Cevap: İNUZEM felsefe tarihi özetleri (tüm haftalar)
2. EFLÂTUN (PLATON) (M.Ö. 427-347)
Felsefesinin Oluşum Süreci
Eflâtun M.Ö. 4 2 7 yılında Atina'da doğmuştur. Kendisi Atina'nın eski aristokrat ailelerinden birine mensuptur. Sokrat'm öğrencisidir. Eflatun'un hemen tüm diyaloglarında başrol Sokrat'ındır. Eflâtun kendisini Sokrat'ın doğal ve de mantıksal devamı sayar.
Daha sonra Eflatun'un büyük bir inceleme gezisine çıktığını biliyoruz. Bu gezi, büyük bir olasılıkla, Eflâtun'u önce Kuzey Afrika'ya sonra Mısır'a götürmüştür.
O, Mısır'da değişmezliğin kendini görmek ister. Mısır sonsuz bir değişmezlik içindeydi.
Güney İtalya ise sürekli bir değişim yaşıyordu. Mısır bir köylü ve tarım ülkesiydi. Oysa Güney İtalya zengin kentleri olan bir ticaret merkeziydi. Bunun içindir ki Eflâtun buralarda zenginlik ve yüksek kültürün doğurduğu sakıncaları inceleme olanağı bulmuştur. Orphik dininin özellikle ruh göçüne, yani ruhun ölümden sonra başka şekillere girdiğine inandığını biliyoruz.
Atina'ya dönerken esir alınmış ve köle olarak satılmıştır. İyi bir rastlantı sonucu kendisini Kyrcneli bir filozof satın almıştır. Eflâtun, Kyreneli filozofa kendisim satın alırken ödediği parayı geri vermek istemişse de, o bu parayı geri almamıştır. Eflâtun da bu geri alınmayan para ile ünlü "Akademi”sini kurmuştur.
Eserleri:
Kendisinden önceki fîlozofların yapıtlarından ancak pek azı bize kadar ulaşabilmiştir. Oysa Eflâtun'un yapıtları elimizdedir. Eflatun'un yapıtlarını dört kümede toplamak alışkanlık olmuştur.
1. Birinci küme: Eflâtun’un gençlik yapıtlarını kapsar. Burada Eflâtun tümüyle Sokrat'ın öğrencisidir. "Yasalar" dışında, tüm diyaloglarda konuşmayı Sokrat'ın yönlendirdiğini biliyoruz Eflâtun, kendi görüşlerini dc Sokrat'a söyletmiştir. bu dönemdin özelliği ahlâk ile ilgili konulan ele almasıdır. Bu diyaloglarda her zaman erdem ya da bazı erdemlerin içeriklerinin neler olduğu sorulur.
Bu yapıtlarda Sokrat'ın Metodu kullanılır. Sokratın metodu karşıdakine sorular soruyor karşıdakinin kendisini tanımasını amaçlıyor.
2. Eflâtun'un yapıtlarının İkinci kümesine bizi "Gorgias" diyalogu götürür. Gorgias ünlü Sofîsderden biridir. Gorgias diyaloguma bundan öncekilerden ayıran şey, bu yapıtta sonucun kesin vc açık oluşudur. Sonuç artık okuyucunun isteğine bırakılmaz. Sonuç okuyucuya açıkça verilir.
Yapıtın sonunda ruhun ölümden sonra nasıl yargılanacağına ait bir efsane (Mithos) anlatılır. Hakikatın zıttı mithos mithosun zıttı hakikattir. Günümüzde mithos da uydurma içermediğini söyleyebiliriz. Gorgias'tan sonra, büyük bir olasılıkla, "Menon" Diyalogu kaleme alınmıştır. Eflâtun'un kendine has bir görüşü olan "İdeler Metafiziği" bu diyalogda mevcuttur. Aynı şekilde insanların iyi davramşlarından başka, bir de tümel iyilik idesi ve ideali vardır. Şu anda tahtaya tebeşir ilc çizdiğim üçgen değil, aynı zamanda matematikçilerin anladığı anlamda genel bir üçgen kavramı da vardır. Acaba genellikle tümel olan bir üçgen kavramı olmasaydı, tek başına somut üçgen alabilir miydi? Bir ide olarak güzelliğin kendisi olmasaydı, güzel şeylerin var olması mümkün olur muydu? Kuşkusuz bunlar var olamazdı. Çünkü tek objeler ancak genel kavramların var olması ve bu tümel kavramlara katılmaları ile bir varlık kazanırlar. Tikel şeylerin oluşturduğu evren yanında bir de idelerin oluşturduğu bir evren vardır. Bilmek de, bu ideleri bilmek demektir. Zaten bilgi hiçbir zaman bireylere değil, her zaman tümellere yöneliktir.
