Cevap: Sade Hayat Şeklini Hiç Duydunuz mu? Yağ ve tuza şeker ve unu da ekleyebilir miyiz?
Tabii onları da katabiliriz. İnsanın düşünebilme yetisinin devam edebilmesi için sentetik şekerin vücuda girmemesi gerekir. Olaylar arasında veya varlıklar arasında ilişki kurabilme yeteneği olan aklın devam edebilmesi için sentetik şekerin hiçbir şekilde tüketilmemesi gerekir. O zaman belki akıl eve geri döner.
Unda da nem tutucular var, gerçek un olsa onun kadar güzel besleyici bir şey yok. Temel besin maddelerinden bir tanesidir. İnsan ömrünü un, yağ ve etle geçirebilir. Ama şimdi un unluktan çıkmış. Biz onu eliyoruz. Elediğimizi hayvanlara veriyoruz, en değerli yerini onlar yiyor. Biz ise unun en hastalıklı yerini yiyoruz. Nemlenmesin, beyaz olsun diye içine katkı maddeleri koyuyoruz.
Anlattıklarınızdan sade hayatın başlangıcının giydiklerimiz, arabamız, televizyonumuzdan değil soframızdan başladığı sonucunu çıkarıyorum.
Sofralarda nelerin yenip nelerin yenmediği çok önemli. Çünkü herkes sofralarda. Herkes araba almayabilir, herkes televizyon almayabilir, ama herkes yemek yiyor. Dolayısıyla dikkat etmemiz gereken şeylerden ilki odur. Biz eğer kendi soframızı ya da ağzımızı kontrol edebilirsek o zaman arabanın neden olduğu şeyleri de, televizyonunun neler yaptığını da anlayabiliriz. Çünkü akıl geri gelir. Hz. Adem haya veya iman istemedi, akıl istedi. Çünkü akıl varsa haya ve iman da vardır. Biz akıl nasıl geri gelir diye düşünüyoruz. Sofradan başlasak zincirleme diğer hatalarımızı da fark ederiz.
Ekrem Altıntepe
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |