07 Eylül 2007, 17:34
|
Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:48 Mesaj :
4.079 Konular:
315 Beğenildi:50 Beğendi:0 Takdirleri:149 Takdir Et:
| Cvp: Abese ve Tevella ''' İFADELERİNİN MUHATABI KİMDİR? Alıntı: YAĞMUR Üyemizden Alıntı
Surenin ilk ayetlerinden, Allah Teâlâ'nın, Hz. Muhammed'i (s.a) bir âmâya önem vermeyip, Mekke'nin ileri gelenlerine yöneldiği için azarladığı anlaşılmaktadır. Ancak sûrenin tümü birlikte müteâlâ edildiğinde, bu azarlamanın hedefinin Mekke'nin ileri gelen kâfirlerinin olduğu anlaşılır. Bu kâfirler Rasûlullah'ın (s.a) tebliğ ettiği Hakk'ı nefretle reddediyorlar ve büyüklenerek, inatla Hak'tan yüzçeviriyorlar. Ayrıca sûrede Rasûlullah'ın (s.a) tebliğinde eksik bıraktığı yönlere değiniliyor. Çünkü Rasûlullah (s.a) tebliğinin başlangıcında her ihlâslı davetçi gibi, "Eğer Mekkeli ileri gelenler İslâm'ı kabul edecek olurlarsa İslâm daha çabuk yayılma imkânı bulur, fakat özürlü bir insanın topluma pek tesiri olamayacağından dolayı, İslâm'ın yayılışına fazla katkısı olmaz" şeklinde düşünüyordu. İşte bu nedenlerden ötürü Rasûlullah (s.a) Mekke'nin ileri gelenlerini ikna edebilmek için daha çok gayret gösteriyordu. Ancak bu, hâşâ Rasûlullah'ın (s.a) zenginlere daha fazla hürmet ve tazimde bulunduğu, fakir ve özürlü kimseleri ise hor gördüğü anlamına gelmez. Allah (c.c) daha vahyin ilk nazil olduğu dönemlerde, Rasûlü'nü bu tür bir tebliğ tarzının yanlış olduğu konusunda uyarmıştır. (tefhimul kuran) | Bunu daha öncede duymuştum yeniden hatırlattığın için sağol yağmurcum... |
| |