Cevap: Kur'an Tasarımlı Kutlu Doğum Pastası Dr. Muhammed Bozdağ Ben kutlu doğum kutlamalarında olmadım ve hala yokum! Neden mi?
Bu ümmet birkaç asırdır peygamberimizin hicri doğum gününü mevlit kandili olarak anmayı benimsemiştir ve ben de adeti benimseyip saptırmadan icra etmeye çalışanlardan oldum. Müminler mevlit gününü, peygamberimize bir –haşa- tapınma aracı olarak değil, onun Allah’tan getirdiği yüce dini yüreklerimizde diriltme, Allah ile bağımızı yeniden tesis edip güçlendirme vesilesi olarak kullanmıştır.
Fakat son yıllarda bir kısım cemaatlerin teşebbüsüyle bu kez miladi takvime göre peygamberimizin doğduğu haftaya kutlamalar sabitlenmiş ve yayılmıştır. Sonrasında Devlet dinin temsilinin başka kontrol dışı ellere kaymasına karşı, Nevruz kutlamalarına yaptığı gibi, bu işi de sahiplenmiş ve artık Diyanet İşleri Başkanlığı bu kutlamaların merkezi olmuştur.
Bu Türkiye’ye mahsus uygulamaya ben şimdiye kadar yüreğim ısınmadığı için aktif olarak katılmadım. Fakat böylece mübarek peygamberimizin (asm) anılması vesilesiyle yüce dinimizle, Allah’ın emrettiği ahlakla bağımızı yeniden güçlendirmemize vesile olacağını düşünerek sıcak baktım. Bugün gelinen noktaya bakınca, dehşete düşüyorum. Bu etkinlik İslam’ı, ümmetin islam anlayışında erozyonlar üreterek korkunç bir felakete sürüklemeye başlamıştır. Acilen bu etkinliğe ya son verilmeli veya bu etkinliğin adını ve içeriğini değiştirmelidir. Etkinliğe pekala, “Gönüllerimizde İslamı İnşa Etme Haftası” diyebilir ve içeriğini de buna uygun düzenleyebiliriz. Sebepleri şunlardır: -Kutlu doğum kutlamaları giderek, Hıristiyanların İsa aleyhisselamı kutsayarak şirke girmeleri gibi müminlerin peygamberimizi kutsayarak Allah’a ortak koşma ritüeline dönüşmektedir.
-Kimi ülke kralları toplumlara kurtarıcı olarak dayatıldığı gibi, bu etkinlikler üzerinden de Allah dışlanarak peygamberin kendisi kurtarıcı olarak sunulmakta, peygamberimiz Allah’ın emirlerinin sözcüsü, tebliğcisi ve uygulayıcısı konumundan, kendi kişisel dininin, yolunun kurucusu ve insanlığın kendi başına bir beşer kurtarıcısı kimliğine indirgenmektedir. Her şeyin tek sahibi olan Allah’ın yüceltilmesi, onun elçisinin yüceltilmesinin gölgesinde kaybolup gitmektedir.
-Bu tür etkinliklerdeki Kuran vb. pastası kesmek, mumlu, süslü pastalara “iyi ki doğdun ya rasulallah” yazıp o pastayı kesip yemek, tuhaf ilahi sözleri, tuhaf etkinlikler ve sloganlar üzerinden din dünyevileştirilmekte, maneviyat kötü bir maddeciliğe dönüştürülmektedir.
-Bu yol dinimize sürekli bir bağlılık, zikir ve ahlak halinde olmamız gereğini gölgelemekte, anneler günü, sevgililer günü kutlamalarının etkisi gibi, peygambere ve Allah’a bağlılığı giderek belli günlere sınırlama rolü kazanmakta ve bir sektör geliştirerek dini ticarileştirmektedir.
-Bu etkinliklerin en tehlikeli yanı da dindarlaşmanın, dine bağlanmanın, dindarlaşmanın, peygamber efendimizin, “alemlerin en yücesi, efendisi, yani rabbi, yücemiz, kurtarıcımız” gibi hamasi övgülerden ibaretmiş sanılmasına yol açmasıdır. Böylece ahlak, adalet, hak, hukuk gibi dinin temelini inşa eden değerler bu söylemler içerisinde yok olup gitmekte, yeni nesilin şuur altında Allah’tan başka bir ilah anlayışı bilinçsizce ekilmektedir. Her yeni yılın kutlama haftasında yozlaşma biraz daha artmakta ve derinleşmektedir. Bu iş, ilk zamanlarda Allah’ı hatırlatması için ölen peygamberlerin heykellerini yapan kavimlerin sonra o heykellere tapmaları sürecini andırmaktadır. Bu yol artık büyük bir tehlikeye dönüşmüştür. Bu yolu açıp yürütenler bu sapmanın vebalini ödeyeceklerdir. Bize düşen uyarmak ve üzerimize düşeni yapmaktır. Allah yüreğimizi yüce dininin sevgisiyle ve emrettiği ahlakla doldursun. Dr. Muhammed Bozdağ
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim)
|