Mevlânâ’nın yedi öğüdünü gerçekleştirir oruç
Tatlı bir nehirdir oruç. Kudsi dağ yamaçlarından kopup geliyor. İçine akıyor. İçinde saklı cömertlik tohumunu uyandırıyor. Diğergamlığın, yardımseverliğin filizleniyor, dal budak veriyor. Sende senden fazlasını ortaya çıkarıyor. Bir nehir ol, şimdi. Ak, akabildiğince. Hesapsızca sevinçler taşı kıyılarına. Yamaçları, vadileri, ovaları neşelendir. Suya kandır kurak yürekleri. Cömertlikte nehir gibi eyledi seni oruç.
Sıcacık güneştir oruç. Kalbine doğuyor. Bencillik gölgelerini siliyor; bak. İçindeki yabanilikleri kaldırıyor. Tanıdık ediyor seni âleme. Aynı sancının altında beklerken, kardeş oluyorsun herkesle. Aynı hasreti çeke çeke için ısınıyor açlara, muhtaçlara. Eriyor buz gibi bencilliklerin. Akışkanlık kazanıyor merhametin. Kimseyi kimseden ayırmadan gün ışığı diye dokun şimdi herkese. Merhamette güneş gibi eyledi seni oruç.
Gecedir oruç. Başkalarının ayıplarını arayan gözlerini kapatıyor. Perde çekiyor zanlarına, tecessüslerine. Kendi ayıplarının derdine düştün şimdi. Kimsede ayıp aramaz oluyorsun. Dilin uzanamıyor başkasını incitmeye. Dudağına közlü sözler değmiyor. Ayıpları örtmekte gece gibi eyledi seni oruç.
Ölümdür oruç. Ansızın geliyor. Alıyor elinden yetkileri. Kudretini yok ediyor. Çare olamıyorsun en sevdiğine bile. Doyuramıyor seni dostların. Kapatıyorsun gözlerini dünyaya. Dünya sana küsüyor. Değerini kaybediyor herşey. Servetin çare olmuyor. Paran geçmiyor artık. Hırsların devriliyor açlığın eşiğinde. Hiddetin ve öfken tükeniyor. Teslim oluyorsun Rabbine. Rabbinin dilemesine göre biçimleniyorsun. Teslim oluyorsun. Öfkede ölü gibi eyledi seni oruç.
Topraktır oruç. Aslına döndürür seni. Ayrıcalıklarını yıkar. Ne kadar yürürsen yürü, düşeceğin yeri hatırlatır. Dünyanın albenisinden vazgeçirir seni. Eşitler seni herkesle. Bini bir eder. Siler ayrılık gayrılıkları. Geri alır emanetleri. Elini boşaltır. Hemhâl olursun çaresizlerle. Yıkılır iktidarın. Geçersizleşir tercihlerin. Kaybedersin iddialarını. Tevazuda toprak gibi eyledi seni oruç.
Denizdir oruç. Kıyısında buldun kendini. Sonsuz genişlikte ümitler verdi sana. Sığ sandığın lezzetleri derinleştirdi. Eline inci mercan veriyor, bak. Kirli paslı ne varsa, kokuşmuş ve çürümüş ne varsa, yutuverdi. Temizledi seni günah ve kusurlardan ama kirlenmedi, kokuşmadı. Kendisine kirli gireni yıkayıp da çıkardı oruç; temizledi. Deniz gibi çamurlu nehirleri kabul etti ama o nehirlere duru damlalar armağan etti. Hoş eyledi nahoşları. Bak, sen de deniz gibisin işte. Hoşgörmede deniz gibi eyledi seni oruç.
Niyettir oruç. Sadece niyet. Niyet seni kendinle buluşturur. Vicdanını buldurur sana. Seni vicdanınla eşitler. Olmayı hatırlatır sana; görünmeyi unutturur. Gösterişli yapmaz seni oruç. Gösterilebilir değildir oruç. Orucun fotoğrafı çekilmez. Görüntüsü olmaz. Kimsenin gözünde yer edinemezsin orucunla. Orucun riyası olmaz. Olduğundan fazla görünmene izin vermez. Belki de ilk defa, eyleminle değil niyetinle var olursun Ramazan’da. İçini dışına eşitler. Sözünü özüne eşitler. Eylediğini söylediğini bir eyler. Olduğun gibi görünür eyledi seni oruç ya da göründüğün gibi oldurdu..
Senai Demirci
__________________
Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |