Yanıldıklarını göreceklerdir. Nerde görülmüş ki, baştanbaşa direniş kesilmiş mazlumların direniş alevi sönmüş?
Ve Garzan şimdi mahzun; tasa ve kederden sisler kaplamış Garzan’ı...
Garzan ağlamada, ince ince gözyaşlarıyla İloh Çayı’yla...
Garzan, ömrü boyunca böyle bir yiğidi çok zor gördü ve bir daha da zor görecek!
Ve duyumsamakta şimdi Garzan’ın toprağı, O’nun sıcak kanını.. içine çekmek istiyor bu kanı...
Ve Garzan toprağı şimdi vuslata ermenin sarhoşluğuyla demlenmiş... Kimi misafir ettiğini biliyor.
Bizse değil hazan, yeni bir baharın müjdesi kanın takipçisi...
Garzan toprağı vefalıdır.
Garzan toprağı cefakârdır.
Kucakladığı bu şehidi, bize geri verecek... Adım gibi eminim!
Bize geri verecek binlerce...
Hayat dolu binlerce lâle ile...
Tarih boyunca sulanmakta olan Tevhid ağacına doğru yol buluyor kan...
Ve Garzan toprağı bu geçişe izin veriyor.
Tevhid ağacını diriltmenin karşı konulmaz sorumluğuyla davranacak bu toprak!
Bir değil, bin çiçek açacak!..
Ve kırmızı güller, şehid Gıyaseddin’den selam getirecek!..
Vefalıdır bu toprak...
Kiminle tanıştığını iyi biliyor.
Kadirşinaslığını gösterecek! Çünkü şehidin kadirşinaslığına aşina oldu.”
HİRA DERGİSİNDEN..
Fotoğraf: Şehit Gıyaseddin Uğur