Cevap: Anne-babaların dikkat etmesi gereken başlıca noktalar. 4-İSİMLERİYLE HİTAP EDİN ; " İsimleri unutmamayı öğren, bu konuda başarısızlık ilginin yeterli olmadığını gösterir.” LYNDON JOHN. İnsanlar adlarının hatırlanmasından yada adlarıyla hitap edilmekten "kendilerine değer verdiğinizi düşündükleri için" hoşlanırlar, ismi doğru telaffuz edin, doğru yazın. Eğer bir kişinin adını hatalı telaffuz eder veya yazarsanız, karşınızdaki kişi onun "önemsiz birisi olduğuna" inandığınızı düşünecektir. Eşinizi ve çocuklarınızı acaba ne kadar ismiyle çağırıyoruz yada tanıştırırken isimleriyle tanıştırıyoruz? Bir baba bana üç kızını tanıştırırken çocuklarının ismini söylemeden şu sözleri sarf etmişti; "Bu hiç yemek yemeyeni, bu sürekli ağlayanı ve bu da hiçbir zaman annesini takmayanı." İyi tanımadığınız kişilerle konuşurken, adının önüne sürekli gerekli sıfatları koymayı unutmayın. Bu küçük sıfatlar insanın kendisini önemli hissetmesinde inanılmaz yardımcı olur. ( bay, bey efendi, bayan, küçük hanım, hanım efendi,ablacığım, v.s.) Acaba eşimize ve çocuklarımıza; "Biricik oğlum yada canım oğlum Talha /güzel kızım Halime / Biricik eşim Ebru şeklinde hoş sıfatlar eklense daha yakınlaştırıcı ve kaynaştırıcı olmaz mı? Rivayete göre; Kartacalı Komutan ANİBAL, ordusundaki bütün askerlerin isimlerini tek-tek bilirmiş. Eğer böyleyse askerleriyle arasındaki iletişim bağını güçlü kılmış ve dolayısıyla da onları istediği gibi yönetmiştir. 5-ONLARLA KONUSUN. ONLARI KONUŞTURUN VE DİNLEYİN : "Herkes kendim dinleyecek adamı arar " H . N . CASSON "Meşgul dahi olsanız, çocuklarınızı "daha sonra anlatırdın" di)erek geri çevirmeyin. Zig Ziglar
" Anne-babalar', eğer çocuklarınızın problemlerini dinlemezseniz, onlar da sizin bulduğunuz çözümleri dinlemeyeceklerdir." Zig zaglar Başkalarının anlattıklarına ilgi göstermediğiniz her durumda, kendilerine değer vermediğiniz mesajını göndermiş olursunuz. Ama söylediklerine kulak verdiğinizde onlara saygı gösterdiğiniz, onları umursadığınız anlaşılır. Birini dinlemek ona gösterdiğiniz en üst düzeyde saygıdır. Filozof Poul Tillich' in dediği gibi; "Sevginin ilk görevi dinlemektir." "Herhangi bir soru sorduklarında sakın onları susturmayın." Zig Ziglar Sabırla dinleyerek ona şöyle diyebilirsiniz. "Sen, dinlemeye değersin". Onun kendisine duyduğu değeri arttırmış olursunuz. Zira her insan "söylemeye değer bir şeyi olduğunu" düşünmekten hoşlanır. Çocuğu gerçek dinleme sessizlik, anlayış, empati (kendini çocuğun yerine koyarak, olaya bakabilme yeteneği) ve yorumsuz dinleyebilme yeteneği gerektirir. Çocuğu dinlemek onun isteklerini mutlaka yerine getirmek değildir. Dinlemek o sırada sorunu olduğunu anlatan kişiyi rahatlatmak, anlayabilmek demektir. Çocuk konuşurken dinlenildiği zaman: • Konuşma yeteneği, kelime hazinesi gelişir, kendini rahatlıkla ifade eder. • Çocuk derdini ve sorununu davranışla göstermek yerine (saldırganlık, ağlama, huysuzluk) sözle ifade ederek rahatlar. • Anlaşıldığını hisseden çocuk kendini daha huzurlu ve güvenli hissettiği gibi, sorunlarını konuşarak halleder. • Çocukla anne-baba arasında bir yakınlık doğar, çocuk onlara danışır, diyalog doğar. Söyledikleri dinlenen çocuk da, anne-babasını dinlemeye başlar. Bu gün eşler arasındaki problemin altında yatan en önemli sebeplerden birisi de eşlerin bir birini dinlememe ve birbiriyle konuş ma maşıdır. Dinlemek sadakat sağlar.insanları dinlemezseniz bu durumda daima istekli başka birini bulurlar. Eşler, iş arkadaşları, çocuklar veya dostlar, ne zaman dinlenmediklerini fark etseler, kendilerini dinlemeye istekli birilerini bulma arayışına girerler. Böyle bir durumun sonuçları da bazen felaket olur. Dostluklar veya evlilikler biter, iş yerinde otorite boşluğu doğar veya ana-babanın etkisi azalır. Onları sürekli dinleyip, kendilerine söylediklerine değer verirseniz, size sadık kalacaklardır. |