Kur’ân onlara kısım kısım okunuyordu. Yüce Allah da şöyle buyurmaktadır:
"Biz onu insanlara ağır ağır okuyasın diye bölüm bölüm ayırdığımız bir Kur’ân olarak (indirdik). Biz onu kısım kısım indirdik." (el-İsra, 17/106)
3. Kur’ân'ın inen bölümlerini kabul etmek ve bunları uygulamaya geçirmek için gayrete getirip teşvik etmek. Çünkü insanlar özellikle çokça ihtiyaç duyulduğu vakit bir âyetin nüzulünü şiddetle arzu eder ve isterler. İfk (Âişe Radıyallahu anha validemize iftira) ile liân (hanımına zina isnad eden erkeğin hanımı ile lanetleşmesi) âyetleri gibi.
4. En mükemmel mertebeye ulaşıncaya kadar teşrîde tedricîlik. İnsanların alışageldikleri ve ona alışarak büyüdükleri, kesin olarak kendilerine yasaklanması ile onlara karşı çıkılması zor olan içkiyi haram kılan âyetlerde görüldüğü gibi. Önce yüce Allah'ın: "Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: 'İkisinde de hem büyük bir günah, hem de insanlar için bazı faydalar vardır. Ama günahları faydalarından daha büyüktür.'" (el-Bakara, 2/219) buyruğu indi.
Bu âyet-i kerime ile insanlar içkinin haram kılınmasını kabul etmek için hazırlandı. Çünkü akıl, günahı faydasından daha büyük olan bir işin yapılmamasını gerektirir.
Daha sonra ikinci olarak yüce Allah'ın: "Ey iman edenler! Sarhoşken ne söylediğinizi bilinceye kadar... namaza yaklaşmayın." (en-Nisa, 4/43) buyruğu indi. Bu âyet-i kerime ile namaz vakitleri olan belirli vakitlerde onu terketmeye alıştırmak sözkonusudur. Daha sonra üçüncü olarak yüce Allah'ın: "Ey iman edenler! Şarap (içki), kumar, putlar ve fal okları şeytanın pis işlerindendir. Artık bunlardan kaçının ki, kurtuluşa ersiniz. Muhakkak şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin bırakmak, sizi Allah'ın anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi? Allah'a itaat edin, Rasûle de itaat edin ve (emirlerine aykırı hareketten) sakının. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki peygamberimize düşen açıkça tebliğden ibarettir." (el-Maide, 5/90-92) buyrukları nâzil oldu.
Böylelikle bu âyet-i kerimeler ile içki bütün zamanlarda kesin olarak yasaklanmış olmaktadır. Bundan önce ise insanlar, bazı zamanlarda yasağı kabul etmeye hazır hale getirilmiş, daha sonra da belirli vakitlerde ondan uzak kalmak üzere eğitilmiş bulunuyorlardı.
Alıntı ile Cevapla