ali70 Üyemizden Alıntı
Vahdeti Vücut kavramını anlatmak biraz zordur. Çünkü bu kavram, anlatmaktan ziyade yaşamakla ilgilidir. Bu kavramı anlayabilmek için yaşamak gerekir. Vahdeti Vücuda en büyük delil: La ilahe illallah vahdedi vucud,Tasavvuf ekoluna has bir yaklaşımdır.ismindende anlaşıldığı gibi TEK VUCUD ,yani Allah ile tek vucud olmaktır.tasavvuf alimleri bunu Allah ın kendilerinde vucud bulduğunu ve Allah ın yeryüzündeki ETE KEMİĞE BÜRÜNÜLMÜŞ HALİ DEMİŞLERDİR.
Tasavvuf ekolunun ilk çıktığı zamanlarda Beyazıdı bestami kendisiin SUPHAN olduğunu yani noksanlıktan münenzeh olduğunu,Muhyittin arabiya, Allah ın nerde olduğu sorulunca,CÜBBEMİN ALTINDA[ yani kendisiyle tek vucud olmuş] diyordu,yunus emre yine Allah ete kemiğe bürünüp kendisi gibi göründüğünü,bu çağda ise bir dönem bayram Ali adında ismail ağa cemaati hocaları Rasulullah eşittir Allah demeleri,hatta cübbeli ahmet,Allah ete kemiğe bürünüp mahmud diye göründü sözleri VAHDEDİ VUCUD inancıın ürünleridir.Kısacası vahdedi vucut bu şekilde Rasullerin dahi söylemediği Allah ın ete kemiğe bürünülüp insanlar gibi kainatta herşeyin Allah olduğu inancıdır.Hiç bir peygamber Allah benim gibi göründü dememişken bunlara ne oluyorki bu sözler sadır oluyor. Nedir süluk. Allah için kalbi temizlemektir. Bunun için de güzel ahlak sahibi olmaya çalışmaktır. Bir mürşit elini tutup ta, bütün bu çalışmaları yapan kişilere ilmi ledün kapısı lütfedilir. Yalnız ilmi ledün, salikin(öğrencinin), bu ilmi kaldırıp kaldıramamasına göre lütfedilir. Lütfeden ise Allah'tır. Seyrü Süluk'a delil: Allah (c.c.), rızasına tâbî olan kişiyi onunla teslim yollarına hidayet eder. Kendi izniyle onları karanlıktan aydınlığa çıkarıp Sırât-ı Mustakîm’e hidayet eder. (Maide 16) Ledün ilmine delil: Hz. Musa(as) ve Hızır kıssası Allah maide süresinde 3 ayette ,Dini tamamladığını ve dinin KEMALE ERDİRİLDİĞİNİ söylemekte,ondan sonrada zaten vahiy [ilim ve hikmet] kesilmiştir.Kimki kalkıp daha sonra ilmi ledun yai BİLİNMEYEN İLİM bana verildi diyorsa ve bu ilimde Allahtandır diyorsa ,demekki vahiynin kesilmediğine ve islam dininin KEMALE ERDİRİLİP TAMAMLAMADIĞINI idda ediyordur.Zatan Allah bizzat seçtiği peygamberlerle bile,VAHİY GÖNDEREREK irtibat kuruyordu,başka bi yolda yok.
