Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:48 Mesaj:
4.081 Konular:
315 Beğenildi:49 Beğendi:0 Takdirleri:149 Takdir Et:
| Cvp: Cum'a-62/9(Ayet ve açıklamalı meali) Cum'a-62/9(Tefhim'ul-Kur'an Tefsiri - MEVDÛDÎ) 9(2) Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır
Bu cümle içinde, özellikle üç husus dikkate değerdir İkincisi, Cuma gününe mahsusen bir namaz kılınmaktadır Bilakis, siyak ve sibaktan anlaşılmaktadır ki, namaza çağrı ve Cuma gününe mahsusen namaz daha önceden ifa edilegelmektedir Dolayısıyla Allah Teâlâ bu ayeti, Müslümanların ezan okunurken Cuma namazının önemini kavramaları ve bunun farz olduğunu idrak ederek namaza koşmaları için inzal etmiştir Peygamber'in (s Ayette kastolunan namaza çağrı (ezan), günümüzde 5 vakit tüm dünyada camilerden yükselen ezandır Bu Hza Birincisi, söz konusu ayet, diğeri ise Maide Suresi'nin 58 Ayrıca tüm Müslümanların halen kılmakta olduğu Cuma gününe mahsusen kılınan namazın vakti ve şekli ile ilgili de, Kur'an'da bir bilgi mevcut değildir Peygamber'in (s) bildirdiği gibi kılınmaktadır Bu gerçek, "Şer'î hükümler sadece Kur'an'da beyan edilmiştir" diyen kimsenin sadece sünnet'i değil aynı zamanda Kur'an'ı inkar etmiş olduğunun açık bir delilidir
Cuma, aslında İslâmî bir kavramdır Müslümanlar aralarında, bir toplantı günü kararlaştırdıklarında bu günü seçmiş ve onu "Cuma günü" diye adlandırmışlardır Çünkü o gün Kureyşliler bir araya geliyorlardı Fakat gerçek değişiklik, İslâm geldikten sonra vuku bulmuştur Yahudiler bu günü "Sebt" (Cumartesi) günü olarak isimlendirmişlerdir Hıristiyanlar ise, Yahudilerden farklı olmak için, ibadet günü olarak kendilerine "Pazar"ı seçmişlerdir İsa'nın bir talimatı sözkonusu olmadığı gibi, İncil'de de bir kayıt mevcut değildir İsa'nın çarmıhta can verdikten sonra kabirden, pazar günü göğe çıktığına inandıkları için, kendilerine pazar gününü ibadet günü olarak seçmişlerdirS İşte İslâm, bu iki toplumdan da kendini ayırabilmek için Cuma gününü toplu ibadet günü olarak seçmiştir Fakat o dönemde Mekke'de bu emrin gereği üzerine amel etmek mümkün değildir Fakat Hza) daha önceden hicret ederek Medine'ye giden Müslümanlara Cuma'yı ikame etmeleri için emir göndermiştir (Tabaranî, Darekutnî) Ka'b bin Malik ve İbn Sirîn'in rivayetlerine göre, Medine'de Ensardan Müslümanlar kendi başlarına, haftada birgün topluca ibadet etmeyi kararlaştırmışlardır Ve ilk Cuma'yı Benî Biyade'nin bölgesinde Esâd bin Zürare 40 Müslümanla birlikte kılmıştır Bu konuda herhangi bir emir olmamasına rağmen, İslâm'ın ruhuna uygun düşünüp davranmaları, Sahabe-i Kiram'ın İslâm'ı kavrayışlarının bir özelliğidir Peygamber'in (s Kendisi Mekke'den hicret etmek üzere ayrılıp, pazartesi günü Kuba Mescidi'ne ulaşmış ve 4 gün orada kaldıktan sonra 5 Yolda, Beni Salim bin Avf'ın bölgesinde Cuma vakti olmuş ve kendileri ilk Cuma'yı orada eda etmişlerdir Peygamber (s Hicretten önce Musâb bin Umeyr'e gönderdiği yazılı emirde de şöyle demiştir: "Cuma günü, öğleden hemen sonra iki rekat namaz ile Allah'a yaklaşınız" (Darekutnî) Aynı emir, hicretten sonra, Hza) hem kavlen, hem fiilen bizzat kendisi beyan etmiştir Enes, Hz Cabir bin Abdullah, Hz Sehiyl bin Sad, Hz Ammar bin Yasir ve Hz" (Müsned-i Ahmed, Buharî, Müslim, Ebu Davud, Neseî, Tirmizî)
Cuma namazının, öğle namazı yerine geçtiği, bu namazın sadece iki rekat olduğu ve namazdan önce hutbe irad edildiği Hza Öğle namazı ile arasındaki fark budur Ömer bu konuda şöyle demiştir: "Rasulüllah'ın mübarek ağzından çıktığına göre, yolcu namazı iki rekattır, fecr (sabah) namazı iki rekattır ve Cuma namazı da iki rekattır" (Ahkamu'l-Kur'an, el-Cassas)
