Cevap: Zikir ve Timüs Bezi...
Hiç şüphe yok ki zikirler ve duâlar, en fazîletli ibâdetlerdendir. İbâdetler ise, Allah Teâlâ ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'nin emrine binâ olunmuş ve onlara uyulması gerekir. Yoksa hevâ ve dînde yeniliklere binâ olunmamıştır.
Dolayısıyla duâlar ve Nebevî zikirler, arayan kimse için en fazîletli zikir ve duâdır. Bu zikir ve duâya devam eden kimse, emniyet ve selâmet yolu üzeredir.İnsanın dili, bu zikir ve duâlardan elde edilen fayda ve semereleri anlatamaz ve bir insan bunu kavrayamaz.Bu zikir ve duâların dışındaki zikir ve duâlar, haram da olabilir, mekruh da olabilir.Belki de onda insanların çoğunun idrak edemediği şirk de olabilir. Bu, detayı uzun olan bir konudur.
İnsanlar için sünnet olmayan zikirler ve duâlar icât etmeye ve insanların beş vakit farz namazları devamlı kıldıkları gibi, onları sürekli yapılan bir ibâdet hâline getirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.Aksine bu davranış, Allah Teâlâ'nın izin vermediği yeni bir dîn çıkarmaktır... Dînî olmayan bir virdi (zikri) edinmeye ve onu sünnet hâline getirmeye gelince, bu, dînde yasaklanan şeylerdendir. Bununla birlikte şer'î olan duâ ve zikirlerde pek büyük gâyeler ve yüce hedefler vardır. Bunları, ancak câhil veya ihmalkâr veyahut da haddi aşan kimse bırakıp da dînde sonradan çıkarılan zikir ve duâlara yönelir." (Mecmû'u Fetâvâ; c: 22, s: 510-511)
Allah Teâlâ en iyi bilendir.
__________________ Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin |