Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Temmuz 2016, 01:16   Mesaj No:2

AlimOğlu

Medineweb Usta Üyesi
AlimOğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:AlimOğlu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15399
Üyelik T.: 24 Aralık 2011
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Mesaj: 264
Konular: 59
Beğenildi:189
Beğendi:36
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

ORUÇ
Orucun farz kılındığını bildiren ayetler Bakara 183-184. ayetlerdir.
Oruç: Hicretten 1,5 yıl sonra Şaban ayının 10. günü farz kılınmıştır.
Rüknü: İmsaktir. İmsak; engellemek, kendini tutmak demektir. Orucun vücûb sebebi ise vakittir, yani ramazan ayının girmesidir.
Orucu yükümlülük şartları: Müslüman, akil, baliğ, mukim, takat getirmektir.

Orucun vücup sebebi: Vakit, yani Ramazan ayının gelmesi demektir.
Oruç çeşitleri: Farz oruç: Ramazan orucu, Kaza orucu, Keffaret orucu, Zıhar, kaza ile adam öldürme orucu, Hacda vaktinden önce tıraş olma (halk) orucu, Yemin orucu.

Vacip oruç: Nezir (adak) orucu, bozulan nafile orucun kazası;
Eyyam-ı Bıd: Her ayın 13, 14, 15. Günleri oruç tutmaktır.
Visal Orucu: İftar yapmadan iki gün üst üste oruç tutmaktır.

Oruç tutmanın haram olduğu günler: Ramazan bayramının ilk günü, Kurban bayramının dört günü, hayız ve nifas halinde oruç tutmak haramdır.
İhtilaf-i metali: Ramazan hilalinin görülme meselesi.

Oruç tutmamayı mübah kılan durumlar: Sefer, hastalık, gebelik, emzirme, yaşlılık, ileri derecede açlık ve susuzluk, zor ve meşakkatli işlerde çalıştırılma.
Orucun geçerlilik şartları: Niyet ve orucu bozan şeylerden kaçınma. Hanefîler'e göre ramazan orucu, nâfile oruçlar ve vakti belirtilmiş adak (nezr-i muayyen) oruçlarının niyet etme vakti gün batımından başlayıp ertesi günün kuşluk vaktine hatta öğle namazı vaktinin girmesinden az önceki vakte kadar devam eder. Öğle vakti girdikten sonra artık hiçbir oruca niyet edilemez. Mâlikîler'e göre niyetin geçerli olması için güneşin batmasından itibaren gecenin son kısmına kadar veya fecrin doğması ile birlikte yapılması gerekir. Şâfiîler'e göre ise ramazan orucu, kazâ orucu ve adak orucuna geceden niyetlenmek şarttır. Fakat nâfile oruca zevalden önceye kadar niyetlenmek câizdir.

Orucu bozup kaza ve kefareti gerektiren durumlar: Ramazan orucunu bilerek cinsel ilişkide bulunarak ya da yiyip içerek bozmaktan dolayı gerekir.
Sadece kazayı gerektiren durumlar: Beslenme amacı taşımayan, yenilip içilmesi mutad olmayan şeyleri yemek içmek kazayı gerektirir. Çiğ pirinç, çiğ hamur, un, ham meyve vb.

Kusma: Kasten ve ağız dolusu olursa oruç bozulur, kaza gerekir, şayet ağız dolusu olmazsa bir şey lazım gelmez. Rahatsızlıktan dolayı kusma orucu bozmaz.
Maliki mezhebi: oruç kefaretinde tertibi şart koşmaz, kişiyi muhayyer bırakır.

