yazma sanatını şöyle anlatıyordu şair:
“Ruhun iç titreşimlerini yazıya çevirmek…
Kalem tutmaya başladı mı insan, içine doğru bir yolculuğa geçer o an..
Ne kadar derine inerse o kadar derin duygular bulup koyar heybesine..
Geri döndüğünde ise heybesine koyduğu duygularla kelime köprüsünden geçmek zorundadır.
Köprü ne kadar sağlamsa, duygular da o kadar sağlam yansır kelimelere..
Köprü sallandıkça düşer duygular, ve hecelere dönüşmeden hissiyata karışır..
Yüreğinize çektiğiniz nefes miktarınca inersiniz derine..
Heybenizin büyüklüğü kadar duygu getirebilirsiniz derinlerden..
Ve köprünüzün sağlamlığı kadar sağlam olur sözleriniz..”
Ve şair bu demlerde ne yapıyor derseniz, cevabı şairin kaleminde:
“..Ve ben şimdi bir lahzalık ömrü,
Sayfaların dalgalı yüreğine dökme çabasındayım.”