Cvp: Komşu Komşunun Gönlüne Muhtaç “Çorbandan komşuna gönder”
Şimdi gördüğümüz acı manzaralar, bu anlayışın neresine sığar. Yalnız yaşayan komşu vefat ediyor, aradan günler geçip ceset kokuşunca, komşular durumdan haberdar oluyor.
Hele de, şahidi olduğum şu hatıra hâlâ andıkça içimi sızlatır:
Apartmanın üçüncü katında kına gecesi yapılıyor. Son katta ise bir cenaze var. Cenazenin yakınları, üçüncü kattaki komşularına, oyuna ve eğlenceye iki saat ara vermelerini rica ediyorlar. Ama komşu olamayan bu komşular, bu ricayı, hem de kaba bir üslupla geri çeviriyorlar. Diyorlar ki:
“Tek evladımızın mürüvvetini görmek, bu münasebetle de biraz eğlenmek istiyoruz. Ne yapalım yani, sizin baba da bugün ölmeseydi…”
Oysaki komşunun komşu üzerindeki haklarını Efendimiz (s.a.v.) ne kadar ayrıntılı açıklar: “Komşu senden borç isteyince vermen, yardım dileyince yardım etmen, hastalanınca ziyaretine gitmen, muhtaç olunca ihtiyacını gidermen, fakirleşince yardımın… “Bir hayra kavuşunca tebrikin, musibete uğrayınca, taziyede (teselli) bulunman, ölünce cenazesine katılman… “İzni olmadıkça, binanı onun binasından daha yüksek yapıp, rüzgârına mani olmaman… “Çorbandan, az da olsa, ona da göndermek suretiyle, tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmemen… “Bir meyve satın alınca, ona da hediye etmen… Eğer bunu yapmazsan, meyveyi evine göstermeden gizlice taşıman… Çocuğun da o meyveyi dışarı götürüp komşunun çocuğunu gayza (kızgınlığa) atmasın…” |