ÜNİTE-2
Hint Dinleri I Hinduizm-Cayinizm
HİNDUİZM************* Hindular kendi dinlerini ifade etmek için sanatana dharma ismini kullanırlar. “Sonsuz/ezeli dharma/yasa” anlamına gelen bu kelimeyle belli bir kurucuyla ilişkendirilen dünyanın diğer büyük dinlerinin aksine, onun bir başlangıcının olmadığını ifade etmek isterler. Hintli olmayanlar arasında ise Fars dilinde “İndus nehrinin doğu tarafında yaşayanlar” anlamına gelen Hindu (San
itçe sindhu, nehir) kelimesinden türeyen Hinduizm kullanılır.* Hinduizm, Hindistan nüfusunun yaklaşık yüzde 80’nin tabi olduğu; Batı ülkeleri de dâhil olmak üzere Hindistan dışında da 45 milyondan fazla mensubu bulunan bir dindir. Hindistan dışındaki 45 milyon bağlıdan 18 milyonu, Hinduizm’i devlet dini ilan eden tek ülke olan Nepal’de yaşamaktadır.***** ************Hintliler tek bir tanrıya inandıklarını düşünürken bile, çoğunlukla birçok tanrıya tapıyormuş gibi görünürler. Herhangi bir şahsı kurucusu olarak görmedikleri gibi, herhangi bir kutsal metni tek başına bağlayıcı olarak da kabul etmezler. Bütün Hindular için evrensel anlamda geçerli olan bir uygulama ve dogma da yoktur.
Tartışılacak yönleri olmakla birlikte, tespit edilen bu ölçütler arasında şunlar zikredilebilir. Vedaların mutlak otorite olduğunu kabul ederler. Hinduizm’in bir din olarak varlığını sürdürmesini isteyen modern Hindu düşünürler, gerçek bir lanet olduğu ve kaldırılması gerektiğini açıkça savundukları kast sistemi ve yerine getirilmesi gereken onunla ilgili kurallar. Yüzeysel bir özellik olsa da, ineğin ve Brahmanların kutsallığının kabul edilmesi de bu ölçütlerden biridir. Atman, karma, samsara ve mokşa ile ilgili inançlar da, Hinduizm söz konusu olduğunda ne evrensel ne de esas inançlar olmasa da, Hint dini-felsefi okulların hepsi tarafından gerçek olarak kabul edilirler.** ****Yakın zamanlara kadar hiç kimse, Hindu olarak doğmak dışında Hindu dinine giremezdi. Ancak, modern Hindu tanımı, eskiye nazaran nispeten genişledi.
TARİHSEL SÜREÇ************ ******Din olarak Hinduizm, birbirine zıt ve birbiriyle çelişik özellikler ortaya koyar. Bu zıtlık ve çelişkiler, onun tarihsel süreci boyunca geçirdiği aşamalardan içinde barındırdığı şeylerden kaynaklanmaktadır.** *********Hinduizm kaynaklarından en eskisi, Veda dönemi Aryan halklarının buraya gelişinden önceki bir safhayı oluşturan ve 1920’lerden önce Mohenjo- Daro ve sonra Harappa kentleri etrafında odaklanan arkeolojik kazılarda kalıntıları ortaya çıkan medeniyettir. Milattan önce 4000-2200 yılları arasıyla tarihlenen ve bugün genel olarak Harappa Medeniyeti olarak bilinen Indus Vadisi Medeniyeti kalıntıları, başka şeyler yanında özellikle bu dönemin dini inançları hakkında da bir takım sonuçlara ulaşmayı mümkün kıldılar. Indus vadisi dini, bugün Hindistan’da bulunan dinin muhtemelen en erken şeklidir. Bu, Hinduizm’in temeli kabul edilen Veda dininden farklı tarafları olan ve birçok dalının varlığını hala devam ettirdiği Klasik Hinduizm’le yakın ve doğrudan ilişkileri olan bir dindir. Bu yüzden de Hinduizm’in tarih öncesi ilk dönemini temsil ettiği rahatlıkla söylenebilir.**** ********Mohenjo-Daro’daki kazılarda elde edilen ve üzerinde birtakım hayvanlarla birlikte üç yüzlü ve yoga yapıyor olarak resmedilen çıplak bir erkek tanrının bulunduğu bir mühür, söz konusu dönemin dini hakkında kısmen de olsa aydınlatıcı bilgi sunar. Buna göre, Mohenjo tanrısı, klasik Hinduzim’in tanrısı Şiva’ya benzemekte ya da onunla aynıdır.Fallus kültünün(erkek cinsel organı) de bu dönemin dini anlayışının önemli unsurlarından biri olduğu ortaya çıkmaktadır. Mohenjo-Daro tanrısının Ana Tanrıçayla ilişkili olması aynı zamanda onun bereket-yeşillik tanrısı olduğunu da gösterir. İbadet şekilleri arasında yağ ya da tütsü yakma ve kan takdim etme (tanrı heykellerine kan sürülmesi, Şiva’nın “kırmızı” anlamına gelmesinde de görülür) gibi dini uygulamalar olmakla birlikte burada herhangi bir mabet ve tapınma nesnesi olan heykeller ortaya çıkmamıştır.