Konu Başlıkları: Ölüm!!!!  
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Eylül 2008, 17:23   Mesaj No:4

Belgin

Medineweb Emekdarı
Belgin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Belgin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 7
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:43
Mesaj: 1.277
Konular: 640
Beğenildi:18
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Ölüm!!!! **

LEZZETLERİ BOZANI (ÖLÜMÜ) ÇOKÇA ANIN!
Kıymetli kardeşim:

Peygamberimiz(sav)ölümü çokça zikretmeye teşvik etti ve şöyle buyurdu:”Lezzetleri bozanı (ölümü) çokça zikrediniz.”

İmamı Kurtubi şöyle der:Bizim ulemamız Peygamberimizin (sav)lezzetleri bozan şeyleri çokça zikredin sözü hakkında şöyle diyor.Bu söz veciz ve seçilmiş bir kelamdır.Bu söz kitapçıkların çoğunda toplanmış ve yazılmıştır.Ölümü zikretmek ve hatırlamak kişinin zevkini kaçırır ve bulandırır,gelecek içinde temennileri engeller ve düşündüğü şeyleri de terk ettirir.Fakat gafil kalpler anlamlı bir vaaza sohbete ihtiyaç duyarlar, lafızları da süsler ve zevklendirirler. Ancak bu hal Teala’nın buyurduğu kelamıyla birlikte Peygamberimizin buyurduğu hadislerledir.

Hz.Ömer(r.a) şöyle buyurdu:Ensar dan bir adam kalktı ve şöyle dedi:”Ey ’ın nebisi! İnsanların en akıllısı ve en tedbirlisi kimdir?” diye sordu.Peygamberimiz de:”Ölümü çokça zikreden ve onun için hazırlanan kişiler akıllıların ta kendileridir.İşte bunlar ne dünyanın şerefini nede ahiret’in şerefini kaybettiler.” buyurdu.

ÖLÜMÜ HATIRLAMANIN FAYDALARI
Sevgili kardeşim:

Ölümü zikretmenin pek çok faydaları vardır.Onlardan bazıları şunlardır.

1-Kabre inmeden önce ölüm için hazırlanmaya teşvik eder.

2-Ölümü hatırlamak uzun emeli köreltir.Gafletin en büyükleri de uzun emelden kaynaklanmaktadır.

3-Şüphesiz ki ölümü hatırlamak dünyadan el çektirir ve aza kanaat ettirir.Enes Bin Malik (r.a)dan rivayetle Peygamberimiz (sav) bir meclis gülerken onların yanına uğradı ve şöyle buyurdu:Lezzetleri bozan şeyleri çokça zikrediniz.Kendinizi hesaba çekiniz dedi ve şöyle buyurdu:Sizden geçimi dar olan biri ölümü düşünmez ki , ancak onun geçimi genişler.Mutlu bir an yok ki ancak ölümü hatırlama ile hazinleşir.

4-Ahirete rağbet ettirir ve itaate çağırır.

5-Kul üzerinde ki dünya musibetlerini hafifletir.

6-Dünya lezzetlerini , şımarıklığı ve azgınlığı engeller.

7-Ölüm kendisine gelmeden tevbe etmeye azmettirir ve itaat şevkini açar.

8-Kalbin incelmesine ve gözün yaşarmasına sebep olur. Heva hevesten uzaklaştırır dine sımsıkı sarılmasına vesile olur.

9-Zulmü ve kibri terk ettirip tevazuya çağırır.

10-Özrü kabul etmeye , kardeşlerine karşı müsamahalı olmaya ve cömertliğe çağırır ve hazırlar.

İmamı Kurtubu şöyle dedi.İslam uleması ölümün belli bir yaşı , belli bir zamanı belli bir hastalığı olmadığı hususunda karar birliğine varmışlardır. Bütün bunlar insanı ölüme hazırlamak için bir imtihandır.

Yezid Rakkaş nefsi için şöyle diyor:

Yazıklar olsun sana ey Yezid , öldükten sonra senin için kim namaz kılacak?

Öldükten sonra senin için orucu kim tutacak?

Öldükten sonra Rabbinin razı olacağı şekilde kim hayat sürecek? Sonra şöyle devam ediyor:Ey insanlar!Neden halinize bakıp da ağlamıyorsunuz? Ölüm size geleceği halde , kabir eviniz olacağı , toprak yatağınız olacağı , kurtçuklar arkadaşınız olacağı halde niçin halinize ağlamıyorsunuz.Bununla beraber insanı büyük felaket bekliyor.Acaba halimiz nasıl olur? dedi ve ağladı.

Ömer bin Abdulaziz alimleri topluyordu ve ölüm kıyamet ve ahiret hususunda müzakere ediyordu , onlarda içlerinden biri ölünceye kadar ağlıyorlardı.

Alimlerin biri şöyle diyor:Kim ölümü çokça zikreder , hatırlarsa o kişiye üç şey ikram edilir:

A)Tevbede acele etmek.

B)’ın verdiği nimete karşı kanaatkar olan bir kalp.

C)’a kulluk etmede azim ve sabırla devam etmesi.

Kim de ölümü unutursa üç şeyden mahrum bırakılır:

A) Tevbede tembellik edip ihmalkar davranmak.

B) Elindekine kanaat etmeyip yapılan taksimata razı olmayı terk eder.

C) ’a kulluk etmede de bir tembellik uyuşukluk meydana gelir.
__________________
Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.

Alıntı ile Cevapla