ZEKÂT
Hicretin II. Yılı ramazanın sonunda farz kılınmıştır. Zekâtın kelime anlamı "artma, çoğalma, arıtma ve berekettir". "Doğru söylemek, sözünü tutmak" anlamına gelen sıdk kökünden alınmış olan ve Kur'an ve Sünnet'te zekât anlamında sadaka kelimesi de kullanılmıştır.
Zekâtın vücup sebebi: Zenginliktir.
Zekâtın geçerlilik şartları: Niyet ve temlik

Malın zekâta tabi olmasının şartları: 1- Tam mülkiyet, 2- Malın artıcı (nami) olması, 3- Nisaba ulaşmış olması, 4- Tabi ihtiyaçlardan fazla olması (havaici asliye) 5- Üzerinden bir yıl geçmiş olması (havelan-i havl) gerekir.
Nisab: Sözlükte "sınır, işaret, asıl ve kök" anlamlarına gelen nisab kelimesinin terim anlamı; zekâtın vücûbuna alâmet ve ölçü olmak üzere Hanefiye göre tesbit edilen zenginlik ölçüsüdür. Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîler'e göre ise zenginlik ölçüsü “kifâye” yani kişiye ve bakmakla yükümlü olduğu kimselere yetecek kadar mala sahip olmaktır.
Nemâ: Malın artıcı olması demek olan nema; sözlükte "artmak, çoğalmak, gelişmek" anlamlarına gelen nemâ dinî terim olarak iki kısma ayrılır.1. Hakikî (gerçek) nemâ: Bir malın ticaretle, doğum yoluyla veya tarımla artmasıdır. Ticaret malları, hayvanlar ve toprak ürünleri böyledir. 2. Takdirî (hükmî) nemâ: Bir malın kendisinde nemâ imkânının bizzat (potansiyel olarak) mevcut olmasıdır. Altın, gümüş ve parada olduğu gibi. Beş sınıf mal zekâta tâbidir. Bunlar; para (altın, gümüş vb.), ticaret malları, toprak ürünleri, hayvanlar, define ve madenler. Bu mallar incelendiğinde hepsinin nâmî (artıcı vasıfta) oldukları görülür.
Malu’d-Dımar: Tam mülkiyet olunmayan mala denir.

Deyn-i Kavi: Kuvvetli alacak. Borçlunun kabul ettiği ve ödeme gücüne sahip olduğu için ödenme ihtimali yüksek olan alacağın her yıl zekâtının verilmesi, borçlunun ödeme güçlüğü içinde bulunması veya ödemeyi kabul etmemesi gibi durumlarda ise elde edildikten sonra alacağın zekâtının verilmesi uygun olur.
Deyn-İ Mutavassıt Orta Kuvvette Alacak; Ev kirası gibi zekât mevzuu olmayan bir malın bedelidir.

Deyn-İ Zaîf Zayıf Alacak: Mal bedeli olmayan mehir ve diyet gibi alacaklardır. Bu tür alacak zekâta tâbi değildir.
Havaici asliye: İhtiyaç fazlası mal
Havelan-i Havl: Malın üzerinden bir kameri yılın geçmesi. Yıllanma.
Mal-i Müstefad: Önceden yok iken sonradan ferdin mülkiyetine geçen mala denir.
El-Emvalu’l-Batıla: Gizli mallar, Para veya ticaret malları.
El-Emvalu’z-Zahire: Açık mallar, toprak ürünleri, hayvanlar, madenler.
Maden ve definelerin zekâtları elde edildiklerinde verilir, yıllanma ve nisab aranmaz. Toprak ürünlerinin azı da çoğu da zekâta tabidir.
Nisab-ı İstiğna: Zenginlik ölçüsüne denir.

