Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Şubat 2015, 16:19   Mesaj No:7

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:5
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:342
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: İNUZEM felsefe tarihi özetleri (tüm haftalar)

1. İKİNCİ DÖNEM: SOKRAT VE SOKRATİK OKULLAR
Sokrat (M.Ö. 470 – 399)
Sokrat ile Yunan felsefesi, tarihinin Önemli bir aşamasına ulaşmıştır. Öncesi ve sonrası denilecek kadar önemlidir.
Sokrat, Yunan felsefesi tarihine damga vurmuş bir kişiliktir. Kendisinden sonraki felsefe akımlarının ana konusunu doğadan "Erdem nedir? Erdemliliğin nitelikleri nelerdir?" soruları oluşturur.
Sokrat’ın kişiliği ve öğrencileri:
Öğrencisi Eflâtun'un kaleminden çıkmış olan Phaidon diyalogunda ölümü ile ilgili geniş bilgi vardır. Buna karşılık düşünce ve görüşüyle ilgili çok az şey bilinmektedir.
Atinalılar Sokrat'ı çevresi hep öğrencileri ile çevrilmiş olarak görüyorlardı, Fakat onlar, Sokrat'ın çevresindekilere neler öğrettiklerini bilemiyorlardı.
Sokrat’ın Kendine Has Yöntemi
Sokrat'ın çevresinde toplanan öğrencileri, kendisine karşı büyük bir saygı ve tavır sergiliyordu. Bu öğrencilerin içinde her tipten, her çevreden insanların bulunurdu. Sokrat'ın ölümü ile birlikte gerçek fikrinin ne olduğu konusunda öğrencileri arasında tartışma başlamıştır. Bu kavga yazı çalışmalarına yansımıştır. Sokrat'ın kendisi hiçbir şey yazmamıştır.
Bize ulaşan diyaloglar arasında özellikle Eflâtun'un diyalogları önemlidir. Bu uyarıcı içten duyduğu sese, duyguya, Sokrat, "Benim Daimon'um" adını verir. Uyaran, alıkoyan, doğru yolu gösteren bu ses, Sokrat'a göre, Tanrının sesidir, kutsal bir sestir. Sokrat, Tanrının sesini kendi içinde duyduğunu söyler.
Tanrı doğrudan doğruya kendi içimizden, bilinçaltımızın sesi ile seslenebilir.
SOKRAT’TA BİLGİ VE MUTLULUK
Sokrat'ın olduğunda kuşku duyulmayan yalnızca iki görüş vardır:
1. Bilgi erdemliliktir ve hiç kimse bilerek kötülükte bulunmaz…
Erdem gerçekten bir bilgi ise, erdemsizlik de gerçekten bilgi noksanlığından, yani hatadan kaynaklanacaktır. Öte yandan kimse bilerek, isteyerek hata yapmayacaktır. Sokrat'a göre kötülük, kişinin mutluluğu yanlış yerde aramasından kaynaklanır.
*** Sokrat'ın konuşmaları özellikle iki ana konu üzerinde toplanmıştır: Sokrat, "erdem bilgidir" diyordu. Bu varsayımdan da: "Bilgi nedir?", "insan neyi bilebilir?" sorulan çıkartılabilir. Bu genel bilgi sorunu içinde Sokrat'ı özellikle ilgilendiren özel sorun, insanın kendi kendini bilmesidir. Bilgide önemli olan dışarıyı yani evreni bilmek değil, kendimizi bilmek ve tanımaktır.
Bu bakış açısından Sokrat, Sofistler ile aynı görüşü paylaşmış.
2 Öğrencilerinin hocalarına uyarak, çözümlemek istedikleri ikinci konu ise mutluluk sorunudur. Sokratçıların tüm düşüncelerinin bu iki noktada yoğunlaştığını, yani bilgi ve mutluluk sorunlarına odaklandığını söylemek gerekir.
3. Kendisi ile uyum içinde olmayan bir insan hiçbir zaman, tam anlamıyla, mutlu olamaz. Zaten Sokrat bir filozoftan çok eğitimcidir.
SOKRATES’İN ETKİSİ
Kynikler (Kelbiler) Okulu
Bu okulu Sokrates’in öğrencilerinden Antisthenes (444-365) kurmuştur. Antisthenes, Aristippos’un haz varsayımıyla ilgili şiddetli bir tartışmaya girmiştir. Kynikler okulunda da Diogenes vardır. Kynik teorinin tam uygulayıcısı Diogenes’tir1
Antisthenes’e göre mutluluğa ancak fazilet yoluyla erişilebilir. Fazilete sahip olan, yani neden korkulması ve kaçınılması, neden korkulmaması gerektiğini bilen ve bunu kendi eylemleri ile gerçekleştiren kimse, mutluluğa ulaşmış olan kimsedir. Kyniklere göre, bilge kişi, her türlü topluluk kurallarının ve her türlü yapmacığın dışında tabii bir hayat süren kişidir. Bilge kişi, bu dünya ile ilgili olan nimetlere de önem vermez.
Sokrat’çıların ilgilendikleri başlıca iki konu vardı:
1.Sokrat'ın öğrencileri öncelikle mutluluğun ne olduğunu ve nerede bulunduğu bilmek istemişlerdi.
• Halde erdem, bir başka deyişle mutluluk gerçek bilgiye dayanır İki Sokratesci okul, Kyrene ve Kynikler Okulu, mukayese edilirse şunlar söylenebilir: Biri hazzı kabul eder, diğeri hazzı reddeder. Fakat ikisi de bireyseldir.
Yunan felsefesi daha sonra bu iki okulun paralel etkinliklerinden faydalanacaklardır. Kyrene Hazcılığı (hedonisme) Epikürcüler tarafından değiştirilerek benimsenecektir
Kyniklerin düşünceleri ise Stoacılar tarafından benimsenip geliştirilecektir.
Alıntı ile Cevapla