Ilgi ve sevgi gösterin 3- İLGİ VE SEVGİ GÖSTERİN "Sevgi gelince tüm eksiklikler biter." Yunus Emre "Sevgi hiçbir zaman başarısızlığa uğramaz.” Zig Ziglar Çocuk eğitiminde en önemli koşul sevgidir. Her zaman her koşulda sevildiğini bilen çocuğun duygusal gelişimi dengeli olur. Anne-babalar, çocuk için en önemli besinin "sevgi" ve "sevecenlik" olduğunu bilerek, çocuklarına yeterince ilgi ve sevgi göstermelidirler. Bu konuda özellikle aşırıya kaçmamaya dikkat edilmelidir. Bir kişi susadığı zaman, ona sunulan su değerlidir. Çocuk için de O istediği zaman verdiğiniz sevgi daha değerlidir. Zamanınız ne kadar az, işiniz ne derece önemli ve yoğun olursa olsun, çocuk sevgi istediğinde ona yaklaşılmalı ve sevgi gösterilmelidir. Çocuk anne ve babasından yeterli ilgi ve sevgi göremezse, onların ilgisini çekmek için kimi yan yollar arar. örneğin; yemek yemez, ev halkı da yemek yemesi için çocuğun üzerine düşer. Çocuk sevgi ve ilgi gereksinimini bu yoldan gidermeye çalışır. Hatta çocuk öğretmen ve aileden yeterince sevgi göremezse onların isteği olan öğrenmeye karşı durur. Bir yerde seminerimiz sırasında bir anne şunu sormuştu; "Hocam çocuğumuzun sevgi istediğine ve beklediğini nasıl anlarız?" Ona şu açıklamada bulunmuştum; "Bu durumda gelir sizi rahatsız etmeye başlar. Mesela, herkesin dikkatle T.V. seyrettiği bir sırada gider televizyonu kapatır, hem de filimin en heyecanlı yerinde. Baba eve gelmiş eline gazete almış tam gazete okumaya başlayacak gazetenin altından çocuk pat! pat! pat! Vurmaya başlar. Yada televizyon izliyorsunuzdur önüne geçer gövdesiyle izlemenizi engellemeye çalışır. Yada siz kendisiyle ilgilenmeyince gider öteki odada bir şeyleri kırar, döker ya da dağıtır. Bunlar hepimizin yaşadığı olaylar . Ama maalesef bir çoğumuz bu olayları görünce sevgi ve ilgi yerine tepki gösteriyoruz. Bu beklentiyi anlayamıyor ve "git başımdan" diyerek onu kovuyor, azarlıyoruz. Çocuğun sergilediği bu davranışlar aslında tamamen sevgi ve ilgi beklentisinden kaynaklanan davranışlardır. Sevgi ve ilgi beklerken, basma gelen bu durum çocuğu sarsar. "Sevgi ve sevecenlik çocuğun kafasını okşayarak, el ele tutuşarak, kucaklanarak doğal bir şekilde kolayca belli edilebilir. Her yaşta ki çocuğun sevecenliğe, kucaklanmaya ve ilgiye ihtiyacı vardır.” Zig Ziglar "Çocuklarınızı çokça öpün! Her öpücük karşılığında cennette bir derece
olacaksınız." H.z. MUHAMMED (s.a.v.) Çocukta görülen başarısızlık çoğu kez sevgi azlığından doğmaktadır. Okullarımızdaki uyumsuz çocukların sevgiye muhtaç olduğunu görürüz. Sevgiden yoksun çocukların büyümesi, yürümesi, konuşması gecikir. Zeka düzeyinde gerileme olur. Bu konuda bir araştırmayı vermek istiyoruz; Gecekondu semtlerinden hastanede doğmuş 100 çocuk denemeye alınır, boğan çocuklar, tek-çift yolu ile rasgele Seçilerek tekler hastanede alı konulur. Çiftler de ailelerine verilir. Hastanede kalan çocukların her türlü bakımları en iyi şekilde yapılır, diğer çocuklar ise yoksul aile yaşantılarına bırakılır. Çocuklar yedi yaşına geldikleri zaman yapılan ölçmede, gecekondularda ama ailelerinin yanında yetişen çocukların zekâ, beden ve duygusal gelişim yönlerinin hastanede yetişenlerden daha üstün olduğu görülür. Çocukları sevmek ateşe karşı bir kalkandır. Onlara iyilik etmek kişiyi
sırattan geçirir. Onlarla beraber oturup yemek, ateşten (cehennemden)
uzaklaştırır. H.z. MUHAMMED (s.a.v.) Aşırı sevgi de zararlıdır. Aşırı sevgi ve ilgi gösterilen çocuklar; şımarık yada pısırık (kendine güvensiz) olurlar. Her şeyin en iyisini kendisine ayırmak isteyen bir kişilik kazanır. Çocuğun sevgiyi almayı, vermeyi ve ayrıca sevgiyi paylaşmayı öğrenmesi gerekir. Seminerlerimde anne-baba-çocuk arası sevgi eksikliğinin nelerden kaynaklandığı üzerinde dururum. Seminere gideceğim yerlerden isteklerim olur. Herkesin şaşırdığı en ilgi çekici isteğim 5 adet yastıktır. Yastık sözünü duyanlar önce bir şaşkınlık geçiriyorlar ve sonra yastıkları ne yapacağımı soruyorlar. Yastıkları birbirini çok seven eşleri ayırmak için kullanıyorum, önce gelen eşlerin bir birine sarılmalarını istiyorum ve onları alkışlattırıyorum. Sonra yastıklardan ikisini anneye, üçünü de babaya veriyorum. Verdiğim yastıklardan iki tanesinin onların anne-babaları olduğunu, babada olan üçüncü yastığın ise babanın işi olduğunu söylüyorum. Sonra da sarılmalarını istiyorum tabii şartlamıyorlar ve herkes gülüyor. Gerçekten bir birlerini çok sevmelerine rağmen anne-babaların arada olmasından dolayı ayrılma noktasına gelen eşler gördüm. Ve bu durum beni kahrediyor. Ayrıca iş hayatı ailemizle daha mutlu ve daha huzurlu olmamıza katkı sağlamak için vardır. Bizi bir birimizden uzaklaştırmak için değil. İşimiz yüzünden biricik eşimizi ve çocuklarımızı ihmal ettiğimizi ne zaman fark edeceğiz. Aramızdaki iş yastığından kurtulmak ve ailemize zaman ayırmak zorundayız. Bununla ilgili şu iki hikaye gerçekten çok etkileyici; |