Durumu: Medine No : 36490 Üyelik T.:
14 Aralık 2013 Arkadaşları:17 Cinsiyet: Memleket:karaman Mesaj:
812 Konular:
38 Beğenildi:237 Beğendi:586 Takdirleri:449 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: Tekerlemeler - Diksiyon Temrinleri Aliş’le Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemede mahkemeleşmişler mi mahkemeleşmemişler mi? Be birader buraya bak, başi bereli burma biyikli basti bacak bayan berberiyle bizim Bedri bey birlikte bir pirinci birinci buluşta birbirine dizip Bursa pazarina indi. Bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirine baglayip, Perlepe berberi bastibacak Bedri ile beraber Balikesir pazarina parasiz giden bu paytak budala, babasi topal Badi’den biberli bir papara yedi. Bu ekşi eski ekşi. Bu mumcunun mumu umumumuzun mumudur. Cüce çinici Celali Hoca gizlice marpuççular içindeki züccaciyecilere gidip içi Çince yazili cicili bicili cam çubuklari cepcegizine indirmiş. Çatalca’da başi çibanli topal çoban, çatal sapan yapar satar. Degirmene girdi köpek, degirmenci vurdu kötek; hem kötek yedi köpek, hem kepek yedi köpek. Hakkı’nın Hakkı’da hakkı varmış. Hakkı Hakkı’dan hakkını almaya gitmiş. Hakkı Hakkı’nın hakkını vermeyince. Hakkı Hakkı’nın hakkından gelmiş. Adam çok beyaz. Adam çok, bey az. Ahmet ne yazık ki mumyalamış Ahmet ne yazık ki mum yalamış. Akşamsa bunalıyorum. Akşam sabun alıyorum. Ananas aldırmış. Anana saldırmış. Anlatayım Anla tayım. Anlat ayım. Araba yağı çokmuş. Ara bayağı çokmuş. Ay akşamdan ışıktır. Ay ak, şamdan ışıktır. A, yak şamdanı, şıktır. Ayak şamdanı şıktır. Az aldı. Azaldı. Birayı getirmiş yanında. Bir ayı getirmiş yanında. Birayı öyle geçirmiş. Bir ayı öyle geçirmiş. Eksik oy. Eksi koy. Gelin gelince gelin. Gelin gel, ince gelin. Ertan, yerinde beklemişti. Er, tanyerinde beklemişti. Gökte durmayan karada da durmaz. Gökte durmayan kar adada durmaz. Gözü kızarıyormuş. Gözü kız arıyormuş. Gülen az. Gül’e naz. Gül en az. Güzel desen de değil ki. Güzel de sende değil ki. Hasta neden ayrılmış? Hastaneden ayrılmış. Hayalet! Hayal et. Hay alet. Heykel! Hey kel. Hoşça kal. Hoş çakal. Hoş, çak al. Oy atmış. O yatmış. Ok almış. O kalmış Senin aşkından yandım da yanacağım. Senin aşkından yandım, dayanacağım. Soldurdu. Sol durdu. Bakmasa da sakallı. Bak, masada sakallı. Baltası var. Bal tası var. Binyüzyirmi beşe bölünür. Binyüz yirmibeşe bölünür. Bin yüzyirmibeşe bölünür. Biraderse ver. Birader sever. Bira derse ver. Birol ayın yüzünü gördü. Bir olayın yüzünü gördü. Bu Güngör desinler. Bugün Gördes inler. Can eriyormuş. Can eri yormuş. Caner’i yormuş. Çaresizsiniz. Çare sizsiniz. Deli kaçabilir. Delik açabilir. Deli mi ne yahu? Deli Mine yahu! Oyabilir. Oya bilir. Ok atmış. O katmış. O da var. O davar. Oda var. O bir inci. O birinci. Küpe tekse ver. Küp etek sever. Kekik ek. Keki kek. Kayabilir. Kaya bilir. Kar yola yağıyor. Karyola yağıyor. Kart almışım Kartalmışım. Kaç masa geliyor? Kaçmasa geliyor. İnciri Melis’e ver. İnci rimeli sever. O kaçabilir mi? O kaça, bilir mi? Su satıyor. Susatıyor. Tarihte neler oldu? Tarihten eler oldu. Tekel likör fabrikası. Tek elli kör fabrikası. Yağmur yağar saraylar ıslanır. Yağmur yağarsa raylar ıslanır. Ya sağa girerse. Yasağa girerse Yürü, yorum yapma lütfen. Yürüyorum, yapma lütfen. Ziyan olmuş. Ziya n’olmuş? Yaprağın üstünde bir tırtıl, yaprağı yiyor kıtır kıtır, yaprağı yeme pis hain tırtıl. Adem madene gitmiş. Adem madende badem yemiş. Madem ki Adem madende badem yemiş, niye bize getirmemiş. Al bu takatukaları takatukacıya takatukalattırmaya götür, eğer takatukaları takatukacı takatukalatmazsa takatukaları taktukacıya takatukalattırmadan getir. Aliş’le Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemede mahkemeleşmişler mi mahkemeleşmemişler mi? Be birader buraya bak, başı bereli burma bıyıklı bastı bacak bayan berberiyle bizim Bedri bey birlikte bir pirinci birinci buluşta birbirine dizip Bursa pazarına indi. Acaba sarımsaklasak da mı saklasak samanı Sarımsaklamasak da mı gelir zamanı Sarımsaklamasak da gelirse zamanı Niye sarımsaklayalım o zaman samanı. Bir berber bir berbere “Bre berber, gel birader, biz beraber Berberistan’da bir berber dükkanı açalım.” demiş. Bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirine bağlayıp, Perlepe berberi bastıbacak Bedri ile beraber Balıkesir pazarına parasız giden bu paytak budala, babası topal Badi’den biberli bir papara yedi. Çatalca’da başı çıbanlı topal çoban, çatal sapan yapar satar. Cüce çinici Celali Hoca gizlice marpuççular içindeki züccaciyecilere gidip içi Çince yazılı cicili bicili cam çubukları cepceğizine indirmiş. Bu pikap, şu pikap, o pikap. Değirmene girdi köpek, değirmenci vurdu kötek; hem kötek yedi köpek, hem kepek yedi köpek. Dört deryanın deresini dört dergahın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert, dört dergahtan dört dev çıkar. El alem ala dana aldı aladanalandı da biz bir ala dana alıp aladanalanamadık. Eller bazlamalandı da, biz bazlamalanamadık. Gökten bir damla düştü, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına… İki kel kör kirpinin yırtık kürkünü dişi kel kör kirpinin yırtık kürküne eklemişler. İndim dereye sarul seke teke çepiç tek otlarlar. Dedim niçin sarul seke teke çepiç tek otlarsınız? Dedi bizim sorumuz sopumuz torumuz topumuz sarul seke teke çepiç tek otlarlar. İndim kuyu dibine, sildim, süpürdüm, silkindim, çıktım. İt iti itti, bit iti itti, it biti itti. Bit gitti, it gitti. İtti, bitti, gitti. Kartal kalkar dal sarkar, dal sarkar kartal kalkar. Kırk kanatlılardan Kırklarelili kırkayak kıkırdayarak kırık kırak yerken kırık kanadına kırıntılar döküldü. Kırk küp, kırkının da kulpu kırık küp. Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek. Sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek; bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe: “Siz de bizim gibi beş boz başlı beş boz ördeksiniz.” demiş. Şemsipaşa Pasajı’nda sesi büzüşesiceler. Şu duvarı badanalamalı mı badanalamamalı mı? Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortada su şişesi. Şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak sarımsaklamasak da mı saklasak. Tomarzalı topal Şaban, yapar çatar satar saban. Üç tunç tas has hoş hoşaf. Üstü üç taslı taç saplı üç tunç tası çaldıran mı çabuk çıldırır, yoksa iç içe yüz ton saç kaplı çanı kaldıran mı çabuk çıldırır. Bu ekşi eski ekşi. Götür küpü, dök küpü. Getir küpü dök küpü. Gül dibi, bülbül dili gibi. Çarşıda koza ucuz, çarşıda darı ucuz, çarşıda boza da ucuz mu? Falcı, falcının falına, fasa fiso dedi. O pikap, şu pikap, bu pikap. Sudan çıktı iki su şadısı, biri erkek şu şadısı, diğeri dişi şu şadısı. Keşkekçinin keşkeklenmiş keşkek kepçesi. Bu bankaya eski veznedar gelecek, bu bankaya eski vezne dar gelecek. Bu evi yıkıp yapsak da mı otursak, yoksa yıkmasak onarsak da mı otursak? Pireli peyniri perhizli pireler tepelerse pireli peynirler de pır pır pervaz ederler. Ocak kıvılcımlandırıcılardan mısın, kapı gıcırdatıcılardan mısın? Ne ocak kıvılcımlandırıcılardanım, ne kapı gıcırdatıcılardanım. Çatalcada topal çoban çatal yapıp çatal satar, nesi için çatalcada topal çoban çatal yapıp çatal satar? Dört deryanın deresini dört dergâhın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert, dört dergâhtan dört dev çıkar. Bir tarlaya kemeken ekmişler. İki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış. Biri erkek kürkü yırtık kel kör kirpi, öteki dişi kürkü yırtık kel kör kirpi. Kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürkünü, kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürküne, kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürkünü, kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürküne eklemişler. Kırk kırık küp kırkının da kulpu kırık kara küp. A be kuru dayı ne kuru sarı darı bu darı a be kuru dayı. Şu karşıdaki kara kuru kavak , karardın mı, ey kara kuru kavak sarardın mı ey kara kuru kavak! Paşa tası ile beş has tas kayısı hoşafı. Sen seni bil, sen seni, bil sen seni, bil sen seni, sen seni bilmezsen patlatırlar enseni. Çarık çorap dolak, ben sana çarık çorap dolak mı dedim? Lâla lâtif lâleli lâmbasını lâcivert lâke lâvabodan nâzik, nâdide şefkâte verdi. Gece penceredeki benekli tekir kedi tenceresindeki eti yedi. Davulcu dede dışarıklı dikişçiyi dolandırırken dönemecin duvarından düştü. Galip Geyve’de gır gır giden gocuklu göçmen gururluya güldü. Habeş hemşire hırkalı hizmetçi hoppa hödüğe hurmaları hürmetle sundu. Kara kahküllü ketenli kız kibar komşusuna köprülü kuyuda küstü. Şamlı, şemsiyeli, şıracı,şişko, şoför, şölende, şurupçuları şüphelendirdi. Sandıklıda sepetleri sıralı simitçi sofrada sökülen sucukları süpürdü. Tatar tepsici tıknaz titiz Tosun tömbekici tulumbacıyla tütün tüttürdü. Hakkı hakkının hakkını yemiş.Hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş. Hakkıya hakkını vermeyince haklı da Hakkı’nın hakkından gelmiş. Biz onlara ders verelim derken onlarda bize ders vermişler,şimdi gidip onlara bir ders daha verelim de biz onlara ders verirken gelip bize ders vermek neymiş görsünler. Yaprağın üstünde bir tırtıl, yaprağı yiyor kıtır kıtır, yaprağı yeme pis hain tırtıl. Adem madene gitmiş. Adem madende badem yemiş. Madem ki Adem madende badem yemiş, niye bize getirmemiş. Al bu takatukaları takatukacıya takatukalatmaya götür. Takatukacı takatukaları takatukalamam derse takatukacıdan takatukaları takatukalatmadan al da gel. Bir berber bir berbere, bre berber gel beraber bir berber dükkânı açalım demiş. Bir dalda bir kartal; dal tartar, kartal kalkar. Bu çorbayı nanelemeli mi de yemeli, nanelememeli mi de yemeli? Bu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi. Çıtır pıtır hanımın, çıtı pıtı kızının çıtkırıldım çocuğu olmuş.
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. |