Musa as ma gelen ve kuranın salih kul,halkında hızır adını taktığı kişi Allahu alem bütün peygamberlere gelen ve bazende bi İNSAN[KUL] görünümüyle gelen CEBRAİL as dır. Musa as ma gelmesindeki sebebte zaten kıssadan anlaşıldığı gibi ,Musa as bilmediğini öğretmesidir.Öğrettiklerniin hepsinide Allah ın bilgisi ve izni dairesindedir.Bu gün ise tasavvufçular halen hızır[cebrail veya salih kul] ile irtibata geçebilineceği tezini savunuyorlarsa o zaman vahiy aldıklarını idda ediyorlar ki,Ali beyde buna İLMİ LEDUN diyor.Bu Allah katında büyük bir iddadır sebebinide yukarda maide 3 ayetiyle ilgili açıklamada verdim... Rabıta'nın özü Rasulullah'a(sav) biattır. Ona(sav) kalbi bir bağla bağlanmaktır. Mürşit, Peygamber efendimizin(sav) elini tutarak ona biat etmiş kişinin elini tutarak biat eden, onun da elini tutarak biat eden, onun da elini tutarak biat eden ... (sadatı kiram diyoruz) kişilerdir. Rabıta sırasında mürşidin kalbinden itibaren Rasulullah(sav) efendimize kadar bir bağ kurulur. Bu bağı hatırlamak sevgi ve muhabbeti arttırır. Allah ın rasulu Muhmmed as vefat ettikten sonra,islama giren hiç bir insan veya topluluğa,hiç bir halife veya hiç bir azhab EL TUTUP BİAT,tevbe ALMAMIŞTIR.Hatta ömer ra kendisi döneminde Rasulullah ın biat aldığı yerde bulunan AĞACI DAHİ KÖKÜNDEN KESTİRTMİŞTİR o dönemde oluşacak batıllığın önünü kapatmak için .Ömer ra anın bu hareketidende anlıyoruzki bu şekildeki biat o ana has ve sadece Rasulullah ın kendi zatına bırakılmıştır.Bu gün ise tasavvufta bu iş hem el tutma ve tevbe alma gibi büyük şirklere vesile olan bu işe hiç bir azhabta öncülük etmemiştir. Mürşidi ve Allah Rasülünü düşünerek kurulan aradaki bu
bağı düşünmek, ve Peygamber efendimizin kalbinden bizim kalbimize bir nurun aktığını düşünmek şirk değildir. Eğer bu durum şirk olsaydı, dünya üzerinde kurtulan olmazdı. Çünkü söyler misiniz? Annesini, babasını, çocuğunu, sevgilisini, işini, parasını, borcunu düşünmeden sabahı eden kaç kişi var? Bütün bunlar rabıta değil de nedir? Bir gün boyunca (Namazlarda bile) kimlerle, kimlerle rabıta kuruluyor aklın şaşar... Ali bey,mürşit ve Rasulullah ı düşünerek yapılan bu bağın ve kalbden kalbe akacak olan nurun feyzin olacağını söyleyen ALLAH VE RASULU MU.Allah Rasuluna kullarım Beni ,sana sorduklarında onlara söyle Allah size şah damarınızdan daha yakın,yani Allah ın feyzi nuru,bereketi,hidayeti ile aranıza neden BİRİNİ KOYUYORSUNUZ,KOYMA İHTİYACI DUYULSUN,eğer bu meşru bi iş olsaydı RASULULLAH BENİ KOYUN DERDİ...Tasavvufçular Allah ile aralarına birilernii hatta şeyh,gavs,sadat,kutup SİLSİLESİNİ KOYARAK ŞAH DAMARlLARINI KESMİYORLAR MI Rabıtaya delil: "Ey o bütün imân edenler! Sabredin ve sabır yarışında düşmanlarınızı geçin ve cihad için hazır ve rabıtalı bulunun ve Allaha korunun ki felâh bulasınız" (Ali İmran 200) "Ve kalplerine rabıta verdik. O vakit ki kıyam ettiler de dediler: bizim Rabbimiz Göklerin ve Yerin Rabbi, biz ihtimali yok ondan başka bir ilâhe tapmayız, doğrusu o surette cidden saçma söylemiş oluruz" (Kehf 14) "Musa'nın anasının gönlü ise bomboş sabahı etti, az daha onu açıverecekti: kalbine râbıta vermese idik eğer imanlılardan olsun diye" (Kasas 10) Bunlar halifelerdir. Halife bir zahirde olur, bir de batında... Bunlar hakkında daha ayrıntılı bilgim yok. Hayırlı kandiller... |