Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14 Nisan 2015, 18:51   Mesaj No:4

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:5
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:342
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Hz. Muhammed Döneminde Yönetim Olgusu/Ali Duman

a) Medine Vesikası

Bu örneklerden birisi Hz. Muhammed’in Medine’ye gelir gelmez, Medi-ne’de ikamet etmekte olan farklı topluluklar arasında akdettiği ünlü Medine vesi-kasıdır17. Bu vesikada Hz. Muhammed, Medine’de yaşayan toplulukların tamamını içine alacak biçimde bir düzenleme faaliyeti yapmıştır. Hz. Peygamber bu vesikayı Medine’nin kozmopolit yapısını dikkate alarak, bütün guruplarla istişare ile hazırlatmıştır.

Vesikanın ilk iki maddesinde Medine’de yaşayan Müslümanların ayrı bir topluluk olduğu vurgulandıktan sonra, takip eden 3-11. maddelerde her bir Müslüman topluluğu ayrı ayrı sayılarak durumları ve nasıl hareket edecekleri bildiril-mektedir. 12-23. maddelerde mü’minlerin birbirleriyle yardımlaşmaları ve davaların halledilmesi konusunda yegane kaza merciinin Hz. Muhammed olduğu esasına işaret edilmekte ve 23-38. maddeler arasında Yahudilerin durumu ortaya konulmaktadır.

Vesika’nın 23. maddesi Müslümanlar arasında meydana gelebilecek anlaşmazlıklarda Hz. Muhammed’in hüküm verici konumunda olduğunu gösterirken, kaza işlerinin onun üzerinde olduğunu açıkça işaret etmektedir.

Ayrıca 42. madde yer alan hükümler de Yahudiler ve Müslümanlar arasın-da meydana gelebilecek olan olumsuz hadiselerde Hz. Muhammed’in hakim sıfatıyla meseleleri halletme yetkisini taşıdığını göstermektedir.

45. madde Yahudilerin dış ilişkilerini düzenlerken Müslümanlara danışma mecburiyetini getirmektedir ki, bu maddeden Yahudilerin kendi iç işlerinde serbestken, dış işlerinde peygambere bağlı olduklarını, yani Medine’de Yahudilerin federal bir konumda olduğunu göstermektedir.
Bu vesikanın açık sonucu Hz. Muhammed’in Medine iktidarının yegane hakimi olduğu ve Medine’de yaşayan Müslim, gayrı müslim bütün toplulukların Medine yönetiminin fertlerini oluşturduğudur.

Medine ahalisini meydana getiren bütün topluluklar kendi iç işlerinde belli bir muhtariyete sahipken, Medine’nin genelini ilgilendiren işlerde Hz. Peygamber’e bağlıdırlar.

Ayrıca yine bu vesikadan kazaî işlerin halledilmesinde başvurulacak makamın Hz. Peygamber olduğu anlaşılmaktadır ki, bununla peygamberin devletin teşrî, icra ve kaza fonksiyonlarını şahsında toplamış olduğu görülmektedir. Bu vesikayla Hz. Peygamber farklı kabilelerden meydana gelen Medine sitesinde siyasal birliği gerçekleştirmenin yanında, hukuken eşit statüdeki fertlerden meydana gelen bu toplumda din ve inanç açısından özgürlük ortamının gerçekleşmesini de temin etmeyi amaçlamıştır. Türcan’ın deyimiyle “toplum düzeninin dine değil, hukuka dayanması gerektiği prensibi”18 vesikayla ortaya konulmuş bu şekilde meydana gelen birlikte toplumun iç güvenliği sağlanmış olduğu gibi, topluma mensup olan fertlerin siyasal hürriyetleri de güvence altına alınmış olmaktadır19.
Alıntı ile Cevapla