Dirayet Tefsiri Yöntemi
İnsanın karşısına değişik dönemlerde farklı meselelerin çıkması doğaldır. Tâbiîn ve sonrası dönemlerde konuşulan meseleler de sahabe döneminde gündemde olan ve cevap aranan meselelerden farklı olmuştur. Bu bakımdan müfessirin Kur’ân’da bulmaya çalışacağı cevap ve çözüm ihtiyacına, bir de insandaki merak duygusu katıldığında dirâyet tefsîrinin ortaya çıkış sebebi daha açık anlaşılmaktadır. Çünkü rivâyet tefsîri kanalıyla gelen sınırlı bilgiler, bazı meseleler için yeterli değildir, çok daha geniş açılımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yüzden dirâyet tefsîrinin ihtiyaç sonucu ortaya çıktığı rahatlıkla söylenebilir.
Fetihlerle birlikte İslâm coğrafyasının genişlemesi sonucunda Müslümanlar arasında daha önce hiç duyulmamış yeni problemler, felsefî fikirler ve akımlar ortaya çıkmıştır. Bir de nübüvvet asrından uzaklaştıkça Müslümanların vahyî ve nebevî bilgi ve kültürlerinin zayıflaması, hem daha önce üzerinde durulmayan nassların, hem de açıklanmış olmakla birlikte yeniden ele alınması gereken âyetlerin tefsîrini zorunlu hale getirmişti. İşte böyle hassas bir dönemde söz konusu edilen tefsîrin, rivâyet kaynakları yanında farklı bilgilere ve içtihada da yer vermesi icap ediyordu. Bazen de farklı rivâyetler arasında tercihte bulunmak gerekiyordu. Bu da dirâyet tefsîrinin ilk adımıydı. Dirâyet tefsîrini rivâyet tefsîrinden ayıran en belirgin özellik, müfessirin çeşitli yollarla elde ettiği bilgi ve birikimi neticesinde oluşan kanaatine yer vermesidir. Dirâyet tefsîrinde müfessir, rivâyet müfessirine oranla çok daha aktif ve teyakkuz durumundadır.
Fakat burada bir meseleyi izah etmekte yarar vardır: Acaba dirâyet tefsîri, rivâyetlerden hiç istifade edemeyecek midir? İşte burada dirâyet tefsîrinin kabule şayan görülen kısmıyla, yani memduh dirâyet ile kabule şayan görülmeyen, kötülenen, yani mezmum dirâyet kısımları anlaşılır hale gelmektedir. Sağlıklı ve kabule şayan görülen bir dirâyet tefsîri, elbette rivâyet tefsîr kaynaklarını kullanmalıdır. Memduh dirâyet tefsîrinin takip etmesi gereken belki en sağlıklı yöntem, öncelikle rivâyet tefsîri kaynaklarına başvurmak olmalıdır. Sonra da dirâyet müfessiri bu kaynaklardan elde ettiği bilgileri, kendi döneminin bilgi, birikim ve akıl süzgecinden geçirmelidir. Ortaya koyduğu yorumların heva ve hevese değil, delil ve karineye dayalı olmasına dikkat etmelidir. Dirâyet müfessirinin ortaya koyacağı bu zihinsel çaba esasında içtihat demektir. Her âyet için böyle bir çalışma yapılması gerekmeyebilir. Rivâyet tefsîri kaynaklarından elde ettiği bilginin problemi çözmesi durumunda dirâyet müfessirinin belki sadece problemi ve bulduğu çözümü tahlil etmesi gerekecektir.
__________________ Büyükler fikirleri, Ortalar olayları, Küçükler kişileri tartışır.
|