Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 Arkadaşları:60 Cinsiyet:Bayan Mesaj:
9.475 Konular:
1144 Beğenildi:4422 Beğendi:3685 Takdirleri:14319 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: Sen Bizim Ab-ı Hayatımızsın...
Karakışların ardından gelen mütevazı baharlar gibiydi gelişin,
Mahrumiyetlerin ardından başını çıkaran bereket gibi:
Öylesine sade, öylesine asil, öylesine umut dolu
Ah benim gelişi güzel efendim…
Nisan yağmurlarının getirdiği nadide bir inci olup düştün kâinatın yüreğine,
Sen geldiğinde can geldi, ruh geldi, susamışlığı vardı yüreklerin şefkatine
ve Sen umutların tükendiği anda,
yüklendiğin rahmet yağmurlarıyla geldin efendim
Su yürüdü yağmurlarınla, en kurak topraklara,
En izbe köşelerdeki kurumuş ağaçların köklerine bile umut oldu gelişin
ve nefesin cennetteki baharların gölgelerini getirdi yeryüzüne…
Ötelerden gelişinle tomurcuğa durdu ağaçlar, tomurcuklar güle durdu,
Sen geldin ve bir sevda oldu yaşamak…
Avuçlarında cennet vardı, ellerinle getirdin cennetin kokularını insanlığa
Ellerinin her şeyi güzelleştirdiğini bilir miydin efendim.
Dokunduğu yere nur akardı, yetim başı okşardı, gözyaşı silerdi,
Kız çocuklarını dipsiz kuyuların kenarında tutardı.
Güller dikerdi ellerin, Sen dokunduğunda gül kokardı yanakların.
Gittiğinde yolumuzu bulalım diye ellerine yerleştirdin yıldızlarını bir bir gökyüzüne
Bütün insanlığı kucaklardı; gökyüzüne, ayırmadan, seçmeden
Bütün yaratılmışlar için açılırdı ellerin
Bütün ümmetinin dualarını, tövbelerini sığdırdın avuçlarına
Ellerin çağlar öncesinden yaşanılası bir dünya kurdular, yüreğimize dokundular
Lütfen efendim günahkâr yüreklerimizi avuçlarının arasına al…
Gözlerin vardı sonra öyle sıcak, öyle samimi…
Gözlerin uçsuz bucaksız sır denizi
Başı dönmüş bir yıldız gibi dönerken Miraç’tan,
Gözlerindeydi Rabbin nurunun derin izleri
Gözlerin öyle derindi ki yürekler yetmezdi bakmaya
Sevincinle hüznün, gözlerinde birbirine karışırdı çoğu zaman
Hüzünlenirdin, hüzünlendiğinde güneşler doğup batıran kirpiklerin
Öyle sessizce yaşlara bulanırdı ki efendim
Gözlerin olmasaydı ümmetin için sonsuzluğun içinde kayboluşumuz olacaktı,
Karanlığın içinde yitip gidecektik,
Gözlerin yüreklerimize aşkın kandillerini yakmasaydı.
Gözlerin olmasaydı efendim,
Kara gözlerin olmasaydı kara sevda nedir bilmeyecektik
Kimseler bilmezdi efendim;
Rabbin sözlerinin ağırlığı ilk senin yüreğine dokunurdu
“Zorlaştırmak için değil kolaylaştırmak için gönderildim” buyururken
Bize kolaylaştırırken, Senin yüreğinin nasıl sızladığını hissetmezdi kimseler
İlk senin omuzların ezilirdi kulluğun ağır yükü altında,
Önce senin merhamet yüklü yüreğin incinirdi efendim,
Ümmetini incitmemek için incinirdin…
Ne kadar incindiğini,
“İnansınlar diye neredeyse kendini harap edeceksin” 1
buyuran ayetlerden anlıyoruz şimdi
Seni teselli eden Rabbimizin sözlerinden anlıyoruz, taşıdığın yükün ağırlığını
Sonra öylece gidişin geliyor aklımıza,
Bizim için katlandığın hiç bir şeyden pişman olmadan gidişin
Peygamberden çok samimi bir kul olduğun,
Rabbine gittiğin andaki vuslat sevincini hatırlıyoruz
Şehadet parmağını kaldırarak:
“Yüce dosta gidiyorum” deyişin
“Göz yaşarır, kalp hüzünlenir” deyişin geliyor aklımıza efendim
Hüzünleniyoruz, yokluğun çöküyor üstümüze,
Senin yokluğunda, yetimliğini yaşıyoruz dünyanın,
Acı çekiyoruz efendim, elimizden alınmışsın gibi
Gelişine olan sevincimizi kanatlanıp gidişinin hüznü alıp götürüyor,
Gizli köşelerde kimsesizliğine döktüğün göz yaşları gibi
Biz de senin gidişine ağlıyoruz;
Ayetlerin ağırlığı, kulluğun yükü çöküyor yokluğunda omuzlarımıza
Yokluğunu,
Sensiz ezan okumayan Bilal gibi
“O’na öldü diyeni öldürürüm” diyen Ömer gibi
Gidişinle hıçkırıklara boğulan Ebubekir gibi
“Anam babam sana feda olsun” diyen samimi sahabelerin gibi
Öylesine derinden hissediyoruz efendim
Yokluğunu, içimizin en derin köşelerinde duyuyoruz.
Teselliyi dualarında buluyoruz sonra
“Senin duaların onlar için sükûnettir” 2 diye buyuruyor ya Rabbimiz
Bizim için ettiğin dualara sığınıyoruz:
“Bilselerdi yapmazlardı” diye bizi sahiplenişine,
“Ümmetim olmazsa cenneti istemem” deyişine,
Hiçbir vakit bizden vazgeçmeyişine sığınıyoruz.
Umut oluyorsun bize, insanlığımızı yitirdiğimiz köşe başlarında
Kara gözlerini düşünüyoruz ve sen içimize doğuyorsun,
Sevdan ayın on dördü oluyor,
İçimizin göklerinde dolunay büyüyor efendim seni düşündükçe.
Gül kokan parmaklarını hissediyoruz içimizdeki sevdayı büyütürken
Çaresizliğin içine düştüğümüzde ve seni her arayışımızda yüreğimizde buluyoruz
Seni yüreğimizde yaşatıyoruz yüzyıllardır
Biliyoruz efendim:
“Sen bizim içimizdeyken Allah bize azap etmeyecek” 3
Umuyoruz ki Efendim,
Allah senin dualarının hürmetine bize azap etmeyecek
İyi ki doğdun efendim,
İyi ki yüreğimize doğdun…
Alıntı...
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |