- Din, Dindarlik ve Boyutlari
- GIRIS
Psikolojik arastirmanin amaclari arasinda kati bir din tanimina bagli kalacak alt yapi yoktur. Simdiye kadar üzerinde uzlasilan bir tanim yapilamamistir. Dinin tanimlanmasindaki zorlugun iki önemli sebebi vardir. Birincisi, dinin cok yönlü, cok boyutlu bir gerceklik olmasi ve basit hicbir unsura indirgenmeye imkan vermemesidir. Ikincisi de, bilim adamlarinin elde alislarinda din kendi kisisel anlayis ve egilimleri dogrultusunda bir sinirlilik icerisinde görülmüs olmasidir. Kimileri de dini bireysel kimileri de daha cok toplumsal, iliskisel yönden anlamak istemislerdir.
Dinin psikolojik tanimlari Dinin özsel tanimi
Bu bakis acisi dini olgulari, kültür icerisinde yer alan kendine özgü bir gerceklik olarak kabul eder. Dinin, asli ve degismez bazi unsurlari vardir ve bunlarin baska bir sosyal ve kültürel alana indirgenmesi mümkün degildir.
Din; “Tabiat üstü, ilahi ve kutsal bir varlik (Tanri, Allah) ile iliskili olan inanclarin, tasavvurlarin, tecrübelerin, duygularin, isaretlerin, dilin ve davranislarin bütünü” olarak tanimlanir (W.James) Baska bir tanim;
“Tanri/kutsal/askin olana az veya cok bilincli bagliliktir. Bu baglilik ve teslimiyet bireyin kisiliginde tecrübeler, inanclar ve düsünceler seklinde tezahür eder ve kisinin ibadetlerini, ahlaki davranislari ve diger etkinliklerini güdüler.(Tamminen)
Tanimlarda göze carpan unsurlar;
- Din tabiat üstü ve kutsal olduguna inanilan bir varligi temel alir. Dinin ana konusu Allahtir. Fakat Allah bilimsel calismanin dogrudan konusu degildir.
- Inanan kimsenin ic dünyasinda etkili kutsal bir güc, kisisel ve öznel bir gerceklik olmasi bakimindan “ickin” olma özelligine sahiptir.
- Din inanc, ögreti, ahlak ve kutsalla ilgili tutum vz davranislarindan olusur.
Dinin islevsel tanimi
E.Fromm’a göre din: “Bir grup tarafindan paylasilan, o grup üyelerine kendilerini adayabilecekleri bir hedef sunan ve onlara ortak bir davranis bicimi veren bir sistemdir.”
Bu tanima bagli olarak yazar her türlü ideolojik ya da insani tutkusal baglanma bicimlerine “din” denebilecegi sonucuna varmaktadir.
Baska bir tanimda: “Din canli varliklar oldugumuzu ve mutlaka bir gün – bizimle birlikte diger canli varliklarin- ölecegimizi bilmemiz olgusundan dogan sorunlarin sorumlulugunu tek tek sahsen yüklenmeye bizi sevk eden her seydir:” (Batson-Ventis)
Bu tanimda dinin ölümü kabullenme; hayatin sorumlulugunu yüklenme islevine öncelik verildigi görülmektedir.
Genel olarak bakildiginda dinin islevleri;
- Inanilmasi gereken dogrulari aciklar.
- Hayat, ölüm, aci, mutluluk gibi temel varolussal sorunlarla ilgili insana bir dünya görüsü kazandirir.
- Din, varolusu ve gercekligi yorumlayarak kimligin bir tanimi vasitasiyla insani bu bütünlügün icerisine yerlestirir.
- Insana sinirlarini ve görevlerini bildirir.
- Inanan bireyler arasinda bir gönül birligi, ortak amac ve hedefler belirleyerek cemaat olusumuna imkan saglar.
- Kisinin kendi öz karakteri, duygu ve gönül dünyasinda yer tutar; arzu ve ihtiyaclari, korku ve ümitleri, eksikligi ve sinirlari ile ilgilenir.
Dinin özsel-islevsel tanimi
Ücüncü bir bakis acisi din olgusunun hem özsel hem de islevsel özelliklerini birlestirerek, bir bütün olarak bunlari bir araya getirmeye calisan tanimlardir. Bu tanimda din, kültür icerisinde yer alan bir semboller sistemi olarak ele alinmaktadir. Sembol terimi burada isaretlerin genis anlatimi manasinadir. Dini meydana getiren unsurlar (dil, ayin, nesneler, sahislar) bir biriyle uyumlu bir bütündür. Bu bütünün tek bir unsurundan yola cikarak onu aciklamaya calismak dogru degildir. Bu tarifin en büyük faydasi psikolig ve sosyologun göz önünde bulundurmak zorunda oldugu dinin konumunu dogru bir sekilde ifade etmesidir.
Nesnel bir gerceklik olarak din
Din psikolojisinin arastirma konusu olan din her seyden önce kültürün icinde bir gercekliktir. Bu sekilde din bireylerin disinda var olan nesnel bir olgudur. Kültürel bir gerceklik olarak din bir bütünlük olusturur ve unsurlari sunlardir;
- Dini topluluk ve gelenek; Islam, Hiristiyanlik gibi.
- Dini kurumlar; Seyhu’l-Islamlik, Papalik gibi.
- Din dili; Helal-haram, günah-sevap gibi.
- Dini sahislar; Peygamber, veli, hoca gibi.
- Dini nesneler ; Mushaf, seccade gibi.
- Dini, zaman ve mekanlar ; Mekke-Medine, Muharrem ayi gibi.
- Dini törenler; Mevlit, ayin gibi.
Din psikologlarinin görevi dinin kendisini degil, insan tecrübesinde ortaya cikan dini tezahürleri incelemektedir.
Öznel bir gerceklik olarak din
Belli bir ortamda dinin sembolleri ile karsilasan bireyler onlarla girdikleri iletisime bagli olarak, kendi kisisel dindarliklarini olustururlar. Bir müslüman cocugu, evde aile üelerinin konusma ve uygulamalarinda yer aldigi sekliyle dinin tecrübesine sahip olur. Onun ic dünyasinda öznel bir hayat olarak din yerini almaya baslar.
Öznel bir gerceklik olarak dini meydana getiren unsurlar;
- Dini yetenek ve egilimler
- Dini güdüler
- Dini inanclar
- Dini sözler, ifadeler
- Dini yargilar
- Dini tasavvurlar
- Dini tutumlar
Dindarlik Dindarligin tanimi
Her insan kendisini bir dini gelenegin ve kültürün icerisinde bulur. Ailesinden, cevresinden cesitli bilgiler ögrenir, dini ibadetleri yerine getiren insanlari görür. Böylece dindarlik denilen yasanti ortaya cikar. Dindarlik; “belli bir dinin inanc ve ögretilerinin belli bir zaman ve sartlarda belli bir kisi, grup ya da toplum tarafindan yasanmasi” dir. Dinin hayata gecirilerek bilfiil yasanan bicimidir. Insanlar dinlerine farkli derecede baglanirlar.
Dindarligin özellikleri
- Tek bicimli, degismez bir durum degildir.
- Bireylerin ve gruplarin hayatindan cesitli faktörlere bagli olarak özel olaylar ve durumlar kisilerde dini bagliligi artirabilir ya da azaltabilir.
- Dindarlik birey ve toplumun hayatinda belli bir alanla sinirli olmayip, hayatin her alaninda etkisini gösterir.
Dindarligin boyutlari
Bilim adamlari dindarligi, cok boyutlu bir tarzda tanimlamis ve arastirmislardir. Glock ve Stark’in yapmis olduklari arastirmalar sonucunda dindarligin bes boyutlu tanimlamasi yaygin kabul görmüstür.
- Ideolojik (inanc) boyutu ; Bir kimsenin din ile bag kurmasi, öncelikle o dinin temel inanc esaslarini kabul etmesi ile baslar.
- Törensel (ibadet ve uygulama) boyut ; Bir dinin baglisi olan ve onun inanc sistemini benimseyen dindar bir kimsenin yapmasi gereken ödevleri ve görevleri vardir. Ibadet görevlerini yerine getirmedeki dikkat ve gayret bir kimsenin dindarliginin bir göstergesi kabul edilir. Ibadet ve uygulamasinin ona katilan kisiler icin tasidigi önem ve anlam da degisik olabilmektedir.
- Tecrübe (duygusal) boyutu ; Her din mensubu inandigi Varligi dogrudan icinde hisseder ve onun etkilerini fark eder. Genel olarak dindarligin mistik/tasavvufi yorum ve uygulamalari, dini tecrübenin yogun olarak yasanmasini amac edinmistir ve bunu gerceklestirecek özel tekniklere basvurulur. Bu yüzden din duygusunun en coskun ve zengin örneklerine tasavvuf alaninda rastlanir.
- Zihinsel (bilgi) boyutu ; Dindarlik yasantisinda bilgi boyutunun diger boyutlarla iliski ve etkilesimi olmasi kacinilmazdir. Dini ögrenmeye karsi isteklilik ve buna ayrilan zaman kisinin dindarliginin bir isaretidir.
- Etki boyutu ; Dindarlik yasantisi hem kisinin ve grubun dini hayatini gelistirir ve hem de hayatin bütün alanlarinda birtakim etkiler meydana getirir. Beslenme aliskanliklarindan nezaket kurallarina, bireysel ahlaki tutum ve davranislardan sosyal iliskilere varincaya kadar dinin etkileri vardir.
Dindarlik yönelimleri
Insanlarin kendilerini dine veris derecesi ; ilgi ve samimiyet olgusu su ya da bu düzeyde olabilir. Dindarliktaki bu farkli yönelimler ilk olarak G .W Allport tarafindan iki temel tip halinde tanimlanmistir. Dis güdümlü ve ic güdümlü olarak adlandirilmistir.