Ayette, bahis konusu edilen ezan ile, hutbeden önce okunan ezan kastolunmaktadır, yoksa Cumadan çok önce halka haber vermek için okunan ezan değil Peygamber (s Müezzin bu ezanı, imam minberde oturduktan sonra okumaya başlardı Ebubekir ve Hz Osman'ın zamanında nüfus arttığından dolayı, çok önceden bir ezan daha okutulmaya başlanmıştır (Buharî, Ebu Davud, Neseî, Tirmizî) "Zikrullah" ile Cuma hutbesi kastedilmektedir Peygamber (s Ebu Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Hza) şöyle buyurmuştur: "Melekler, her Cuma, namaza gelen kimselerin isimlerini kaydederler ve imam minbere çıktığında defterlerini kapatıp, hutbeyi dinlemeye başlarlar Ayrıca Kur'an'ın ifadeleri de aynı yöne işaret etmektedir Bu ifadelere göre Cumanın tertibi şu şekildedir Nitekim müfessirler "zikr"in hutbe yahut hutbe ve namaz olduğu konusunda görüşbirliği içindedirler Örneğin, Allah'a hamdü-sena, Rasûlüne salavat, Allah'ın emirleri, şeriatına uygun ameller, tebliğ yolunda telkinler, muttakilerin vasıfları tarifi ve medhi vs (Keşşaf)
"Allah'ın zikrine koşunuz" emri ile elbette koşa koşa gelmek kastedilmiş değildir Nitekim Arapça'da "sa'y", sadece koşmak için değil, gayret göstermek çabalamak anlamında da kullanılır Zaten müfessirler ayetteki kullanıma bu anlamı verme hususunda görüş birliği içerisindedirler Hem ayrıca namaz kılmak için camiye koşarak gelmekten Müslümanlar men olunmuşlardır Peygamber (s Namaza yetiştiğinizde hemen cemaate katılın ve sonra (namazı) tamamlayın"
(Kütübüs'Sitte) Ebu Katade el-Ensarî, şöyle anlatıyor: "Bir defasında Hza Namaz bitince Hza) gürültünün nedenini sordu Peygamber, "Böyle yapmayın, namaza sukûnet içinde gelin ve cemaate katılın, sonra namazınızı tamamlayın" diye buyurdu Burada "el-bey'a" (alışveriş) kelimesinin zikredilme nedeni, Cuma günü ticaretin yoğun olması dolayısıyladır Bu nedenle ayetteki yasaklama sadece alışveriş ile sınırlı olmayıp, tüm meşguliyetleri kapsamaktadır
Bu verilen emir, Cuma namazının farz olduğuna kesin bir delildir Ayrıca helâl bir şeyin (alışverişin) Cuma namazı nedeniyle haram kılınması da Cuma namazının farziyetini ortaya koymaktadır Yani Cuma namazı, öğle namazının yerini alır Çünkü bir farz, ancak yerine başka bir farzın ikame edilmesiyle sakıt olur
Örneğin Hza) Cuma namazını şiddetle tavsiye etmiş ve bunun farz olduğunu söylemiştir Peygamber (s" demiştir Peygamber'i hutbede, "İnsanlar Cuma namazını terk etme adetini bıraksınlar" derken işitmişlerdir Peygamber (s" Bu hadisin lafzı, bir başka rivayette şöyledir: "Allah onların kalplerini münafıkların kalplerine benzetir" (Müsned-i Ahmed, Ebu Davud, Neseî, Tirmizî, İbn Mace, Darimî, Hakim, İbn Hibban, Bezzar, Taberani) Cabir bin Abdullah, Hza) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Bugünden itibaren, kıyamete değin Cuma namazı sizlere farzdır İyi dinleyin! Tevbe edip, Allah'tan mağfiret dilemedikçe, o kimsenin namazı namaz, zekatı zekat, haccı hac, orucu oruç, iyiliği iyilik değildir (İbn Mace, Bezzar) Aynı anlamda başka bir rivayeti Taberanî, İbn Ömer'den nakletmiştir Abdullah b el-As'ın rivayet ettiğine göre, Hza) "Cuma ezanını duyan kimseye Cuma namazı farzdır" buyurmuştur Peygamber'in (s) hutbede şunları söylediğini rivayet ederler: "Şunu iyi bilin ki, Allah sizin üzerinize Cuma namazını farz kılmıştır Hz Peygamber "Cuma namazı her baliğ (yetişkin) üzerine vaciptir, buyurmuştur Peygamber (s Ancak kadınlar, köleler, çocuk ve hastalar müstesna Peygamber'in (s) bu hadisinin lafızları, Cabir bin Abdullah'ın rivayetinde şu şekildedir: "Kim Allah'a ve Ahiret gününe iman ediyorsa Cuma namazı kendisine farzdır" (Darekutnî, Beyhakî) Kur'an'ın ve hadislerin bildirdikleri doğrultusunda bütün ümmet, Cuma namazının farziyeti hususunda icma etmiştir |