***** Hinduizm’in ikinci safhasını/dönemini yanlışlıkla Brahmanizm olarak da adlandırılan Veda dini oluşturmaktadır. Hinduizm, sırtını Veda inançlarına ve uygulamalarına dönmemiş, fiilen Vedaya mensubiyetini itiraf da etmiştir. Veda döneminin genel olarak mö. 2000’den 500’e kadar devam ettiği kabul edilir.**** ***Veda dini, fetih, yerleşme ve asimilasyon yoluyla söz konusu yüzyıllar boyunca kuzey Hindistan’a yayılan, ana mekânları Belh civarı olan ilk Aryanlar tarafından ortaya konuldu. Bunlar İran, Afganistan ve daha sonra Hindistan’a doğru hareket eden Hint-Avrupalıların bir koluydu. Bu dönemin dini hakkındaki kaynağımız, söz konusu dönem boyunca dini tutumlardaki dikkate değer bir evrilmeyi ortaya koyan Vedalardır. Bunlar, Hindistan’a gelip yerleşen Aryanlar tarafından derlenmiş, şekil ve muhteva bakımından birbirinden farklı San
itçe metinlerdir. Vedalar; samhitalar, brahmanalar ve upanişadlardan oluşur.******* **********İlk Aryanlar aynı zamanda bir tür ateş ibadeti ve Soma bitkisinin suyunun önemli bir rol oynadığı iptidai bir ritüel de geliştirdiler. Göç ettikleri yerde karşılaştıkları yeni durum, onların hayat tarzlarını değiştirmelerine yol açtı. Bu yeni hayat tarzı aynı zamanda onların dininin karakterini de değiştirdi. Eski kozmik din yerini, bir savaş tanrısına yani Indra’ya dönüşen muzaffer kahraman etrafında merkezileşen yeni bir dine bıraktı.** ***Brahmanalarda bulunur. Bunlar, kurbanla ilgili uygulamaya yönelik yorumlar ve mitolojik ayrıntıları içeren metinlerdir. Burada ritüalizm*hâkimdir. Brahman’ın bilgisi, kozmik kontrol için anahtar bir bilgiydi.* **********Vedalar dininin son safhası, Vedaların son bölümlerini oluşturan Upanişadlarda bulunur. Burada vurgu, ritüelden Bir olan ile kişisel ve mistik tecrübeye doğru kayar. Her şey teke indirildiğinde insan ruhu atman, Bir’i yani Brahmanı bizatihi tecrübe edebilir. Samsara, her bireyin brahmanla birleşmeyi gerçekleştireceği kurtuluşa (mokşa) kadar maruz kalacağı sonsuz döngüdür. İlahilerin çoğunun konusunu bu genedoğum-ölüm çemberinden nasıl kurtulanacağı oluşturur.********** ********MÖ. 500’den ms. 500’e kadarki on yüzyıllık dönem klasik Hinduizm dönemidir. Hinducu sentez olarak da adlandırılacak olan bu dönem, bugün hala geçerliliğini muhafaza eden temel kavramların yerleştiği bir dönemdir. Altı darşana (altı görüş) ya da felsefi ekollerin, kast (varna) düşüncesinin, her bir Hindunun hayatının altı safhaya ayrılması (aşrama), kutsal metinler arasında şruti (vahiy) ve smrti (gelenek) şeklindeki ayırımların ortaya çıktığı dönemdir.************ ***********Vedalara bağlılığı ortodoksinin ölçütü kabul ettiler;*dolayısıyla onları bir otorite olarak kabul etmeyenleri, yani Cayinist ve Budistleri heterodoks olarak ilan ettiler. Bu ölçüt, Cayinist ve Budizm’in yollarına ayrı bir din olarak devam etmelerine yol açtı.********** ********Hinduizm için en önemli unsurlardan biri, teizmin ortaya çıkmasıydı. Vedalar döneminde nispeten önemsiz iki tanrı olan Şiva ve Vişnu önemli hale geldiler. Vişnu’ya cömert ve dünyanın refahıyla ilgilenen tanrı niteliği verildi. *****Vişnu, dünyada bozulan ahlaki ve tabii düzeni yeniden düzeltmek maksadıyla on farklı bedende (avatar) olmak üzere dünyaya inmeye başladı. Vişnuculuk ve Şivacılık ile birlikte Şaktacılık da müstakil kitapları olan mezhepler haline geldiler.
Dönem hakkındaki iki önemli kaynak Mahabharata ve Ramayana destanları ve bunlardan daha meşhur olan ise, Mahabharata’da yer alan Bhagavat-gita adlı bölümdür. Bu sonuncusunda Vişnu, kurtuluşa giden üç yoldan, aydınlanma (cnana), dini ritler (marga) ve aşk (bhakti) yolundan bahseder.**** ***********Vedalar döneminde mitolojik içerikli, Puranalar olarak isimlendirilen bir külliyat evrildi, mabet ibadeti başladı ve klasik Hinduizm’in sonunda mabetler Hindu yerleşim yerlerinin ayrılmaz bir parçası haline geldi.** Hinduizm’in bir sonraki safhası, altıncı yüzyıldan on dokuzuncu yüzyıla kadar devam eden ortaçağ safhasıdır.* ****“Yeni Hinduizm” diye adlandırılan ve on dokuzuncu yüzyılda Batı modernizminin etkisiyle ortaya çıkan ve bir anlamda Hinduizm’i etnik bir din olmaktan evrensel bir din haline getiren hareketler ortaya çıkmıştır.