Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 Arkadaşları:60 Cinsiyet:Bayan Mesaj:
9.475 Konular:
1144 Beğenildi:4423 Beğendi:3685 Takdirleri:11319 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: Arapça I Fiil Cümlesinin Öğeleri
Kitabımızın ilk ünitesinde kelime türlerine ilişkin bilgi verirken, cümle çeşitlerine kısa da olsa değinilmiş, başlangıçtaki sözcüğün niteliği çerçevesinde isim ve fiil cümlesi olmak üzere iki farklı cümleden söz edilmişti. Öğrenilenler bağlamında isimle başlayan cümleye isim cümlesi, fiille başlayan cümleye de fiil cümlesi dendiğini hatırlıyoruz. Devamında bir kelime türü olarak isim, farklı görünümleriyle ele alınmış, geçtiğimiz üniteden itibaren de cümle üzerinde ayrıntılı olarak durulmaya başlanmış ve bu çerçevede isim cümlesi ve ögeleri çeşitli yönleriyle ele alınmıştı. Bu ünite kapsamında ise fiil cümlesi; tanımı, ögeleri, ögelerin birbiriyle uyum problemleri ile i‘râb özellikleri üzerinde durulacak, çok sayıda seçilmiş örnekle ünitenin hedefindeki zihinler ilgili konularda lekesiz bir berraklığa kavuşturulacaktır. Öncekilerde olduğu gibi bu ünitenin işlenişi esnasında da bir “Okuma Parçası” ve söz konusu parçayı anlama ve kavramaya yönelik alıştırmalar verilerek, hem kelime dağarcığı anlamında bir zenginleşme, hem de ünite konusuna ilişkin zihnî bir hazırlık öngörülmektedir. Sonrasında gerçekleştirilen dilbilgisi anlatımının ardı sıra, seçilmiş çok sayıda örnek aracılığıyla hedef kitle tarafından yazılı ve sözlü anlatımda kullanılabilecek ölçüde konunun içselleştirilmesi sağlanmaktadır. Anılan hedefe yönelik ve nicelik ve nitelik yönünden zengin alıştırmalar, konunun geri dönüşü zor bir biçimde belleklere kazınmasına hizmet etmektedir. Hep söylendiği gibi dil öğreniminde amaç dilbilgisi değil dilin kendisidir. Kurallar ancak öğrenilen dilin hatasız kullanımına yardımcı olur. Dolayısıyla diğerlerinde olduğu gibi bu ünitede de kelime hazinesini artırmak, cümle kurma ve farklı anlatım becerilerini geliştirmek hadisenin merkezindedir. Gerek başta verilen “Okuma Parçası, gerekse devamındaki örnek ve alıştırmaların bu amaca hizmet etmesi düşünülmektedir. Fiil Cümlesinin Ögeleri عَناصِرُ الجُمْلَةِ الفِعْلِيّةِ (الفِعْلُ والفاعِلُ والمفَْعُولُ) DİLBİLGİSİ FİİL CÜMLESİNİN ÖGELERİ Arapçada fiille başlayan cümleye fiil cümlesi denir. Söz konusu cümlenin ögelerine geçmeden önce Türkçe cümle yapısı hakkında kısaca bilgi vermemiz yerinde olacaktır. Türkçe Cümle Yapısı Türkçeden de biliyoruz ki bir cümlenin kurulabilmesi için iki temel ögeye ihtiyaç vardır: Özne ve yüklem. Bunlardan ilki olay ya da eylemi gerçekleştiren unsur, diğeri ise olay veya eylemin bizzat kendisidir. Anılan iki unsurun bir araya gelmesi bir söz öbeğine cümle diyebilmenin olmazsa olmaz koşullarıdır. Belirtilen temel ögeler yanında cümleyi anlam yönünden bütünleyici başka bir takım ögeler daha mevcuttur ki bunlara tümleyiciler anlamında tümleç adı verilir. Anılan ögeler, cümlenin kuruluşu için var olmaları zorunlu olmamakla birlikte, olay veya eylemin konusu, yeri, yönü, zamanı, şekli konusunda tamamlayıcı bir işlev görürler. Söz gelimi, “Ali okudu.” ifadesi bir cümledir. Çünkü gerek okuma ediminin kahramanı (Ali), gerekse eylemin bizzat kendisi (okudu) bir araya gelerek anlamlı bir bütün oluşturmuş durumdalar. Ancak “Ali, evde kardeşine uyku öncesi etkili bir sesle güzel bir masal okudu.” ifadesinde temel öge konumundaki “Ali okudu” cümlesi yan ögelerce yer, yön, zaman, nitelik ve konu olarak tamlanmıştır. Arapça Cümle Yapısı Sıkça değinildiği gibi Arapçada cümle ikiye ayrılır. Bu ayrım başlangıç sözcüğünün isim veya fiil olması ekseninde yapılabildiği gibi temel ögelerinin sıralanışına göre de yapılabilir. Buna göre “İsimle başlayan cümleye isim cümlesi, fiille başlayan cümleye fiil cümlesi denir” biçimindeki klâsik tanımı sürdürmek de “Öznesi yükleminden önce gelene isim cümlesi,yüklemi öznesinden önce gelene fiil cümlesi adı verilir” biçimindeki modern tanımı benimsemek de mümkündür. Geçen ünitede ele alınan isim cümlesinin özne-yüklem sıralamasına göre kurulan bir cümle tipi olduğunu öznesine mübtedâ, yüklemine de haber dendiğini hatırlattıktan sonra esas konumuz olan fiil cümlesine geçebiliriz. Fiil Cümlesi ve Ögeleri Fiil Cümlesi: Fiille başlayan, bir başka deyişle yüklemi öznesinden önce gelen cümlelerdir. Yüklemine fiil öznesine fâil denir. Örnek نَامَ الطِّفْلُ : 1 (Bebek uyudu). Görüldüğü gibi ifade eylem ile sahibini bir araya getiren bir söz öbeğidir. Eylemle sahibini yani yüklemle öznenin asgari varlığının söz konusu oldukları bu tip öbeklere cümle dendiğini biliyoruz. İlgili cümleye yeniden dönersek onun uyudu anlamına gelen نَامَ fiiliyle başladığını fark ederiz. Dolayısıyla fiille başladığı için bu cümleye fiil cümlesi, ilk ögesi ( نام )’ye fiil (yüklem), ikinci ögesi ( الطفلُ )’ye ise fâil (özne) adı verilir. Fiil cümlesinin yukarıda belirtilen temel ögeleri (fiil-fâil) yanında bir de tümleyici ögeleri vardır ki bunlara mef‘ûl adı verilir. Örnek شَرِبَ الطِّفْلُ اللَّبَنَ صَبَاحًا : 2 (Bebek sabahleyin süt içti) Cümlesinde içti anlamına gelen شرب fiil, bebek anlamına gelen الطِّفْلُ fâil, süt anlamına gelen اللَّبَنَ ile صَبَاحًا ise mef‘ûl’dür. Örnek قَامَ الطُّلاَّبُ اِحْتِرَامًا : 3 (Öğrenciler saygı için ayağa kalktı) Cümlesinde ayağa kalktı anlamına gelen قام fiil, öğrenciler anlamına gelen الطلابُ fâil, saygı için anlamına gelen احترامًا ise mef‘ûl’dür. Konunun bu kısmında fiil cümlesinin ögeleri hakkında ayrıntılı bilgi vermek istiyoruz. 1. Fiil: Tek başına bir anlam ifade eden kelimelerden olup, geçmiş, şimdiki ve gelecek olmak üzere üç zamandan birine bağlı olarak bir oluş veya bir eylem bildirirler. Söz gelimi, ( فَهِمَ ) “anladı”, ( ذكََرَ ) “andı”, ( يَنْظُرُ ) “bakıyor/bakar”, ( (يَسْمَعُ “duyuyor/duyar”, ( اُخْرُجْ ) “çık”, ( اِشْرَبْ ) “iç” kelimelerinden her birinin bir oluş veya bir eylem bildirdiği görülüyor. Anılan sözcüklere fiil diyebilmemiz için anlam içeriklerini üç zamandan birine bağlı olarak ifade edip etmediklerini denetlemek durumundayız. Bu denetim sonrası onların anlam içeriklerini teşkil eden oluş veya eylemleri bir zamana bağlı olarak ifade ettiklerini tespit edersek onlara fiil diyebiliriz. Aksi takdirde fiil değil isim olarak değerlendiririz. Örneklerimiz içerisinde ilk iki sözcük “anlama” ve “anma” eylemlerinin geçmiş zamanda gerçekleştiğini; peşi sıra gelen iki sözcük “bakma” ve “duyma” eylemlerinin şimdi yapılmakta olduğunu veya geçmiş, şimdi ve gelecek tüm zamanlarda meydana gelme potansiyeli taşıdığını; son iki sözcük ise “çıkma” ve “içme” eylemlerini yakın veya uzak gelecekte yerine getirmesini muhataptan istemeyi ifade etmektedirler. Görüldüğü gibi sözcüklerin tamamı bir oluş, bir eylem bildirmesinin yanı sıra onları geniş veya sınırlı bir zaman dilimiyle ilişkilendirmektedir. İşte bu tip sözcükler Arap dilbilgisi otoriteleri tarafından fiil adıyla anılmıştır. Zamandan bağımsız oluş veya eylemler mastar olup, fiil değil, isim olarak değerlendirilirler. Söz gelimi قِرَاءَة (okumak), خُرُوج (çıkmak), طَلَب (istemek) kelimeleri her ne kadar iş, oluş veya eylem bildirseler de zamandan bağımsız oldukları için fiil değil isim olarak kabul edilirler. fiiller zaman bakımından üç kısma ayrılır: Mâzî, muzâri ve emir. a. Mâzî: Türkçemizdeki dili geçmiş zamanın karşılığıdır. كَافَأَ الأُسْتَاذُ خَالِدًا) ) “Hoca, Halit’i ödüllendirdi” cümlesindeki ( (كَافَأَ “ödüllendirdi” sözcüğü, ( ضَحِكَ عَلِيٌّ ) “Ali güldü” cümlesindeki ( ضَحِكَ ) “güldü” kelimesi ve ( خَرَجَ الطُّلاَّبُ مِنَ الْمُخْتَبَرِ ) “Öğrenciler laboratuardan çıktı” cümlesindeki ( خَرَجَ ) “çıktı” kelimesi birer mâzî fiildir. Başlıca Mâzî Kalıpları: Mâzî fiile özgü ve onu gerek isimden, gerekse diğer fiil çeşitlerinden (muzâri ve emir) ayırt edebilmemizi sağlayan özellikler
Alıntı..
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |