Cevap: Medineweb Tıbbı Nebevi tavsiyeleri
Ubeydullah (r.a.)’ın ninesi Selma (r.anha)’dan rivâyete göre, kendisi Rasûlullah (s.a.v.)’e hizmet ederdi. Şöyle dedi:*“Rasûlullah (s.a.v.)’de bıçak yarası taş ve dikenden meydana gelen bir yara olursa o yara üzerine kına koymamı bana emrederdi.”*(İbn Mâce, Tıp: 29,Tirmizi,2054)
Kınaağacıgiller familyasından, anayurdu Hindistan olan ve Arabistan'da ve Akdeniz ikliminde yetiştirilen ayrık dallı, beyazımsı kabuklu, karşıt yapraklı bir ağaçtır. Çiçekleri beyaz renkli ve keskin kokuludur. Kurutulmuş yapraklarından kına elde edilir. Saç ve parmakları boyamakta kullanılır.
Kullanıldığı yerler:*Ayak terlemelerine engel olur. Dolamada kullanılır. Uyuz ve egzamaya iyi gelir. Guatrın üzerine bağlanırsa, faydası görülür. Sarılık, idrar zorluğu, gastrit ve kolit'de iyileştiricidir. Ağız yaraları ve deri çatlaklarını tedavi eder.
Kına, Lawsonid inermiş bitkisinin kuru tularak toz haline getirilmiş olan yapraklarından elde edilir. Kına % 0,7 tanen, % 7,8 reçineli bileşikler, % 1 naftakinon türevleri, Lawsone gibi kimyevi’ maddeler ihtiva etmektedir. Kınanın yakıldığı yerlerle, mantar hastalıklarının oluştuğu yerler arasında bir münasebet vardır. Bu bölgeler; ‘saç, parmak arası, ayak tabanı, avuç ve tırnaktır. Kına yakılmasının terk edilmesiyle el ve ayaklarda mantarlann arttığı hususuna Prof. Dr. Lütfü Tat tarafından dikkat çekilmiştir. Kınanın dermatofitler üzerine tesirini araştırılmış: Mantar üremesini önleyici tesir yaptığını bulunuyor. Böylece kınanın mantar hastalıkları ve bazı mikrobik hastalıklarda da tesirli ve tedavide yeri olabileceği ispatlanmış olunuyor.
|