Konu Başlıkları: Değişmek İstemiyor muyuz?
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Ağustos 2015, 14:06   Mesaj No:8

KardelenGül

Medineweb Sadık Üyesi
KardelenGül - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KardelenGül isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 31327
Üyelik T.: 23 Eylül 2013
Arkadaşları:10
Cinsiyet:bayan
Memleket:sivas
Mesaj: 734
Konular: 144
Beğenildi:356
Beğendi:311
Takdirleri:227
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Değişmek İstemiyor muyuz?

KÜLTÜR DEĞİŞİMİ

Her millet, kendi kültür müesseseleriyle yaşar, ayakta durur. Kültür unsurları, başka bir milletten alınıp bir millete aşılanmak istenirse büyük buhranlar, karışıklıklar ve çözülmeler ortaya çıkar. Nispeten maddî olan teknolojinin bile tam manasıyla ve birdenbire bir başka millete nakli mümkün değildir. M. Zâhid Kotku Hazretleri bir milletin kendi ahlâkını bırakıp yabancı bir ahlâkı alması ve sindirmesinin uzun asırları gerektirdiğini sonunda yine de tam bir netice alınmayacağını eskinin izlerinin silinemeyeceğini ifade etmektedir. Hele hele bırakılmak istenen, alınmak üzere zorlanandan çok daha mükemmel ise o zaman millet vicdanında büyük yaralar açılır; buhranlar, çatışmalar, çekişmeler, iç mücadeleler baş gösterir; millî bünye, birlik ve beraberlik zedelenir…32 Tasavvufi Ahlak eserinde şu ifadeler yer alır:

“Avrupa bu kültür nakli muamelesinin problemlerini çok iyi bilir, ilmî bakımdan güzel etüt etmiştir. Fakat bizim yarım münevverlerimiz hem bu sosyolojik gerçekleri bilmez, hem de kendi değerlerini, milletini tanımaz. Halkının ızdıraplarını anlamaz. Cemiyetimizdeki geri kalmışlık, buhranlar ve anarşi Tanzimat’tan beri bu gerçeğin görülmemesinden (veya Avrupa’ya alet ve ajan olanların millete mânen hıyanet etmesinden) doğmuş, Islahat fermanlarından beri daima kendi kendimize ters düşmemizden, garbı körü körüne taklitten çıkmıştır. Kendi öz ve mükemmel ahlâkımıza sadık kalsaydık, münevver ve halk arasındaki çekişme olmayacak, kuvvetler zaafa uğramayacak, düşmanlarımızın tahribatını daha çabuk izâle ve telâfi edebilecek idik. Bu bakımdan şimdi de en salim ve verimli çözüm, kendi öz değerlerimize dönmek, tarihimize, kültürümüze, zevkimize ve onurumuza uygun olarak, dinî ve ahlâkî nizamımıza sımsıkı sarılmayı sağlamaktır.33

Kültür toplum içinde ortaya çıkar, aile ve okullar onu yaşatan ve aktaran, yeniden üreten ve nakleden birimler olarak önem arz eder. Çözülme buralardan başladığı gibi inşa ve ihyanın da kaynağıdırlar. Toplumsal bir değişme isteniliyorsa önce bu kurumlardan başlanmalıdır. M. Zâhid Kotku Hazretleri bir zamanlar ülkemizin çok önemli bir sorununun kaynak tespitini okul-aile ikilisine bakarak belirlemiştir:

“Anarşist diye anılan o zavallı çocukların hiçbir kabahati yok diyeceği geliyor insanın. Asıl kabahat onların ana ve babalarıyla birlikte, onlara bu telkinleri yapan bazı dinsiz öğretmenlerdedir. Yine o ana ve babalar ne yazık ki, birçok emeklerle yetiştirdikleri evlâtlarını, istikballerini temin etsinler diye bu dinsiz öğretmenlere teslim ederler ve çocuklarının dinsizliğe doğru kaydıklarını gördükleri halde bir çâre bile aramazlar.”34
__________________
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Alıntı ile Cevapla