Cevap: Değişmek İstemiyor muyuz? AHLAKLARIN DEĞİŞMESİ
Kudretli bir içtimaî müessese olan din ve iman, ahlâk ile müttefik ve iç içe kaynaşmış durumdadır.22Tasavvuf da bu ahlaki mefkûreye hayat vermek içindir. Ancak der M. Zâhid Kotku Hazretleri “İnsanoğlu alıştığı ve edindiği huylardan pek kolay vaz geçemez. Fakat ahlâkların, bilhassa kökleşmiş huyların değişmesi mümkündür derlerse pek inanma; çünkü bu nadirattandır.” 23 Bu neredeyse imkânsız değişim zorlu çalışmalar, tezkiye ve terbiye ile mümkün olacaktır. Aynı zamanda Peygamberimizin “salihlerle birlikte olmak” tavsiyesinin bereketi ile iyi ahlâklı, edepli, terbiyeli, hayâlı kimselerle arkadaşlık etmek, ilim ve fazilet sahihlerini bulup onlarla hemhal olmak, böylelerini bulmak, bulacağı yerlere kadar gitmek ve bu uğurda her türlü zahmete katlanmak, kişinin kendi saadeti icabıdır.24
Rasûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurmuşlar; “Yâ Hamza, bir nefsi ihya etmek mi yoksa öldürmek mi daha sevgilidir?” Hz. Hamza cevaben “Elbette ihyâsı daha sevgilidir” deyince,“Öyle ise nefsinin kemâle ulaşmasına bak, âdâb-ı şerîata riayetle sâlih ameller işle”buyurmuşlardır.25
Nefs tasavvufta binek olarak adlandırılmıştır. Bu sebeple onun fenası değil ıslahı murad edilir. Bir ömür insanı üzerinde taşıyacak olan bineğinin asi, söz dinlemez, yulara gelmez, her istediğini yer-içer, her istediği istikamete gider bir huyda olması süvarisini yolundan alıkoyar, yanlış istikametlere sevk eder. Onun niteliklerinin iyileri ile değiştirilmesi icap eder. Misaller veriyor bir sohbetinde M. Zâhid Kotku Hazretleri, şöyle ki:
“Şimdi insan gadaplı… Ateş gibi adam; ne söylersen kızıyor, bağırıyor, çağırıyor, vuruyor… Gadabın icabı… Bu insanlıkla yaşamaz, insanlık bununla yaşayamaz. Bunu tebdil etmek lâzım! Neye?.. Şecaate!.. … Şehvetten doğan şey dünya sevgisi, yaşama hevesleri insanda… Gayeler; güzel giyinme, güzel ev sahibi olma, güzel hanım sahibi olma… Hâlbuki biz bunun için değil; bizi yaratanı sevmek, bilmek ve onun emrini tutmak için dünyaya gelmişiz. Bu güzel sevgisinden Yaradanı sevme kabiliyeti ortaya çıkmalı. Bu dünya sevgisini, muhabbet-i ilâhiyyeye çevirebilmek hüneri var insanda. Onun için en büyük hüner nefsi ıslahta… “26 |