Elveda Eyy Şehr-i Ramazan Allahumme barik lena fi recebe ve sa'ban ve belligna ramazan Allah'im! Recep ve Saban aylarini bizim için mübarek kil ve bizi Ramazan ayina ulastir Duasiyla basladigimiz rahmet ve bereket iklimi üç aylardan maalesef ayrilmak üzereyiz. Müminleri ayriligin heyecani ve hüznü sarmistir. Insanin dogasinda vardir, ayriliklar insanlara hüzün verir. Nasil hüzünlenmeyelim ki; "Ramazan ayi girince göklerin kapisi (baska bir rivayette Cennetin kapilari) açilir, Cehennemin kapilari kapanir, seytanlar zincire vurulur" “Her iftar vaktinde Allah tarafindan (cehennemden) azat edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazanin) her gecesinde olur." "Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ates arasina, genisligi sema ile arz arasini tutan bir hendek kilar.'' Peygamber müjdeleriyle sevinmistik. Ramazan ayini Yüce Allah bize lütfetmisti, “Bir daha ki Ramazana kim öle kim kala” Sevmistik seni Ey sehri ramazan. Sefa geldin diye methiyeler okumustuk; “Onbir aylik yoldan geldin, Müminlere misafir oldun, Sefa geldin bize geldin, Ey Mübarek Ramazan Çalisan kimseler kazanir, Müminler oruca özenir, Oruç sevmeyenler dert kazanir, Sefa Geldin ey Mübarek Ramazan Evvelin rahmet, evsatin magfiret, Ahirin cehennemden azat ettirmek, Buyurmus Hazret-i Muhammed Sefa Geldin ey Mübarek Ramazan” diye. Ama simdi gidiyorsun, hem de onbir ay gelmemek üzere… Alismistik sana, sahura kalkisla baslayan imsak vaktini asmak korkusuyla bir yandan yemekle içmekle mesgul olup çocuklugumuzdan alistigimiz “agzim burnum arica, niyet ettim oruca” tekerlemesiyle niyet ediyorduk. Kaptik mi Kur’an kitaplarimizi, mukabele dinlemeye gidiyorduk. Peygamber ve Cebrail aleyhi selamlarin sünnetini yerine getirmenin heyecan ve mutlulugunu duyarak dinliyorduk Kur’an bülbülleri hafizlari. Orucumuza zarar gelmesin diye dikkat kesiliyor, Yalandan, giybetten korunmanin yollarini zorlamaya çalisiyorduk. Ramazanin kendine has heyecan ve telaslari da var. Aksam iftarda yenecek seylerin hazirlanisi ayri bir telas, Iftar vaktine yetismek için gayret etmek ayri bir telas, Iftar vaktini beklemek ayri bir telastir. Nasil telaslanmayalim ki, “Oruçlunun iftar sevincinin Rabbine kavusma sevinciyle es tutuldugu anin yasanmasi anidir ifrat vakti. Ögle buyurmus Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed Efendimiz. "Oruçlu için iki sevinç vardir: Biri, orucu açtigi zamanki sevincidir; digeri de Rabbine kavustugu zamanki sevincidir…” Yemekler yenince aksam namazi, sonra gelsin çaylar, yine telas, çünkü evin ahalisi teravih namazina gitme hazirligina baslamistir. Böylece devam eden tatli telaslar bitmek üzeredir, simdilerde gitmeye hazirlaniyor Aziz misafir. Gidiyor hem de, onbir ay gelmemek üzere… “Hüzünle birlikte elveda demek zamani geldi çatti “Ey Mübarek Kur'an ayi, Saimlere gufran ayi, Müminlere ihsan ayi, Sehri Mübarek elveda! Gündüzlerin rahmet idi, Gecelerin nimet idi, Âsiklara vuslat idi, Sehri Mübarek elveda! Hakkiyla kadrin bilmedik, Pek çok kusurlar eyledik, Nâdim olup tövbe ettik, Sehri Mübarek elveda! |