Seçilmiş ayda, kutlu günde, güzel saatte...
Bir övülmüş isim, saba yeli gibi merhametli, içten ve nüvazişkâr...
Selamlar ki şeker dudaklıların vuslatı gibi içtendir, elbette onadır. Hasretler ki âşıkların âvâzı kadar yanıktır, elbette onadır.
Övgüler ki özlem sözlerince ateşli, ve arzular ki sevgililerin saçları misali uzun, ona, hep onadır.
Duyuşlar ki kurtuluşun nuruyla nurlanmış yüzler gibi aydınlık, ve teselliler ki lale yanakların kadifesince yumuşak, anımsamalar ki şehitlerin "Allah! Allah!" nidası ardından atılışlarınca makbul, hep onadır, hep onadır.
O ki Gül'dür, bütün mecburiyetler onadır.
Bileli kendimi ben gönlümü âşık buldum.