Zekât nispetleri:
Altın: 80,18 gr. 1/40
Gümüş: 561,2 gr. 1/40
Toprak ürünleri (öşür): doğal ve ücretsiz sulamada 1/10, ücretli sulamada 1/20 zekât verilir. Bu ürünler 653 kg. ulaşınca zekâta tabi olurlar. İmâm-ı Âzam'a göre bütün toprak ürünlerinin zekâta tâbidir. İmam Mâlik ve Şâfiî'ye göre ise bir sene muhafaza edilebilen gıda maddesi özelliğine sahip toprak ürünleri zekâta tâbidir. Şâfiîler meyveden sadece hurma ve üzümün zekâta tâbi olduğu görüşündedir. Ahmed b. Hanbel'e göre ölçülebilen, kurutulabilen, dayanıklı olan gıda maddeleri ve insanoğlu tarafından yetiştirilen bütün ürünler zekâta tâbidir. Ahmed b. Hanbel, zekâta tâbi mallarda gıda maddesi olma şartını aramamaktadır. Buna göre pamuk, keten gibi giyim eşyası yapılan maddeler de zekâta tâbidir.

Bal: 1/10 olarak Hanefî ve Hanbelî mezheblerine göre balın zekâtı verilir. Şâfiî ve Mâlikî mezheblerine göre baldan zekât verilmez.
Maden veya hazine: 1/5 Hanefî mezhebine göre madenlerde nisab aranmaz. Bulunan veya işlenen maden az da olsa çok da olsa vergiye tâbidir İmam Mâlik, İmam Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre ise madenlerin zekâta tâbi olabilmeleri için nisab miktarına ulaşması gerekir. Bu da hadislerle gösterilen altın ve gümüş nisabıdır. Madenler bu kıymetlere ulaşmadıkça zekâta tâbi olmazlar.
Deve: Beşten dokuza kadar bir koyun verilir.
Koyunların Zekâtı:
1’den 39’a kadar zekâttan muâf
40’tan 120’ye kadar 1 Koyun
121’den 200’e kadar 2 Koyun
200’den 399’a kadar 3 koyun
400’den 500’e kadar 4 koyun

Saime: Senenin çoğunu meralarda otlayarak geçiren hayvanlardır.
Malufe: Yemle beslenen hayvan.
Amile: Çalıştırılan hayvanlar.
Sığırların Zekâtı: Sâime olan sığırlarda zekât nisâbı 30 sığır olup, bundan azı için zekât gerekmez. 30 sığırdan 40 sığıra kadar, zekât olarak iki yaşına basmış erkek veya dişi bir buzağı verilir. 40 sığırdan 60 sığıra kadar, üç yaşına girmiş erkek veya dişi bir dana verilir. Tam 60 sığır olunca, birer yaşını bitirmiş iki buzağı verilir. Sonra her otuz sığırda bir buzağı ve her 40 sığırda bir dana verilmek sûretiyle hesap edilir. * İmam Mâlik çoğunluğa muhalefet etmiş, ister sâime, ister besi, isterse çalıştırılan hayvan olsun hepsinin zekâta tâbi olacağı görüşünü savunmuştur.
Hisse Senetleri’nin Zekatı: Hisse senetleri menkul kıymetler borsasında alınıp satılmak ve böylece ticareti yapılıp kazanç elde etmek için bulunduruluyorsa, ticaret malları gibi işlem görürler, rayiç bedelleri üzerinden % 2.5 oranında zekâta tâbi olurlar.
Hanefi: Altın ve gümüş süs eşyası zekâta tabidir. İmam Şâfiî, İmam Mâlik ve Ahmed b. Hanbel'e göre ise mubah olan kadın süs eşyası zekâta tâbi değildir.
Sanayi aletleri: Döner sermaye + gelirden %2,5

Akar: Kira geliri getiren yerlerdir. Geliri nisaba ulaşıp üzerinden bir yıl geçince %2,5
Rikaz: Yerden çıkan define veya madenler.
Mevât: (işlenmemiş, sahipsiz) topraklarda veya sahibi bilinmeyen topraklara denir.
Zekâtın sarf yerleri: Fakirler, Miskinler, Zekât memurları, Müellefe-i Kulüb, Rikab (köleler), Borçlular, Fi sebilillah, İbnü’s-Sebil (yolda kalmış kişi) Tevbe: 60. Ayet.
Zekâtın verilemeyeceği yerler: Usul: (ana, baba ve dedeler) füru: (çocuk ve torunlar), zenginler, Hz. Peygamber’in yakınları.
Garimin: Borcu olan ve borcundan başka nisab miktarı malı bulunmayan kişi.

