****** *************************************************T arih boyu dinsel geleneklerde yer alan ortodoksi-heterodoksi çekişmelerine baktığımızda, ortodoksinin kendisini, “doğru/kanonik inanç ve öğretilere sahip olan” şeklinde gördüğü ve hakikati ifade etme konusunda bir tekelcilik ya da monopoli oluşturduğu dikkati çeker.
Farklı inanç sistemlerinden inanç ve ibadet unsurları taşıyan melez dinsel gelenekler “senkretik dinler”*olarak tanımlanmaktadır. Örneğin İslâm ile Hindu geleneğinden birçok unsur taşıyan Sih dini senkretik bir din olarak tanımlanabilir. Yine son dönemlerde ortaya çıkan ve Hıristiyanlıkla Yahudilikten ya da Hıristiyanlıkla Budizmden birçok unsur taşıyan Yahova Şahitleri, Moonculuk, Sayentoloji gibi hareketler senkretik akımlar olarak değerlendirilebilir.************ Kültler, içe dönük cemaat anlayışıyla ve gizemcilikleriyle diğer din mensuplarından ayrılırlar. Örneğin*son dönemlerde Batı dünyasında sayıları hızla artan çeşitli Neo-Gnostik grupları bu çerçevede değerlendirmek mümkündür. Ayrıca müstakil bir inanç sistemi ve ibadet anlayışını geliştirip temsil etmekten öte, kurulu yaygın dinsel geleneklere ve sosyal değerlere karşı bir anarşizmi, başkaldırıyı temsil eden, 20. yüzyıl ortalarından itibaren Batıda yayılan Satanizmi bu bağlamda değerlendirmek mümkündür.
Dinler Tipolojisi/Tasnifi*********** Dinlerin çeşitli açılardan farklı tasniflere tabi tutuldukları dikkati çekmektedir. Örneğin*geçtiğimiz yüzyılda yaygın bir söylem olarak etkisini hemen her alanda hissettiren pozitivist paradigma kendi evrimci anlayışı doğrultusunda bir dinler tipolojisi yapmaya çalışmıştır. Bu bağlamda dinler “ilkel dinler” ve “gelişmiş dinler” şeklinde iki ana grupta toplanmış; dinin ilkelliği ve gelişmişliğinde ise ilgili dine mensup olan insanların sosyo kültürel yaşamları belirleyici olmuştur.************ *************Benzer şekilde diğer din mensupları da kendi inanç sistemlerini merkeze alarak din sınıflamaları yapmışlardır/yapmaktadırlar. Örneğin Hıristiyanlık Ortaçağ başlarından itibaren kendisini yegâne doğru din olarak görmüş ve kendisi dışındakileri pagan gelenekler olmakla itham etmiştir. Aynı şekilde Sabiilik kendisini yegâne doğru (“kuşta”) olarak görürken diğerlerini yanlış ya da “kabda” kategorisinde değerlendirmiştir.* ***************Mesajın evrensel olup olmaması açısından dinleri evrensel dinler, milli dinler şeklinde iki ana kategoriye ayırmak mümkündür.dinler inanılan tanrının tekliği ya da çokluğu açısından monoteist, düalist, henoteist ve politeist dinler; tanrının bilinip kavranması açısından agnostik ve gnostik dinler ve inanılan tanrının evrenle ve insanla ilişkileri açısından panteist, deist dinler gibi kimi sınıflamalara ayrıştırılmaktadırlar. Bu sınıflamalar da her zaman tam olarak kapsayıcı olamamaktadır.********** *******Dinler inanç ve öğretilerinin merkezinde yer alan ana kavram veya değer açısından da tanımlanmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda örneğin Hıristiyanlık tüm inanç ve değerlerinde Mesih inancına ağırlıklı yer vermesi nedeniyle Kristosentrik ya da “Mesih merkezli” bir dindir. Yahudilik İsrailoğullarının seçilmişliği inancını merkeze koyan etnosentrik bir din olarak, İslâm ise taviz vermez tek tanrıcılığı ya da Tevhid inancını merkeze alan teosentrik (veya daha yerinde bir ifadeyle Tevhid merkezli) bir din olarak değerlendirilebilir.
Çeşitli Tanrı Düşünceleri ve Dinler********** **Teizm tanrı ya da tanrıların doğaüstü üstün güçler olarak algılandığı geleneklerdir. Bunlardan monoteist ya da tek tanrıcı dinler insanların yaşamlarında yer verdikleri ya da verebilecekleri diğer üstün güçleri reddederek bir tek üstün gücün, yani bir Tanrı’nın varlığının kabul edilmesini ön plana çıkarmışlardır.*** **********Dinlerde üstün güç olarak inanılan tanrısal varlık bazı dinlerde ise düalist ya da politeist bir bağlamda düşünülür. Düalist ya da iki tanrıcı dinler genellikle iyi ve kötü düalitesi çerçevesinde bir iyilik bir de kötülük tanrısının varlığını kabullenirler; ancak kötülükten sakınmak amacıyla iyilik tanrısına tapınmayı esas alırlar.*** *****Bazı dinlerde ise çoktanrıcılık kabul edilmekle birlikte, bunlardan yalnızca birisi üstün güç olarak kabul edilip tazim edilir. Böylesi geleneklerin tanrı inancı Henoteizm*kavramıyla ifade edilir.***** Benzer şekilde inanılan tanrının sıfatları konusunda da dinler arasında çeşitli farklılıklardan söz edilebilir. Genellikle çok tanrıcı dinlerde tanrılar, insanın tecrübe dünyasından hareketle insan biçimli ve insan nitelikli varlıklar şeklinde tanımlanır. Tektanrıcı inanç sistemlerinde ise Tanrı her ne kadar mutlak anlamda aşkın bir varlık olarak düşünülse de yine de bu dinlerin kutsal metinleri tanrı ile ilgili mecazi tanımlamalara yer verirler.
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |