Konu Başlıkları: Zikir ve Timüs Bezi...
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Şubat 2016, 18:46   Mesaj No:14

bilinmez

Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:180
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: Zikir ve Timüs Bezi...

İlk başta şahit olmadığım bir şeyi idda edmiyorum etmedimde,

Sizinde dediğiniz gibi hiç bir muvvahide böyle bir durum yakışmaz.

Yalnız sen beni iftiracı gibi göstermeye çalışırken,kendin iftiracı durumuna düşmüş olmuyormusun..

Sizin,beslendiğiniz kaynak olan H.KERRAR,zikirden bahsediyor. Ve Kurandan ve sünnettende delil getirdiğini zan edebliyor.Neden mi zan ediyor diyorsan, bak ispatlıyayım..

BUDA SENİN H.KERRAR ININ ZİKİRE DELİLİNDEN BİR KESİT.

Cemaatle zikir


Cemaat halinde zikretmek ile ilgili hadislere örnek ise Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah'ın, yollarda dolaşıp zikredenleri araştıran melekleri vardır. Allahu Teâlâ'yı zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini "Aradığınıza gelin!" diye çağırırlar. (Hepsi gelip) onları kanatlarıyla kuşatarak dünya semasına kadar arayı doldururlar. Allah, -onları en iyi bilen olduğu halde- meleklere sorar:
"Kullarım ne diyorlar?"
"Seni tesbih ediyorlar, sana tekbir okuyorlar, sana tahmid okuyorlar. Sana ta'zim (temcîd) ediyorlar" derler. Rabb Teâlâ sormaya devam eder:
"Onlar beni gördüler mi?"
"Hayır!" derler.
"Ya görselerdi ne yaparlardı?"
"Eğer seni görselerdi ibâdette çok daha ileri giderler; çok daha fazla ta'zim, çok daha fazla tesbihde bulunurlardı" derler. Allah tekrar sorar:
"Onlar ne istiyorlar?"
"Senden, derler, cennet istiyorlar."
"Cenneti gördüler mi?" der.
"Hayır ey Rabbimiz!" derler.
"Ya görselerdi ne yaparlardı?" der.
"Eğer görselerdi, derler, cennet için daha çok hırs gösterirler, onu daha ısrarla isterler, ona daha çok rağbet gösterirlerdi." Allah Teâla sormaya devam eder:
"Neden istiâze ediyorlar?"
"Cehennemden istiâze ediyorlar" derler.
"Onu gördüler mi?" der.
"Hayır Rabbimiz, görmediler!" derler.
"Ya görselerdi ne yaparlardı?" der.
"Eğer cehennemi görselerdi ondan daha şiddetli kaçarlar, daha şiddetli korkarlardı" derler. Bunun üzerini Rabb Teâla şunu söyler:
"Sizi şâhid kılıyorum, onları affettim!"
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözüne devamla şunu anlattı: "Onlardan bir melek der ki: "Bunların arasında falanca günahkâr kul dahi var. Bu onlardan değil. O başka bir maksadla uğramıştı, oturuverdi." Allah Teâla: "Onu da affettim, onlar öyle bir cemaat ki onlarla oturanlar da onlar sayesinde bedbaht olmazlar" buyurur." (Buhârî, Daavât 66, Müslim, Zikr 25, (2689); Tirmizî, Daavât 140, (3595).)

Ebû Neâmete's-Sa'dî'den, o da Ebû Osman'¬dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Muâviye Mescidde bir halkanın yanına çıktı da :
— Sizi (buraya) ne oturttu? diye sordu.
— Allah'ı zikretmek için oturduk, dediler.
— Allah aşkına mı; sizi ancak bu mu oturttu? dedi.
— Vallahi bizi ancak bu oturttu, cevâbını verdiler.
— Beri bakın, ben sizi itham ettiğim için yemin ettirmedim. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den benden daha az hadîs rivayet etmek hu¬susunda benim mertebemde hiç bir kimse yoktur. Gerçekten Resûlüllah
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ashabından müteşekkil bir halkanın yanına çık¬tı da :
«Sizi (buraya) no oturttu?» diye sordu. Ashab :
— Allah'ı zikretmeye, bizi İslâm'a hidâyet buyurduğu ve onlunla bi¬ze imtihanda bulunduğu için ona hamdetmeye oturduk, dediler.
«Allah aşkına mı? Sizi ancak bu mu oturttu?» buyurdu.
— Vallahi bizi ancak bu oturttu, dediler.
«Beri bakın! Ben sizi itham ettiğim için yemin ettirmedim. Lâkin şu var ki; bana Cibril geldi de Allah (Azze ve Celle) 'nin sizinle meleklere iftihar ettiğini haber verdi.» buyurdular. (Müslim Zikr 2701)

Ebû Müslim el-Eğarr (rahimehullah) diyor ki: "Ben şehâdet ederim ki Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd (radıyallâhu anhümâ) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğine şehâdet ettiler: "Bir cemaat oturup Allah'ı zikrederse, mutlaka melekler etraflarını sarar, Allah'ın rahmeti onları bürür, üstlerine sekine iner ve Allah onları yanında bulunan (büyük melek)lere anar." (Müslim, Zikr 39, (2700); Tirmizî, Daavât 7, 3375)

Evet, buraya kadar verdiğimiz ayet ve hadislerden sonra son olarak deriz ki Zahirî amellerin çıkış yeri olan kalp itminana erince mümin istikametten ayrılmaz. Kalbin ıslahı Cenâb-ı Allah’ın bizi sakındırdığı kötü amellerin terkiyle mümkündür ve zikrullah ile mümkündür. Kalp ıslah olursa o zaman hayat bulur, selim olur, kemale erer. Zaten Rabbimizin de bizden istediği kalbin selime ulaşması kemale ermesidir ayette: O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar Ancak Allaha selim bir kalb ile varan müstesna (Şuara 88-89)
Gaybde rahmana haşyet duyan ve (inâbeli) ona yönelmiş bir kalb ile gelen kimselere (Kaf 33)

Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasık kimselerin ta kendileridir. (Haşr 19)

Allahım ayette Allahı unutan ve bu yüzden de Allahın kendilerine kendilerini unutturduğu kimselerden eyleme bizi daima seni bütün benliğimizle zikreden kullarından eyle ve Rabbim bizlere de kalbi selimi ihsan et. Ve bizi razı olduklarından eyle.amin

Dil hânesi pür-nûr olur
Envâr-ı zikrullah ile
İklîm-i ten ma'mûr olur
Mi'mâr-ı zikrullah ile

Her müşkil iş âsân olur
Derd-i dile dermân olur
Cânun içinde cân olur
Esrâr-ı zikrullah ile


Gamgîn gönüller şâd olur
Dembesteler âzâd olur
Gümgeşteler irşâd olur
Âsâr-ı zikrullah ile

Zikreyle Hakk'ı her nefes
Allah bes bâkî heves
Bes gayrıdan ümmîdi kes
Tekrâr-ı zikrullah ile

Gör ehl-i hâlün fırkasın
Çâk etdi ceyb-i hırkasın
Devreyle zikrün halkasın
Pergâr-ı zikrullah ile

Terk et cihân ârâyişin
Nefsün gider âlâyişin
Bu cân ü dil âsâyişin
Efkâr-ı zikrullah ile

Bahtî sana ikrâr eder
Tevhîdini tekrâr eder
İhlâsını iş'âr eder
Eş'âr-ı zikrullah ile
(1. Sultan Ahmed,Bahti- Gülzarı Arifan)

Allaha (c.c) Giden Yol Nefsin Tanımı ve Mertebeleri-h kerrar

Şimdi H.kerrarın burda zikire delil getirirken,BU GÜNKİ TARİKAT VE TASAVVUFUN YAPTIĞI ZİKİRLE EŞ DEĞER MİŞ GİBİ ANLATIYOR.

Halbuki ne Allah ın son Rasulu as nede ashabı H. KERRAR ın aladığı şekilde,yani bu günki tarikatlerde BİR ARAYA TOPLANIP KAFA SALLAYIP KENDİLERİNDEN GEÇİP VE BUNADA ZİKİR DEMEMİŞLERDİR.

İşte sizin ZİKİR ANLAYIŞINIZ İLE ALLAH IN SON RASULUNUN VE EHLİ SÜNNETİN ZİKİR ANLAYIŞI AYNI DEĞİLDİR.

Aksini idda ediyorsanız buyrun,bize İMAM ŞAFİİ,İMAM AHMED BİN HANBEL,İMAM EBU HANİFE,İMAM MALİK Ten kendi talebeleriyle bir araya toplanıp,bazen def çalıp,bazen ilahi söyleyip,HALKA OLUŞTURUP KAFA SALLAYIP VE BUNADA ZİKİR DEDİKLERİNE BİR TANE DELİL GETİRİN..

yANİ H.KERRAR imamlardan delil getiriyor ama imamların anladığı ve uyguladığı gibi anlamıyor,bu günki tarikatlerde olan bidatlere göre anlıyor..ve bu bidatleri meşrulaştırma çabasına düşüyor sizin gibi,yoksa tabiki KURAN VE SÜNNETTE ZİKİR VAR,ama sizin bugünki uygulamalarınız gibi değil......
__________________
önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ...
Alıntı ile Cevapla