Fıtır sadakası: Ramazan bayramına kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velâyetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukları malî bir ibadet"tir. Fıtır sadakası, fıkıh eserlerinde "baş"a izâfe edilerek "zekâtü'r-re's" (baş zekâtı) şeklinde anılmıştır. Hicri II. Yılda Şaban ayında zekâttan önce farz kılınmıştır. Diğer mezheplerde farz, Hanefi’de vaciptir. Zekâttan farkı: malın artıcı olması ve üzerinden bir yılın geçmesi şartı aranmaz. Hanefi mezhebinde fitre için nisab şart; diğer mezheplerde zengin fakir herkes vermelidir. Ramazanın 1. Günü tan yerinin ağarmasıyla fıtır sadakası kişiye vacip olur.
Zekâtın verilme zamanı: Fakihler şartları gerçekleşen malda zekâtın derhal (fevrî) yani sene biter bitmez ödenmesi gerektiğinde görüş birliğine varmışlardır. Çünkü malda gerçekleşen zekât borcu, artık kul hakkıdır.
KURBAN
Yükümlülük şartları: Müslüman, Akil, Baliğ, Zengin, Mukim olmak
Kurban çeşitleri: Kurban bayramı kurbanı, Akika, Nezir adak, kıran ve temettü hedyi, hac yasakları ihlali ceza kurbanı.
Kurban bayramı günleri: Zilhicce ayının 10, 11, 12, 13. Günleridir. İlk üç gün kurban kesilir.
Kurban kesmenin rüknü: Kurbanlık hayvanın kanını akıtmaktır.

Tesmiye: Kesilecek hayvanın üzerine Allah’ın adını anarak kesmektir.
Akika: Yeni doğan çocuğun başındaki saçın adıdır. Doğumdan sonra 7. Gün bu kurban kesilir.
Zebh: Koyun ve sığır cinsi hayvanları çene altlarından kesmeye denir.
Nahr: Deveyi göğsünün üstünden kesmeye denir.
Celâle: Pislik yemiş kara hayvanın kesim öncesi bir müddet bekletilmesini ifade eder. Koyun 4 gün, tavuk üç gün bekletilir.

KEFFARETLER
Oruç bozma kefareti: Köle azad etmek, 2 ay peş peşe oruç, 60 fakiri doyurmak. Zimmette sübut bulmuş bu gibi oruçlara geceden niyet edilir.
Yemin kefareti: Köle azad etmek ya da 10 fakiri sabahlı akşamlı doyurmak ya da 10 fakiri orta halli giyindirmek ya da 3 gün oruç tutmak. Kişi bu seçenekler arasında muhayyerdir.

Zıhar kefareti: Helal olan hanımının bir uzvunu, kendisine haram olan birisine benzetmek. Cahiliye döneminde bir tür boşama çeşididir. Zıhar kefaretinde muhayyerlik yoktur, sıraya riayet edilir: gücü yeten köle azad eder, gücü yetmeyen 2 aya peş peşe oruç tutar, buna da gücü yetmeyen 60 fakiri doyurur.
Adam öldürme keffareti: Mü’min bir köle azad etmek, gücü yetmeyen 2 ay oruç tutar.

Hacda tıraş (halk) kefareti: 3 gün oruç, ya da 6 fakiri doyurmak, ya da bir koyun kurban etmek.
Gurre kefareti: Anne karnındaki cenine karşı işlenen cinayettir. Çocuk aldırma veya düşürmektir. Kasten veya hataen olması fark etmez kefaret gerekir. Beş deve veya altın ve gümüşün o sıradaki değerine göre yaklaşık 212,5 gr. Altın veya 1785 gr. Gümüş kefaret olarak verilmelidir.

YEMİNLER
Lağv: Yanlışlıkla doğru olduğu sanılarak yapılan yemindir. Bir şey gerekmez.
Gamus: Geçmiş zamanda yapılmış veya yapılmamış bir iş hakkında bile bile kasten ve yalan yere yapılan yemindir. Kefaret kurtarmaz, bol bol istiğfar etmelidir. Şaafiiye göre bu yemin çeşidine de kefaret gerekir.
Mün’akid: Mümkün ve geleceğe ait yapılan yemindir. Keffaret bu yemine gerekir. (yemin kefareti ile ilgili ayet Maide 89) köle azad etme, 10 fakiri yedirme ya da giydirme, ya da 3 gün oruç.

EVLİLİK
Evliliğin unsurları: Tarafların varlığı, İrade beyanı.
Kuruluş (inikad) şartları: Ehliyet, Meclis birliği, Evlenme engelinin olmaması, Evliliğin şartsız olması.
Evliliğin geçerlilik şartları: Şahitler, Evlenme engelinin olmaması, İkrah (zorlama) olmaması, Evliliğin gizlenmemesi.

Evlenme engelleri:
Devamlı engeller: Kan hısımlığı, Sıhrî hısımlık, Süt hısımlığı.
Geçici evlilik engelleri: Başkasının eşi olma, İki akraba ile birden evlenme, Üç kere boşama, Din farkı.
Hürmet-i Musahara: Hısımlıktan meydana gelen haramlık.
Sıhrî hısımlık: Evlilik yoluyla oluşan akrabalık
Mehr-i Müsemma: Nikâh esnasında belirlenmiş mehre denir.
Mehr-i Misl: Adı konmamış, nikâh akdi esnasında belirlenmemiş mehirdir. O civarda örfen mehir ne kadar ise o emsal teşkil edilerek mehir takdir edilir.
Mehr-i Muaccel: Nikâh akdi esnasında peşin verilen mehirdir.
Mehr-i Müeccel: Sonraya bırakılan, nikâh akdinde verilmeyen mehirdir.

Boşama Şekilleri
Ric’i Talak: Yeni bir nikâh akdine gerek olmayan boşamadır.
Bain Talak: Yeni bir nikâhla eşine dönme imkânı olan boşamadır. Evliliğe derhal son verilir.
Sünni Talak: Hz. Peygamber’in bu konuda getirmiş olduğu ölçü ve sınırlamalara riayet edilerek yapılan boşama şeklidir.
Bıd-i Talak: Sünnete aykırı boşama şeklidir.
Tefiz-i talak: Kocanın karısına boşama hakkı vermesidir.
Beynunet-i Kübra: Büyük ayrılık, üçüncü boşama sonucu ortaya çıkan hukuk.
ve Lian: Karısının zina ettiğini ve çocuğunun zina mahsulü olduğunu iddia eden kocanın mahkemede yeminleşmesi hâkimin onları boşaması.
İla: Kocanın 4 ay veya daha fazla karısına yaklaşmayacağına yemin etmesine ve nezirde bulunmasına denir. Bu süre zarfında koca eşine dönmez ise, bir bain talakla boş sayılırlar.
İddet: Boşama, Evliliğin feshi, Ölüm gibi sebeple evliliğin sona ermesi durumunda, kadının yeni bir evlilik için beklemesi gereken süreye denir.
Ölüm iddeti: Hamile kadının doğumla biter, hamile değilse 4 ay 10 gün bekler.
Boşanma ve Fesih İddeti: Hamile kadının doğumla biter, hamile değilse 3 hayız dönemi, hayızdan kesilmişse 3 ay bekler.
Kazif: Namuslu kadına zina iftirasında bulunmak.
Münâkehât: Aile hukuku.
Alıntı ile Cevapla