İşte kâfirin nazarında dünya böyle şoförsüz bir otobüstür. Top güllesinden yetmiş defa daha süratli olan yıldızlar feza denizinde sahipsiz geziyorlar. Bir tanesi yolunu şaşırsa, başka bir yıldıza çarpacak, bir kıyameti koparacak. Onun nazarında her şey başıboş, sahipsiz ve vazifesizdir. İşte inançsızlığın bir neticesi olan bu korkudan hâsıl olan manevi bir cehennem ateşi, kâfirin kalbini daima yakar.
Mümin ise, kâinatı Allah’a teslim eder. Her şeyi kendi Rabbinin bir memuru bilir. Her şeyin dizgini onun kudret elindedir. Hiçbir şey onun izni ve iradesi olmadan hareket edemez. Tabiri caiz ise, onun itikadınca şu kâinat otobüsünün gayet hakim ve kerim bir şoförü vardır. İşte bu halin bir neticesi olarak mümin, dünyada dahi cennet hayatı yaşar. Bedeni zindanda dahi olsa ruhu ve kalbi manevi bir cennettedir.