27 Mayıs 2015, 01:53
|
Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 Arkadaşları:60 Cinsiyet:Bayan Mesaj :
9.475 Konular:
1144 Beğenildi:4423 Beğendi:3685 Takdirleri:5119 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: Kelama Giriş 6. 7. 8. 9. ve 10. Ünite Özetleri 7. Ünite KELAMDA BİLGİ
Kelam ilminde bilgi önemli bir konudur. Bilgi sözlükte '' bilme , biliş ve tanıma'' anlamlarına gelir. Bilgi yerine kullanılan diğer kelime '' marifet''tir.
Cüveyni ve Gazzali ilmin tarifinin zor olduğunu söylerken Fahreddin er- Razi ancak mahiyetinin bilinebileceğini ortaya koymuştur. Yine de ilmin tarifini yapanlar olmuştur.
1. Akla ve duyulara konu olan objenin tanınması
2. Aksine ihtimal verilmeyecek şekilde anlamların birbirinden ayırt edilmesi
FELSEFEDE BİLGİ = Bilen subje ile bilinen obje arasındaki ilişki . Yani ilim bilinen olgu ve olay ile bilen kişi arasında ortaya çıkan anlamdır. Hadis ve ayetlerde belirtilen inkar edenlerin sağır , lal ve kör olduklarından bahsedilmiştir. Duyularını kullanamayanların akıllarınıda kullanamayacaklarına işaret edilmiştir. Duyu ve akıl birbirinden bağımsız değildir.
Bütün varlık ve olayları ezeli ilmi ile kuşatan Allah'dan gelen bir bilgi olması nedeniyle vahiy, insanın en doğru ve kesin bilgi kaynağıdır. Kur'an'da geçen kelimeler '' Kalbe ve fuad '' aklın değişik bilgi düzeylerini ifade eden kavramlar ya da aklın yanında ona destek veren farklı bilgi araçları olduğu görülür.
Kur'an'da olumlu olumsuz kullanılmaya uygun imkanlar olarak zikredilir. Kur'an'da bilgi elde etme aracı olarak geçen '' kalbe sezgi '' demekle mümkündür. Sezgi , insanın içine aniden doğan bir bilgi türüdür. Kur'an'da sezgiyi çağrıştıracak diğer bir kavramda '' basiret ''tir.
Basiret , öngörü, iç görü ve bir şeyi önceden hissetmedir. Sezgiye günümüzde '' altıncı his '' denir. Vahiy'i sezgi ile karıştırmamak gerekir.
VAHİY = Allah'ın Peygamberine özel bir bilgi aktarma biçimidir.
Kelamda bilgi edinme yolu '' duyular , haber ve akıl '' kelamcının kaynağı Kur'an ve Sünnet..
BEŞ DUYU = Görme , işitme , tatma , dokunma ve koklama
HABER = Kelamda haber aktarma yoluyla insanda hasıl olan gerçeye uygun bilgidir. Bir bilginin haber olabilmesi için kişinin kendi dışında bulunan bir aracı vasıtasıyla onu elde etmesi gerekir. Peygamberlere melek aracılığı ile gelen vahiy'de haberdir. Ayrıca Peygamberin (sav) gelen vahyi insanlara aktarması da haberdir.
Kesinlik düzeyinin en üst noktasında bulunan haber MÜTEVATİR olandır.
Mütevatir haber , yalanda birleşmeleri imkansız görülen bir topluluğun verdiği haberdir. Tek kişinin veya yalan üzere birleşmesi imkan dahilinde olan bir topluluğun verdiği habere AHAD HABER denir.
Bir haberin mütevatir veya ahad haber olması haberin gerçekliği ve gerçekleşmişliği ile alakalıdır. Kelami ifade ile haberin sübut yönünü gösterir.
İhlas suresinde geçen ALLAH BİRDİR ifadesi hem mütevatir hem de kesin açık anlaşılırdır.
Allah'ın bir olduğunun hükmüdür.
Putların ilah sayılması ve Hıristiyanların üçlü ilah / teslis inancının ne kadar yanlış olduğunun kanıtıdır.
AKIL = İnsanda bulunan düşünme , anlama ve kavrama gücüdür.
Keşif ve rüyanın bilgi edinme yolu sayılması, Alla'ın bazı sevgili kullarına ilham yoluyla çeşitli konularda bilgiler vermesidir.
Allah'ın lütfu ile bazı perdelerin açılması ve kulun bilgilendirilmesidir.
Bu mertebeye ulaşan kişilere Allah dostu , veli kullarıdır. Sufi düşünürlerin verdiği bilgiye göre veli konumunda bulunan kişi keşfi, kendi yetenek ve kapasitesine göre kavrar ve aktarır.
İbn Arabi toplumda karışıklığa yol açacak bir keşfin açıklanmasını sakıncalı bulmuştur. İkinci bin yılın müceddidi İmam Rabbani , keşfin doğruluk ve yanlışlık açısından içtihat gibi değerlendirilmesi ve müçtehidin içtihatındaki hata ihtimalinin velinin keşfi içinde söz konusu olması gerektiğine dikkat çeker.
İslam alimleri keşif ve ilhama ihtiyatla yaklaşmışlardır. Çünkü ; keşif / ilham ile elde edilen bilgi kapalı , ispatı imkansız ve kişinin vicdanı ile sınırlıdır. İlham ve keşifde olduğu gibi rüyada test edilemez ve sübjektifdir.
Kelam alimleri Allah'ın (cc) ilmine öncesiz ve sonrasız anlamında KADİM BİLGİ insana ait bilgiye de öğrenme ile sonradan meydana geldiğinden ve başlangıcı bulunduğundan sonradan olma anlamında HADİS BİLGİ denmiştir.
İnsanın düşünmesi ve çıkarımlarda bulunması ile elde ettiği bilgiye AKLİ BİLGİ denir.
Allah'ın (cc) bir melek aracılığıyla Peygamberine bildirdiği bigi , bir şahısdan diğer bir şahsa nakledilmiş olması NAKLİ BİLGİ dir...
Aklın hiç bir çaba sarfetmeden elde ettiği bilgi ZARURİ / ZORUNLU BİLGİ dir...
Bu bilgiye şüpheye ve ihtilafa yol açmayacak derecede açık olduğundan apaçık bilgi anlamında BEDİHİ BİLGİ denir..
İnsanın bir çaba ve düşünmesi sonucu elde edilen bilgiye kazanılmış anlamında İKTİSABİ BİLGİ denir.
Bir bilgiye kanıt / delil yoluyla ulaşıldığından delile gereksinim duyan bilgi anlamında İSTİDLALİ BİLGİ denir.
Nazar yani , düşünme yoluyla elde edilmesi dikkate alınarak NAZARİ BİLGİ denir.
Akli bilgi sağlam ve objektif delillere dayanıyor ve kesinlik ifade ediyorsa BURHANİ BİLGİ denir. Burhani kelam ve felsefede kesin delil anlamına gelir.
Şüphe taşıyan veya sübjektif delillere dayanıyorsa , ikna yoluyla anlatılması gerekiyorsa HATABİ BİLGİ denir.
Hatabi kelimesi hitaptan gelir ( ikna etmek )
Haber yoluyla elde edilen nakli bilgi kesin bilgi anlamında yakıni, şüpheli bilgi anlamında zanni şeklinde iki gruba ayrılır.
Mütevatir haberde kapalılık yoksa kesinlik ifade ediyorsa YAKINİ BİLGİ denir.
Ahad haber ya da mütevatir olmakla birlikte kapalılık özelliği taşıyorsa ZANNİ BİLGİ denmiştir.
BİLGi
1. Kadim Bilgi
2. Hadis Bilgi olarak ikiye ayrılır.
HADİS BİLGİ
1. Nakli Bilgi
2. Akli Bilgi
NAKLİ BİLGİ
1. Yakıni
2. Zanni
AKLİ BİLGİ
1. Zaruri
2. İktisabi
3. Burhani
4. Hatabi bilgi olarak ayrılmıştır..
Yakıni bilgi , nakli bilginin kesin olanını , Burhani bilgi , Akli bilginin kesin olanını oluşturur. Nakli bilginin zanni , akli bilgininde hatabi kısmı kesin olmayan taraflarıdır.
KELAMIN KAYNAKLARI
1. KUR'AN = Kelam İslam akaidini açıklamak ve savunmak için ortaya çıkmış bir ilim dalıdır. Akaid ise dinin inanç esaslarıdır.
Kur'an'ın iki özelliği ;
a. Vahiy getiren melek ( Cerail as ) aracılığı ile Hz. Peygambere ulaşması
b. Sadece vahiy yoluyla Kur'an kendisine inzal olunan Hz. Peygamber değil, Kur'an gönderildiği bütün insanların hükümlerle yükümlü tutulmasıdır.
2. SÜNNET = İnanç esaslarının ikinci kaynağı Peygamber Efendimiz (sav)'dir.
Peygamberin (sav) söz , fiil ve kabullerinin ilahi gözetim ve denetim altındadır. Tek kişinin getirdiği haber HABER-İ VAHİD Peygamber gibi korunmuş olmadığından inanç konularında kesin delil kabul edilmez.
Kesin delillere dayanmayan bir inanç esasının inkarı küfrü gerektirmez, inanılması da dini açıdan sakınca doğurmaz ( Ruh , cin , şeytan , ahiret )
3. AKIL = Aklın kaynak olması istidlal veya istinbat çıkarsama yolunun kullanılmasıdır. İlk dönem kelamcıların çıkarsama yöntemi daha çok görünenden hareketle görünmeye hakkında hüküm vermeye fıkhi kıyasıdır.
Sonraki kelamcılar mantığında etkisiyle bilinenlerden hareketle bilinmeyen hakkında hüküm vermek anlamında mantık kıyasıdır.
Örnek ; bir meleği görememez görme şartlarına sahip olamamasıdır.
Mantık kıyası için örnek ; Her insan ölümlüdür. Ahmet insandır, Ahmet ölümlüdür.
İlk dönem İslam düşünürleri günümüzde Selefi yöntem ve düşünceyi benimsediğini iddia eden alimler aklın dinde asla hüküm vermeye yetkili olmadığını ileri sürerler. Yani aklın, yetkisi sadece anlama ve aktarmadan ibarettir, bağımsız olarak hüküm koyma yetkisi yoktur.
Kelam alimleri ise aklın hüküm koyacağı kanaatindedirler.
Kur'an'da akıl yerine KALB, FUAD ,BASİRET kullanılır. Kelam ilminde keşfin ve rüyanın bilgi aracı olmamasının en önemli nedeni test edebilme imkanının bulunmamasıdır. Duyular , haber ve akıl test edilmeye açıktır , objektiftir.
Kelam ilminin iki görevi vardır;
1. Sahip olunan inancı izah etmek
2. Savunmak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
hazırlayan nurşen35
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
| |