Eflatun'un ikinci dönem eserlerine siyaset felsefesi üzerine olan büyük eseri Poletia / devleti de ekleyebiliriz. Eflatun'un devlet felsefesini gösteren Poletia, düşünce tarihinde "İdeal devlet" konusunda yazılan eserlerin ilkidir.
3. Üçüncü dönem diyaloglarında, görüşlerini tam anlamıyla bilimsel bir biçimde anlatır. Bu öbekteki "Theaitetos" diyalogunda sensüalizme ve empirizmc, yani bilginin temelini duyumlarda ve deneyde kabul eden görüşlere karşı eleştirel bir tutum takınır.
4. Dördüncü ve son dönem Eflatun'un "yaşlılık" eserlerini kapsar. Yaşammm son yıllannda ise Pisagorculuğa tümden yaklaşmıştır. Yasalar Sokrat'ın sahneye çıkmadığı Eflatun'un tek eseridir.
Eflatun'un Varlık Öğretisi
Platon’un düşüncelerinin gelişimine iki öğreti damgasını vurmuştur:
“İdealar öğretisi” ile “ruhun ölümsüzlüğü öğretisi.”
Eflatun, bu evrende bulunan bütün varlıkların ebedi birer idesi bulunduğuna inanmıştır. Eflatun bu yeni düşüncesiyle şunu amaçlamıştır: Evrende mevcut her şeyin arkasında sonsuz, yok edilemeyen, bozulamayan, sonsuzluğun kucağında yaşayan birer ide (misal) varsaymıştır.
Platon’un ideler öğretisi iki ayrı evrenin var olduğunu savunur.
i) Eşyalar, gölgeler, olaylar ve olgular evreni,
ii) Bu evrenin ötesinde var olan ve her şeyin aslının, mükemmel halinin birer ide olarak var olduğu ideler dünyası. İçinde bulunduğumuz evrende var olan her şey ideler dünyasındaki asıl halinin gölgesidir. Platon bunu, mağara metaforuyla açıklamaktadır.
İdeler dünyasında varlıklar belirli bir hiyerarşiye göre düzenlenmiştir. Tepe noktasında en mükemmel durumda olan varlık idesi bulunan bu piramitte varlıklar aşağıya doğru sıralandıkça mükemmelliklerinden kaybetmekte ve en aşağıda en az mükemmel olan madde bulunmaktadır. Varlık idesi aynı zamanda en iyi ve en güzel olan idedir. İdeler alemi iyinin ve güzelin de alemidir.
Platon’un Bilgi Anlayışı (Bilgi Hatırlamadır)
Platon‟a göre bilgi ideler dünyasındaki nesnelerin ve kavramların asılları olarak zihnimizde mevcuttur. O nesnelerin dünyadaki yansımalarını duyularımızla algılamamız gerekir. Böylece zihnimizde bulunanla dış dünyada bulunan örtüşsün ve nesnenin ne olduğunu hatırlayalım. Dolayısıyla bilgi, nesnelerle ideler arasında hatırlama yoluyla bağ kurup, tikelden hareketle tümele yani nesnelerden kavramlara yükselmek ve “bu, şudur” diye hüküm vermek ve nesneyi bir kavram grubuna dâhil etmektir.
Ruhun Ölümsüzlüğü Anlayışı
Hatırlama, ruhun önceden var olmasının kanıtı olduğu gibi, ölmezliğinin de kanıtıdır. Ruh, bedende iken ideler alemini sürekli hatırlayarak kurtulma ve bağımsız olma arzusu taşımaktadır.
Platon’un Mutluluk Ahlakı ve Erdem Anlayışı
Platon‟un ahlak anlayışı mutluluk merkezlidir. Platon‟un ahlak anlayışında temel kavram erdemdir. Platon en yüksek erdem olarak adaleti görür.
*** Platon‟un ahlak anlayışında üç husus öne çıkarılabilir. Bunlar en yüksek iyi, erdem ve bu iki kategorinin içinde gerçekleşebileceği devlettir.
En yüksek iyi, ahlaki davranışın en son amacıdır ve bu en yüksek iyi ise mutluluktur.
*Bu iyinin tek kişide gerçekleşmesi erdemdir.
*Bu iyinin toplum hayatında gerçekleşmesi ise ancak devlet sayesinde olabilir.
|