Dis güdümlü dindarlik
Dini degerler ; birici derecede önem ve anlam tasiyan bir konuma sahip degildir. Toplumda bir makam ve mevki elde etme, baskalari nezdinde degerli ve itibarli olma, dert icin teselli saglama gibi istek ve ihtiyaclari karsilamada elverisli bir vasita durumundadir. Du ave ibadeti, baslari derde girdiginde basvurulan gecici bir iliski olarak algilarlar. Bu tip dindarlar benliklerinden vazgecerek Allah’ yönelmezler.
Ic güdümlü dindarlik
Iclerine iyice yerlesmis, güclü kisilik sahibi kimseler icin din, bütün benligi kusatici, her konuda tek basvuru kaynagidir. Allah rizasi icin kendi istek ve arzularindan vazgecerler.
Arastirma olarak din
Batson ve Ventis adli arastirmacilar buna ücüncü bir tip dini yönelim daha eklemistir. Onlara göre din ile bagi olan bazi kimseler dini ne amac ve ne de arac olarak degil, fakat arastirma olarak algilarlar. Arastirici ya da sorgulayici dini yönelim, daha cok din ile zihinsel düzeyde ilgilenen bilim adami ya da entellektüel kimseler arasinda görülür.
Manevi yasam Kurumsal/Geleneksel dindarlik ve bireysel dindarlik
Bati Hiristiyan toplumlarinda dindarlik geleneksel sekliyle kurumsal bir nitelik tasir. Yani ancak belli bir kilisenin üyesi olarak, onun araciligi ile insanlar dinlerini yasamak durumundadirlar. Bu durum zaman icerisinde degismistir. Dini kurumlarin disinda, bireysel merkezli ve tamamen yeni bir dindarlik anlayisi gelismeye baslamistir. Son 40 yildir kurumsallasmis din, önemsiz ve degisime bir engel olarak nitelendirilmektedir. Manevi yasam etiketi altinda imanin yeni sekillerinde bir artis görülmektedir. Manevi yasam dinden ve dindarliktan ayrildigi gibi bicimlendirici olarak dinin icinde yer alan unsurlarin bir kismini da ihtiva ettigi söylenebilir. Islam gelenginde böyle bir dindarlik anlayisi ve benzeri bir gelisme sözkonusu degildir.
Manevi yasam nedir?
“Askin”la ilgili eksiksiz bir farkinda olus tecrübesi veya bireyin olgun bir var olma tarzidir. Bir baska deyisle, her ne olursa olsun insanin nihai olan bir gücü düsünmesidir. Manevi yasam icerisinde yer alan maddeler sunlardir ;
- Yasamda bir anlam arama
- Askinla bir karsilasma
- Bir baglanma hissi
- Nihai bir gercek ya da en yüksek bir deger arama
- Kisisel bir degisim
Manevi yasamin üc farkli boyutu vardir ;
- Tanri-yönelimli
- Dünya-yönelimli
- Humanistik
Din ve manevi yasam
Manevi yasam daha cok bireysel tecrübeyi tasvir etmekte ve kisisel üstünlük, bilinc üstü duyarlilik ve anlamlilik gibi seylerle tanimlanmaktadir. Giderek artan bir sekilde hayatin daha yüce/fonksiyonel tarafina tahsis edilmektedir. Manevi yasam daha genis, kapsamli ve sonsuzdur. Buna karsilik din, daha ziyade katilikla ya da insan potansiyelini sinirladigi ya da engelledigi düsünülen sekilsel olarak yapilanmis, dini kurumlarla tanimlanmaktadir. Maneviyatcilik buna göre net bir sekilde din kavramindan farklidir. Kati, dogmatik din, fonksiyonel maneviyatcilikla zitlik teskil etmektedir. Din olumsuz olarak ele alinirken, maneviyatcilik olumlu degerlendirilir.
Dile getirilen maneviyatcilik su noktalarda elestirilmektedir :
- Bireysel maneviyatcilik insanin ic dünyasini esas almaktadir, basvuru kaynagidir.
- Duygusal coskunluk ve manevi haz elde etme maneviyatcilikta ön planda gelmektedir.
- Asiri derecede yüzeysel ve akiskan olmaktadir.
- Her tür maneviyatciligin iyi olarak kabul edilmesi, büyük sayidaki bilgi ve uzman grubunun, potansiyel olarak manevi yasamin yikici yönünü ihmal etmesine öncülük etmektedir.
Maneviyatcilik bireylerin hayatlarini kutsallara dönüstürme, hayatlarinda kutsali bulma ve koruma cabalari icerisinde insanlarin girdigi birtakim yollara sahiptir. Oysaki din kutsal olan veya kutsal olmayan pek cok nesnenin anlamini arastirmayi kusatmaktadir. Maneviyatcilik ise özel ve direkt olarak kutsali arastirma hususuna odaklanmaktadir.