Durumu: Medine No : 31327 Üyelik T.:
23 Eylül 2013 Arkadaşları:10 Cinsiyet:bayan Memleket:sivas Mesaj:
734 Konular:
144 Beğenildi:356 Beğendi:311 Takdirleri:227 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Oruc'ta Acıkır Elbet Oruc'ta Acıkır Elbet
Oruç, hiç gecikmeden, yolunu şaşırmadan, tam saatinde, dinç ve genç tarihin dinamizmini de özünde gaybın bir üfleyişi gibi taşıyarak geldi.
Oruç, hiç gecikmeden, yolunu şaşırmadan, tam saatinde, dinç ve genç tarihin dinamizmini de özünde gaybın bir üfleyişi gibi taşıyarak geldi. Mademki geldi, onu iyi tanımak gerek.
Oruç, boş bir çerçeve olarak veya bir mevsim gibi sadece tabiatın bir parçası olarak gelmedi. Tarihin bir parçası olarak geldi. Dolu geldi. Kendindekini boşaltacak. Giderken de dolu gidecek. Dolu gitmeli.
Her yılın orucu, büyük oruç kitabına, sabırla ve meleklerin üslubuyla işlenmiş bir sayfa bir yaprak gibi eklenir.
Taşların, ağaç kovuklarının, toz zerrelerinin bile, en keskin bir hafızayla şahitlik yapacağı büyük hesap gününde, şüphesiz, Oruç Kitabı, en büyük şahitler arasında, dosyasında en çok belge bulunduran suç ve sevap araştırıcıları arasında görünecektir.
Demek ki oruç çağımıza, göklere mahsus nişanlarla donanmış büyük ve yetkili bir şahit olarak geliyorlar ve geldi.
Siz inanmayın ki, oruçta yalnız siz susar, siz acıkırsınız. Oruç da susar, oruç da acıkır. Çünkü oruç da canlıdır. Sizin gibi. Hatta sizden fazla...
Çünkü onda ölümün eriteceği et ve kemik de yok. İnsan sağken bile ölümle karışıktır. Biz hayatla ölümün karıştığı bir terkibiz. Sağken hayat, ölüme baskındır ve ölümü kullanır. Sonra yaşlandıkça, ölüm güçleri yavaş yavaş artar ve ölüm yüzdesi, hayat yüzdesinin üstüne çıkar bir gün. İşte o gün ölmüşüzdür.
Toplumun yaşayışı da böyle... Ecel olarak gelen ölüm, bu hayat - ölüm çatışmasını kesin bir sonuca bağlar. Ama oruç yüzde yüz diri, saf olarak diridir. Net diridir, insan gibi brüt diri değil!
Evet. Oruç da susar, oruç da acıkır. Orucun susadığı ve ab-ı hayat gibi kanamadığı su, Kur'an sesi, acıktığı namaz, örtündüğü merhamet, kuşandığı giyindiği, Allah adının yükseltilmesi, yani cihattır.
Ve orucun da iftarı vardır. Oruç, müminin kalbinde iftar eder. Onun sofrasında, işte sayıldığımız, göğe mahsus yiyecekler bulunur.
Yalnız, insan orucu özlemez, oruç da insanı özler. Ramazan ayı gelince, sılah-ı rahm edenler gibi, melekler bile önünde eğildiği insana koşar. Oruç insana acıkır ve koşar gelir.
Oruç geldi, öyleyse oruca yiyecek taşımalı, su sunmalı, orucun lambasını yakmalı, örtüler atmalı üzerine ki geldiğinden daha zengin gitsin. Verdiğinden daha çok alsın. Yanına gideceği eski oruçlara katacağı, söyleyeceği çok şeyler bulunsun.
Çağımız Müslümanlarının portresini eski müminlerin portelerinin yanına çizecek ya, bizim öyle bir portremizi çizsin ki, ileride gün olur ki, o portreyi bize gösterirler, utanmayalım ondan o zaman.
Oruç geldi, ondan bize ölümsüz bir şeyler katılacak demektir. Giderken, bizden de ona ölümsüzleşecek birkaç şey katılmalı.
(Sezai Karakoç, Sütun, Diriliş Yayınları, 3. Baskı) |