Arapça hikayeler
العَمُّ حُسَيْنٌ صَيَّادٌ مُسِنٌّ يَخْرُجُ يَوْمًا لِلصَّيْدِ يُرَافِقُهُ كَلْبُهُ. فَيَمْشِي طُولَ النَّهَارِ، وَلاَ يَجِدُ شَيْئًا يَصْطَادُهُ. فَيَيْأَسُ مِنْ أَمْرِ الصَّيْدِ، وَيُقَرِّرُ العَوْدَةَ، فَإِذَا بِأَرْنَبٍ عَلَى طَرِيقِهِ يَجْرِي. وَمَا أَنْ رَآهُ الصَّيَّادُ حَتَّى أَطْلَقَ كَلْبَهُ مِنْ وَرَائِهِ. فَكَانَ الأَرْنَبُ يَسْبِقُ الكَلْبَ وَالكَلْبُ يُرِيدُ اللِّحَاقَ بِهِ.
وَفِي أَثْنَاءِ اِشْتِدَادِ المُطَارَدَةِ يَلْتَفِتُ لَهُ الأَرْنَبُ بُرْهَةً وَيَقُولُ:
- ”لَنْ تُدْرِكَنِي يَا صَاحِبِي!“ وَيَسْأَلُهُ الكَلْبُ بِدَوْرِهِ:
- ”لِمَ يَا أَرْنَبُ؟“ فَيَرُدُّ عَلَيْهِ الأَرْنَبُ قَائِلاً:
- ”لأَنِّي أَعْدُو لأَنْجُوَ بِنَفْسِي، وَأَمَّا أَنْتَ فَتَجْرِي لِغَيْرِكَ، وَكَفَى“
العَمُّ حُسَيْنٌ صَيَّادٌ مُسِنٌّ
Hüseyin amca yaşlı bir avcıdır.
يَخْرُجُ يَوْمًا لِلصَّيْدِ يُرَافِقُهُ كَلْبُهُ.
Birgün av için köpeği ona arkadaşlık ederek çıkar.
فَيَمْشِي طُولَ النَّهَارِ، وَلاَ يَجِدُ شَيْئًا يَصْطَادُهُ.
Nehir boyunca yürür fakat avlamak için bir şey bulamaz.
فَيَيْأَسُ مِنْ أَمْرِ الصَّيْدِ،
Av işinden ümidini keser.
وَيُقَرِّرُ
العَوْدَةَ،
Dönmeye karar verir.
فَإِذَا بِأَرْنَبٍ عَلَى طَرِيقِهِ يَجْرِي.
O vakit bir tavşan yolu üzerinde koşmaktadır.
وَمَا أَنْ رَآهُ الصَّيَّادُ حَتَّى أَطْلَقَ كَلْبَهُ مِنْ وَرَائِهِ.
Köpeği tavşanın arkasından koşuncaya kadar avcı onu görmedi.
فَكَانَ الأَرْنَبُ يَسْبِقُ الكَلْبَ وَالكَلْبُ يُرِيدُ اللِّحَاقَ بِهِ.
Tavşan köpekle yarışıyordu köpek onu yakalamak istiyordu.
وَفِي أَثْنَاءِ اِشْتِدَادِ المُطَارَدَةِ يَلْتَفِتُ لَهُ الأَرْنَبُ بُرْهَةً وَيَقُولُ:
Kovalamanın şiddetlendiği anda bir an tavşan köpeğe yönelerek der.
- ”لَنْ تُدْرِكَنِي يَا صَاحِبِي!“
Arkadaşım beni kesinlikle yakalayamazsın
وَيَسْأَلُهُ الكَلْبُ بِدَوْرِهِ:
Köpek ona dönerek sorar
- ”لِمَ يَا أَرْنَبُ؟“
Niçin ya tavşan
فَيَرُدُّ عَلَيْهِ الأَرْنَبُ قَائِلاً:
Tavşan ona cevap verir
- ”لأَنِّي أَعْدُو لأَنْجُوَ بِنَفْسِي، وَأَمَّا أَنْتَ فَتَجْرِي لِغَيْرِكَ، وَكَفَى“
Çünkü ben canımı kurtarmak için koşuyorum sense bunun dışında bir amaç için koşuyorsun , bu beni yakalayamaman için yeterli.
__________________
Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |